İspanyolca içindeki aceptar ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki aceptar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte aceptar'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki aceptar kelimesi kabul etmek, olumlu cevap vermek, kabul etmek, almak, kabullenmek, kabul etmek, kabullenmek, onaylamak, kabul etmek, dikkate almak, rıza göstermek, rıza göstermek, kabul etmek, aynı fikirde olmak, kabul etmek, kabullenmek, kabul etmek, inanmak, kabul etmek, kabullenmek, yemin etmek, kabul etmek, kabul etmek, almak, kabul etmek, almak, kabul etmek, almak, kabullenmek, kabul etmek, razı gelmek, razı olmak, kabul etmek, onaylamak, tasvip etmek, kabul etmek, gir tuşu, kabul etmek, kabul etmek, almak, razı olmak, kabul etmek, kabullenmek, kabul etmemek, reddetmek, geri çevirmek, aynı düşüncede olmamaya razı olmak, tavsiye almak, fazladan satmak, zorla kabul ettirmek, sineye çekmek, anlayışlı, eyvallah demek, kabul etmek, kabul etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
aceptar kelimesinin anlamı
kabul etmek, olumlu cevap vermekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él aceptó la invitación a la fiesta. Bu berbat durumu kabullenmemiz mümkün değil. |
kabul etmek, almakverbo transitivo (ödeme olarak) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Aceptamos efectivo y tarjetas de crédito como pago de la mercancía. Nakit veya kredi kartıyla yapılan ödemeleri kabul ediyoruz. |
kabullenmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El ejército perdedor aceptó los términos de la rendición. |
kabul etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No puedo aceptar tu excusa. No tiene sentido. |
kabullenmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No puede aceptar que ahora él esté casado con alguien más. Yapılan açıklamayı kabullendi. |
onaylamak(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Su padre nunca aceptó a su novio. |
kabul etmekverbo transitivo (hediye, teklif, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando el anfitrión te ofrece una comida, aceptarla es de buena educación. |
dikkate almakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No estaba preparada para aceptar mis ideas. |
rıza göstermekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Generalmente acepto lo que dice para evitar una discusión. |
rıza göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los padres de Olivia aceptaron que fuera a la fiesta. |
kabul etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Está convencida de que todos aceptarán su plan una vez lo entiendan. |
aynı fikirde olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Rachel está contenta de aceptar la sugerencia de Harry. |
kabul etmek(una oferta, un reto) (teklif, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Aceptaron la oferta de la empresa de pagarles la formación complementaria. |
kabullenmek, kabul etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fue muy difícil aceptar la trágica muerte de mis padres. |
inanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kabul etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cuando Malcolm desaprobó su examen por décima vez, aceptó que nunca iba a poder conducir. |
kabullenmek(una circunstancia adversa) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El candidato aceptó la derrota. |
yemin etmek(matrimonio) (bir şeyi yapmaya) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La feliz pareja prometió amarse y honrarse mientras vivieran. |
kabul etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Aceptan tarjetas de crédito? Ödeme için kredi kartı kabul ediyor musunuz? |
kabul etmek, almakverbo transitivo (okula, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) En esta universidad solamente aceptamos a los estudiantes más inteligentes. |
kabul etmek, almakverbo transitivo (ödeme, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Aceptaría trescientas libras esterlinas por la mesa? |
kabul etmek, almak(üye, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sólo aceptamos nuevos miembros en primavera. |
kabullenmek, kabul etmek(algo difícil) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
razı gelmek, razı olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El director finalmente consintió los reclamos de los estudiantes. |
kabul etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sus colegas acogieron sus propuestas. Meslektaşları tekliflerini kabul etti. |
onaylamak, tasvip etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pese a que llevó mucho tiempo, el comité finalmente aprobó la propuesta de subvención de Jessica. |
kabul etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le pedí que viniera a la fiesta y accedió. Partiye gelmesini rica ettim, o da kabul etti. |
gir tuşu(tecla, voz inglesa) (bilgisayar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kabul etmek(figurado) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pueden no gustarte estos cambios, pero me temo que tendrás que tragártelos. |
kabul etmek, almak(birisini bir yere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fue admitido como miembro en el club de golf. |
razı olmak(coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jeff quería que Rita lo ayudara a hacerle una broma a Martin, pero ella se negó a seguirle la corriente. |
kabul etmekverbo transitivo (gerçeği, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El padre reconoció la paternidad del niño a causa del gran parecido físico. |
kabullenmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tom se rindió ante el hecho de que nadie iba a ayudarlo a limpiar, se arremangó y empezó a trabajar. |
kabul etmemek, reddetmek, geri çevirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La directora desaprobó los cambios sugeridos en el departamento de recursos humanos. |
aynı düşüncede olmamaya razı olmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si no puedes ver las cosas como yo, tendremos que aceptar nuestras diferencias porque yo no voy a cambiar de opinión. |
tavsiye almaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Es una muchacha muy independiente y no acepta consejo de nadie. |
fazladan satmak(birşeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La aerolínea reservó de más el vuelo y algunos pasajeros tuvieron que tomar el vuelo siguiente. |
zorla kabul ettirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El gobierno aceptó a la fuerza la ley, a pesar de las protestas de algunos miembros del partido. |
sineye çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El empleado se negó a aceptar su despido sin protestar, jurando que demandaría a su empleador. |
anlayışlı(-e karşı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esta comunidad es tolerante con las personas de todas las culturas y procedencias. |
eyvallah demek(gayri resmi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Él la sigue halagando, y ella lo acepta con entusiasmo. |
kabul etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ross accedió a someterse al detector de mentiras. |
kabul etmek(birisinin teklifini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Harás el trabajo por sólo veinte libras? Bien, acepto tu oferta. |
İspanyolca öğrenelim
Artık aceptar'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
aceptar ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.