Fransızca içindeki salle ne anlama geliyor?
Fransızca'deki salle kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte salle'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki salle kelimesi odadakiler, odadaki insanlar, büyük oda, salon, servis, koğuş, esas sınıf, olay yeri/mahalli, seyirci, büyük bina, sinema salonu, sinema, tiyatro, oda dolusu, bovling pisti, oturma odası, banyo, atari salonu, dans salonu, toplantı odası, mahkeme salonu, herhangi bir malın sergilendiği salon, teşhir salonu, showroom, oyun odası, haber odası, tüm üyelerin hazır bulunduğu toplantı, konser salonu, konferans salonu, doğumhane, yemek odası, yemek masası, oyun odası, ameliyathane, oyun odası, (borsa) satış salonu, alım satım salonu, bilgisayar laboratuvarı, dans kursu, biniş bekleme salonu, bekleme salonu, toplantı odası, sınıf, kasa, kasa dairesi, ameliyathane, çalışma salonu, sınıf, sinemaya ait, (havaalanı) yolcu salonu, paten alanı, ameliyathane, banyo takımı, ebeveyn banyosu, tuvalet, ameliyathane, egzersiz bisikleti, bekleme odası, toplanma/buluşma yeri, kuytu köşe, misafir odası anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
salle kelimesinin anlamı
odadakiler, odadaki insanlarnom féminin (personnes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La salle devint silencieuse quand il lança son annonce. |
büyük oda, salon
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La vieille salle disposait d'une grande cheminée pour être chauffée. |
servis, koğuş(à l'hôpital) (hastane) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
esas sınıfnom féminin (Scolaire) (okul) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
olay yeri/mahalli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
seyirci
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le producteur était heureux de voir qu'il y avait beaucoup de public à la première de la pièce. |
büyük binanom féminin (d'un village) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les parents d'Amanda ont loué une salle des fêtes pour célébrer son mariage. |
sinema salonu, sinema
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Au cinéma, les séances du matin sont généralement moins coûteuses que celles en soirée. Le film sortira au cinéma vendredi prochain. |
tiyatro
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a deux théâtres abandonnés dans ma ville natale. |
oda dolusu
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
bovling pisti(établissement) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
oturma odası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons un grand écran dans notre salon. |
banyonom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tina va dans la salle de bain (or: salle de bains) dès qu'elle est levée. Tuğçe sabah kalkar kalkmaz banyoya gider. |
atari salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants sont allés à la salle de jeux vidéo tandis que je suis allée faire les courses. |
dans salonu(résidence privée) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'hôtel dispose de trois salles de bal à louer. |
toplantı odası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a un déjeuner préparé dans la salle de conseil (or: salle du conseil) pour les directeurs. |
mahkeme salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
herhangi bir malın sergilendiği salon, teşhir salonu, showroom(d'un magasin) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
oyun odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
haber odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tüm üyelerin hazır bulunduğu toplantınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
konser salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'orchestre répète dans la salle de concert. |
konferans salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La réunion a lieu en salle de conférence dans 15 minutes. |
doğumhanenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils l'ont transportée à la salle d'accouchement pour une césarienne en urgence. |
yemek odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) D'habitude, la famille mange ensemble le soir dans la salle à manger. |
yemek masası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La table de la salle à manger est faite dans un bois de qualité. |
oyun odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les pensionnaires de la maison de retraite se sont réunis dans la salle de jeux pour jouer au bingo. |
ameliyathane
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chirurgien s'est rendu dans la salle d'opération pour réaliser l'intervention. |
oyun odasınom féminin (kıs) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai une salle de jeux au sous-sol avec un billard et une table de hockey. |
(borsa) satış salonu, alım satım salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On entend dans la salle des marchés que le marché boursier va s'effondrer. // La salle des marchés de la bourse de New York est une vraie maison de fous toute la journée. |
bilgisayar laboratuvarınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand j'étais à l'école, je travaillais dans la salle informatique dans la cadre de mon contrat en alternance. |
dans kursunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce club de gym dispose d'une piscine et d'une salle de danse. |
biniş bekleme salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On nous a fait patienter dans la salle d'embarquement avant de monter dans l'avion. |
bekleme salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Asseyez-vous dans la salle d'attente jusqu'à ce que quelqu'un vous appelle. |
toplantı odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La salle de réunion peut être organisée en théâtre, en U ou en salle de classe selon vos besoins et le nombre de participants. |
sınıf
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kasa, kasa dairesinom féminin (banka) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le directeur de la banque a déverrouillé la chambre forte. |
ameliyathane
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çalışma salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sınıf
L'article avait des idées intéressantes pour utiliser la tablette dans le cadre de la salle de classe. |
sinemaya ait
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
(havaalanı) yolcu salonunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Amy a attendu sa mère dans la salle d'attente de l'aéroport. |
paten alanınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils construisent une nouvelle piste de roller sur la Septième Avenue. |
ameliyathanenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aucun visiteur n'est admis dans la salle d'opération pendant les interventions. |
banyo takımınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le magasin proposait une salle de bains, comprenant une baignoire, un lavabo et un cabinet de toilette. |
ebeveyn banyosunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tuvalet(spécifique) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai frotté l'évier de la salle de bains jusqu'à ce qu'il brille. |
ameliyathanenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'infirmière a préparé la salle d'opération pour l'intervention chirurgicale. |
egzersiz bisikleti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bekleme odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Richard a attendu qu'on l'appelle dans la salle d'attente. |
toplanma/buluşma yerinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le club se réunissait dans leur salle de réunion chaque week-end. |
kuytu köşenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Richard et Daisy ont apporté leurs verres dans la petite arrière-salle. |
misafir odasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette maison est dotée de trois chambres à coucher et de deux salles de réception. |
Fransızca öğrenelim
Artık salle'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
salle ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.