İzlandaca içindeki virðast ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki virðast kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte virðast'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki virðast kelimesi görünmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
virðast kelimesinin anlamı
görünmekverb Þegar við biðjum til Guðs er það ekki einungis formsatriði sem við gerum einfaldlega til að virðast heilög. Tanrı’ya dua ettiğimiz zaman bu sadece bir formalite, ancak kutsal görünmek için yapılan bir şey değildir. |
Daha fazla örneğe bakın
Fallegt skeyti kallar fram jákvæð viðbrögð — skrifarar virðast indælir og sýna manni áhuga þannig að maður er indæll og sýnir þeim áhuga.“ Bunun sonucunda olumlu bir izlenim bırakıyorlar: Nazik ve sizinle ilgileniyor gibi görünüyorlar, böylece siz de sıcak davranıp onlarla ilgileniyorsunuz” (Newsweek). |
Ungt launafólk með takmarkaða færni og fólk í tímabundnum störfum virðast standa höllum fæti af fjölmörgum ástæðum. Gençler, düşük nitelikli çalışanlar ve belirli süreli işlerde çalışanlarda birçok dezavantajların toplandığı görülüyor. |
Mennskir leiðtogar virðast ekki geta gert neitt til að stöðva það. Dünya liderleri bunu durdurabilecek gibi görünmüyor. |
Frá sjónarhóli barna virðast hlutirnir yfirleitt skýrir og einfaldir. Çocuklar yüzeysel düşünmeye eğilimlidir. Yani onlar için bir şey ya siyahtır ya da beyaz. |
Þótt ótrúlegt kunni að virðast getur veiðst nóg í eitt net til að sjá heilu þorpi fyrir fiskmeti. İnanılmaz ama, bir ağdan bütün bir köyü doyurmaya yetecek kadar balık çıkar. |
Oft koma þeir illa fram við bekkjarfélagana og aðra nemendur þegar þeir auglýsa yfirburði sína. Þeir virðast halda að það geri þá eitthvað meiri. Yeteneklerini sergilerken çoğu zaman sınıf arkadaşlarına ve diğer öğrencilere kırıcı davranır, bazı yeteneklere sahip olmanın kendilerini bir şekilde üstün kıldığını sanırlar. |
Vandamálin hrannast kannski upp hjá þér meðan trúsystkini þín virðast vera áhyggjulaus, hamingjusöm og njóta lífsins. Belki hakikatteki arkadaşlarınız hayattan zevk alıyor, kaygısız ve mutlu görünüyor, fakat siz birbiri ardına gelen sorunlarla bunalıyorsunuz. |
Létt snerting, bros, faðmlag eða stöku hrós virðast ef til vill ekki vega þungt en geta samt haft varanleg áhrif á hjarta konunnar. Bir dokunuş, bir gülümseme, bir sarılma veya bir iltifat küçük şeyler olabilir, fakat kadın için çok anlamlıdır. |
Þeir kunna að virðast hreinir líkamlega en munnur þeirra er fullur af klúru göturæsamáli. Onlar, bedensel olarak temiz görünebilirler, fakat dilleri adi ve kaba sözcüklerle doludur. |
Ótrú hjörtu okkar virðast eiga að vera þannig.“ Sadakatsiz bir kalbe sahip olacağımızın önceden belirlendiği anlaşılıyor.” |
Gegnum árin hafa greinar í flokknum „Ungt fólk spyr . . . “ komið með margar raunhæfar tillögur, svo sem að ungt fólk, sem er að draga sig saman, sé ekki eitt, forðist varhugarverðar aðstæður (svo sem að vera eitt með einhverjum af hinu kyninu í herbergi eða íbúð eða bíl sem lagt er á afviknum stað), setji því takmörk hve atlot mega ganga langt, forðist áfengisneyslu (sem slævir oft góða dómgreind) og segi ákveðið nei ef tilfinningarnar virðast ætla að fara úr böndum. “Gençler Soruyor . . .” makaleleri birçok konuda yıllar boyunca pratik teklifler sunmuştur. Örneğin, karşı cinsten biriyle grup içinde birlikte olmak, ahlaksızlık yönünde uzlaşmaya zorlayan durumlardan kaçınmak (karşı cinsten biriyle bir odada veya bir dairede ya da duran bir otomobilde birlikte olmak gibi), sevgi sözcüklerine kısıtlamalar getirmek, alkol kullanımından kaçınmak (çoğunlukla mantıklı düşünmeye engel olduğundan) ve ortam romantik bir havaya büründüğünde kesin bir şekilde hayır demek gibi. |
Þjófnaður virðist líka vera eins konar áhættuíþrótt; sumir virðast njóta adrenalínskotsins sem þeir finna fyrir um leið og þeir lauma stolinni blússu ofan í tösku eða renna geisladiski í bakpokann. Çalmak aynı zamanda bir tür tehlike sporu olarak da iş görüyor; öyle görünüyor ki, bazıları aşırılmış bir bluzu el çantasına tıkıştırırken ya da bir kompakt diski sırt çantasına koyarken oluşan ani adrenalin salgılanışından hoşlanıyor. |
Við létum það bara virðast Hina. Biz sadece diğerleri yapmış gibi gözükmesini sağladık. |
Sumar þeirra virðast kannski smávægilegar en stundum lendum við í aðstöðu þar sem reynir á siðferði okkar, heiðarleika eða hlutleysi. Bazı kararlar nispeten önemsiz gibi görünebilir; fakat bazen ahlakımızı, dürüstlüğümüzü veya tarafsızlığımızı sınayan bir durumla karşı karşıya gelebiliriz. |
NÁTTÚRUHAMFARIR virðast vera mjög oft í fréttum. GÜNÜMÜZDE doğal afetlerle ilgili haberleri çok sık duyar olduk. |
Lífslíkur flestra spendýra virðast samsvara nálægt einum milljarði hjartslátta. Anlaşılan çoğu memelinin ömrü yaklaşık bir milyar kalp atışıdır. |
Trúarbrögðin virðast hafa sett mark sitt á nálega öll svið hins veraldlega lífs. Din toplumsal yaşamın neredeyse her alanını etkiliyor. |
Hvað gerir Satan til að láta heiminn virðast aðlaðandi? Şeytan bu dünyanın çekici görünmesi için neler yapıyor? |
Mig langaði að hjálpa henni en vildi ekki virðast vera að reyna við hana því mig langaði að reyna við hana einhvern tíma. Gidip yardım etmek istedim ama ona asılıyor gibi görünmek istemiyordum çünkü bilirsiniz, belki bir zaman sonra asılmak isterdim. |
(Sálmur 34:9) Hafðu í huga að allt sem þú gerir til að sýna Jehóva að þú elskir hann – hversu smátt sem það kann að virðast – er dýrmætt í augum hans. – Lúkas 21:1-4. Yehova’ya sevginizi göstermek için yaptığınız herhangi bir şey, ne kadar küçük görünürse görünsün, O’nun için değerlidir (Luka 21:1-4). |
6 Góðir mannasiðir eru yfirleitt taldir tilheyra hinum fínni dráttum lífsins og því gleymast þeir auðveldlega þegar fólk er að flýta sér — og flestir virðast stöðugt vera að flýta sér nú til dags. 6 Nezaket kuralları, genellikle, yaşamın inceliklerinden biri sayıldığına göre, işleri acele olanlar—ve bugün insanların çoğunluğunun acelesi olduğu görülmektedir—kolaylıkla bunları unutabilmektedirler. |
Og sumar breytingar, sem virðast í fyrstu vera slæmar, geta reynst vera til góðs. Bazen ilk başta kötü gibi görünen değişiklikler sonradan bir avantaja dönüşebilir. |
Ummæli hans gætu borið vott um að hann hafi áhyggjur af vandamálum mannkynsins sem virðast óyfirstíganleg. — Esek. Verecekleri yanıt, insanlığın yüz yüze olduğu çözümü imkânsız gibi görünen sorunlarla derinden ilgilendiklerini gösterebilir (Hez. |
Önnur dýr en maðurinn virðast þó ekki hafa tungumál sem lúta málfræðilögmálum. Fakat göründüğü kadarıyla insan dışında hiçbir hayvan gramatik bir dil yapısına sahip değildir. |
Unglingarnir okkar virðast vera helsta skotmark Satans þessa stundina.“ Bu zamanda gençlerimiz sanki Şeytan’ın saldırısının baş hedefidir.” |
İzlandaca öğrenelim
Artık virðast'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.