İzlandaca içindeki barbara ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki barbara kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte barbara'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki barbara kelimesi barbar, medeniyetsiz anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

barbara kelimesinin anlamı

barbar

medeniyetsiz

Daha fazla örneğe bakın

Barbara McClintock (16. júní 1902 - 2. september 1992) var bandarískur vísindamaður og frumuerfðafræðingur sem hlaut Nóbelsverðlaunin í lífeðlisfræði eða læknisfræði árið 1983.
Barbara McClintock (16 Haziran 1902 - 2 Eylül 1992), 1983 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi Amerikalı bilim insanı.
Sagnfræðingurinn Barbara Tuchman skrifar að iðnaðarþjóðfélagið hefði gefið manninum nýjan mátt samfara nýjum þrýstingi.
Tarihçi Barbara Tuchman, endüstri toplumunun insanlığa yeni güçler ve yeni baskılar getirdiğini yazdı.
Sérstaklega ūú, Barbara.
Özellikle sen, Barbara.
Barbara, 74 ára frá Kanada, segir: „Ég vil vera vel til fara og snyrtileg.
Kanada’da yaşayan 74 yaşındaki Barbara şunları diyor: “Özensiz giyinmekten kaçınıyorum.
Ég veit ekki hvađ menn héldu en eitthvađ fífl taldi snjallt ađ halda fundinn... á jörđ Joes Barbara uppi í sveit á rķlegum stađ.
... ama salağın teki, taşrada huzurlu ve sakin bir yer diye toplantıyı Joe Barbara'nın çiftliğinde yapmayı düşünmüş.
Barbara Thompson, annar ráðgjafi í aðalforsætisráði Líknarfélagsins.
Barbara Thompson, Yardımlaşma Cemiyeti genel başkanlık ikinci danışmanı:
Barbara minnist þess að hafa „gengið í gegnum erfiðleikatímabil“ fyrir nokkrum árum.
Barbara birkaç yıl önce “sıkıntı dolu bir dönem geçirdiğini” söyledi.
Tryggđu ađ Barbara hafi allt tilbúiđ ūegar ūriđja sett byrjar.
Barbara 3. sette her şeyi hazırlasın.
Barbara ræđur viđ strákinn.
Barbara o oğlanı idare edebilir.
Barbara segir um dóttur sína og aðrar ungar systur í söfnuðinum: „Þær hjálpa mér að taka þátt í boðunarstarfinu.
Barbara şöyle diyor: “Kızım ve cemaatteki diğer genç hemşireler bana hizmette destek oluyor.
Barbara verđur međ ūér.
Barbara da seninle gelecek.
Með því að þurrka út svona mörg mannslíf . . . , með því að brjóta niður trúarskoðanir, breyta hugmyndum og skilja eftir sig ólæknandi sár horfinna tálvona skapaði það efnislegt og sálrænt hyldýpi milli tvennra tíma.“ — Úr The Proud Tower — A Portrait of the World Before the War 1890-1914 eftir Barbara Tuchman.
Bu savaş, birçok insanın yaşamına son vererek . . . , inançları yok ederek, fikirleri değiştirerek ve hayal kırıklığının getirdiği iyileşmez yaralar bırakarak, iki çağ arasında fiziksel olduğu kadar psikolojik bir uçurum da yarattı.” The Proud Tower—A Portrait of the World Before the War 1890-1914 kitabından, Barbara Tuchman tarafından.
Þess í stað „sukku þær tálvonir og eldmóður, sem verið hafði mögulegur fram til 1914, smám saman niður í hafdjúp vonbrigða og horfinna tálvona,“ eins og sagnfræðingurinn Barbara Tuchman segir.
Aksine, tarihçi Barbara Tuchman’ın söylediği gibi, “1914’e kadar beselenen hayaller ve hevesler, büyük bir hayal kırıklığı denizinde yavaş yavaş yok oldu.”
Ūú komst tiI ađ hitta foreIdra piItsins sem Barbara viII giftast.
Barbara'nın evleneceği çocuğun ailesini görmeye geldin.
Fylltu allar sprautur af morfíni, Barbara!
Barbara bütün şırıngalara morfin hazırla!
Svona nú, Barbara
Yapma Barbara.Sakin ol
Barbara, ég get breyst
Degisebilirim
Barbara Thompson, annar ráðgjafi í aðalforsætisráði Líknarfélagsins.
Barbara Thompson, Yardımlaşma Cemiyeti genel başkanlığı ikinci danışmanı.
Þau Barbara Ward og René Dubos lýstu ástandinu vel fyrir aldarfjórðungi í bók sinni Only One Earth: „Þrjú helstu mengunarsvæðin sem við þurfum að athuga — loft, vatn og jarðvegur — eru að sjálfsögðu þrjár helstu meginforsendur lífs á jörðinni.“
Bu durum, yaklaşık 25 yıl önce yazar Barbara Ward ve René Dubos tarafından Only One Earth adlı kitapta çok iyi özetlendi: “İncelememiz gereken kirlenmiş üç geniş alan—hava, su, toprak—tabii ki gezegendeki yaşamımızı oluşturan üç ana elementtir.”
VaI verđur ūarna og Barbara mín.
Val, sen buraya.
Barbara Thompson, sem nú er annar ráðgjafi í aðalforsætisráði Líknarfélagsins, var í Laufskálanum í Salt Lake þegar Hinckley forseti las fyrst yfirlýsinguna.
Başkan Hinckley bu bildiriyi ilk okuduğunda şu an Yardımlaşma Cemiyeti genel başkanlığının ikinci danışmanı olan Barbara Thompson Salt Lake Tabernacle’daydı.
Ūitt er valiđ, Barbara.
Seçim senin, Barbara.
Emily og Barbara hafa báðar alið upp börn með Downs-heilkenni. Þær lýsa reynslu sinni sem „tilfinningalegum rússíbana þar sem skiptast á frábær árangur og mikil vonbrigði, daglegir erfiðleikar og hindranir ásamt spennandi afrekum og sigrum“. — Count Us In — Growing Up With Down Syndrome.
Down sendromuyla ilgili bir kitapta çocukları Down sendromlu olan iki anne, Emily ve Barbara yaşadıkları deneyimi “Günlük düş kırıklıkları ve zorlukların, ardından heyecan verici başarıların yaşandığı, duygusal iniş ve çıkışlardan oluşan bir fırtına” olarak tarif ediyor (Count Us In—Growing Up With Down Syndrome).
Barbara er ađ koma međ foreIdra sína.
Barbara ailesiyle birlikte geliyor.
Gaman ađ sjá ūig, Barbara.
Seni gördüğüme sevindim, Barbara.

İzlandaca öğrenelim

Artık barbara'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.