Fransızca içindeki mélanger ne anlama geliyor?
Fransızca'deki mélanger kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mélanger'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki mélanger kelimesi karıştırmak, karıştırmak, karmakarışık etmek, karman çorman etmek, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, birbirine karıştırmak, karıştırmak, harmanlamak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, biririne karıştırmak, harmanlamak, karıştırma, , karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, birbirine karıştırmak, (iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmak, karıştırmak, karıştırmak, karışmak, karıştırma kabı, karıştırma kaşığı, kontrolden çıkmak, karışmak, karışmak, birbirine karışmak, kafası karışmak, zihni bulanmak, ile karıştırmak, ile karıştırmak, karıştırmak, karışmak, aşmak, birbirine karıştırmak, katmak, içkiye alkol, zehir, vb. katmak, ile karıştırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mélanger kelimesinin anlamı
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous avons mélangé les peintures rouge et jaune pour créer la couleur orange. Turuncu boya elde etmek için kırmızı ve sarı boyaları karıştırdık. |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélangez le beurre et le sucre, puis ajoutez les œufs. Yağı şekerle karıştırıp, yumurtayı ekleyin. |
karmakarışık etmek, karman çorman etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je t'en prie, ne mélange pas mes pièces d'échecs |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recette indique qu'il faut mélanger les ingrédients jusqu'à absorption du beurre. |
karıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Émilie a confondu les mots "périphérique" et "téléphérique". |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélange tous les ingrédients avec une cuillère. Kaşıkla bütün malzemeleri karıştırın. |
karıştırmak, birbirine karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tout d'abord, mélange les ingrédients à l'aide d'un fouet. |
karıştırmak, harmanlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélangez les ingrédients jusqu'à obtenir une pâte onctueuse. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On avait prévu de se voir mais il a mélangé les dates et il est venu un jour trop tôt. |
karıştırmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le récit du témoin mélangeait vérité et mensonge, à tel point qu'on ne pouvait distinguer le vrai du faux. |
karıştırmak, biririne karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
harmanlamakverbe transitif (des saveurs) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La boutique de thé en ville mélange du thé vert à de la tisane et en font leur mélange attitré. |
karıştırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mélanger le sucre l'aida à se dissoudre dans le café. |
verbe transitif (Imprimerie) |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe intransitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recette indique de mélanger (or: remuer) pendant deux minutes. |
karıştırmak, birbirine karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les vignerons ont fusionné merlot et cabernet sauvignon dans leur nouveau mélange. |
(iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmakverbe transitif (les cartes) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le donneur a battu (or: mélangé) les cartes. |
karıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Beaucoup de gens confondent le sens de "déduire" avec celui d'"inférer". |
karıştırmak(iki ismi, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ce sont de vrais jumeaux et je n'arrête pas de les confondre. |
karışmakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ajoutez simplement l'eau et le jus, et ils se mélangeront tout seuls. |
karıştırma kabı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karıştırma kaşığınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Utilise une cuillère en bois pour mélanger les ingrédients. |
kontrolden çıkmakverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les notes du professeur s'étaient mélangées et il avait du mal à donner son cours. |
karışmakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
karışmak, birbirine karışmakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kafası karışmak, zihni bulanmak(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pete s'est mélangé les pinceaux et m'a donné les mauvais documents par accident. |
ile karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Julia mélangea les œufs à du lait. |
ile karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le joaillier a fusionné or et agent pour créer une alliance moins coûteuse. |
karıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mélangez la peinture bleue à la peinture verte à l'aide d'un pinceau doux. |
karışmak(couleurs) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le dégradé où se fondent l'orange et le jaune dans ce tableau est très subtil. |
aşmaklocution verbale (musique, cinéma,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le jeune chanteur de country rêve de faire de la musique qui mélangerait les genres et serait bien classée dans les ventes d'album R&B. |
birbirine karıştırmak, katmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
içkiye alkol, zehir, vb. katmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gary a mis des somnifères dans sa boisson avant d'aller se coucher. |
ile karıştırmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık mélanger'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
mélanger ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.