İzlandaca içindeki sjónvarp ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki sjónvarp kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sjónvarp'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki sjónvarp kelimesi televizyon, televizyon alıcısı, TV, Televizyon anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
sjónvarp kelimesinin anlamı
televizyonnoun En hvað þetta er lítið sjónvarp! Virkar það í raun og veru? Ne küçük bir televizyon seti! Gerçekten işe yarıyor mu? |
televizyon alıcısınoun |
TVnoun Hann gerði ekki annað en að horfa á sjónvarp allan daginn. Bütün gün TV izlemekten başka bir şey yapmadı. |
Televizyon
En hvað þetta er lítið sjónvarp! Virkar það í raun og veru? Ne küçük bir televizyon seti! Gerçekten işe yarıyor mu? |
Daha fazla örneğe bakın
Sjónvarp og siðferði TV ve Ahlak |
Þú þekkir mig ekki þannig, en ég þarf sjónvarp. Beni tanımıyorsun ama bana televizyon lazım. |
En hvað þetta er lítið sjónvarp! Virkar það í raun og veru? Ne küçük bir televizyon seti! Gerçekten işe yarıyor mu? |
Þegar þið fjölskyldan eruð saman látið þá ekki sjónvarp, farsíma eða önnur tæki einangra ykkur hvert frá öðru. Ailece zaman geçirirken televizyonun, cep telefonlarının ya da diğer cihazların sizi birbirinizden koparmasına izin vermeyin. |
Í þessu landi eiga allir sjónvarp. Bu ülkede yaşayan herkesin televizyonu var. |
Samkvæmt sumum rannsóknum horfa táningar á sjónvarp í meira en fimm klukkustundir á degi hverjum — og stór hluti þess efnis er með kynlífsatriðum. Bazı araştırmalara göre, erinlik çağındaki gençler her gün—çoğu cinselliğin gösterildiği programlar olmak üzere—beş saatten fazla TV izliyorlar. |
Við verðum að fá sjónvarp. Bu odaya bir televizyon lazım. |
Í mínum bæ er ekkert sjónvarp. Benim kasabamda televizyon yoktu. |
Karen Stevenson, fyrsta blökkukonan sem hlaut Rhodes-styrk til náms við Oxfordháskóla á Englandi, sagði um yngri æviár sín: „Sjónvarp var ekki leyft á virkum dögum. İngiltere’deki Oxford Üniversitesinde öğrenim görmek üzere Rhodes Bursu’nu alan ilk siyah kız öğrenci olan Karen Stevenson, gençlik yıllarıyla ilgili şunları dedi: “Hafta içinde televizyona izin verilmezdi. |
Í sumum bílum er geislaspilari, sjónvarp, sími og sérstillingar fyrir hljóðstyrk og hitastig í fram- og aftursætum. Bazı arabalarda CD çalar, televizyon, telefon, önde ve arkada ayrı ayrı ses ve sıcaklık ayarları var. |
Er það rétta leiðin að nota útvarp og sjónvarp eins og svo mörg trúfélög gera? Birçok dinin yaptığı gibi, radyo ve TV aracılığıyla insanlara aradıkları cevaplar verilebilir mi? |
Þau eiga ekki sjónvarp Televizyonları yokmuş |
Þegar barn fer í framhaldsskóla eða vex úr grasi í skóla, sem nemi á fyrsta ári, hefur það horft á sjónvarp í mörg þúsund stundir Bir çocuğun üniversiteye gelinceye kadar ya da okulla birlikte büyürken...... üniversitenin ilk yılındaki öğrenciler, binlerce saat televizyon seyretmiş oluyorlar |
Kvikmyndir Sjónvarp Film Televizyon |
5 Lestri hefur hrakað mjög í nútímasamfélagi þar sem mikil áhersla er lögð á sjónvarp, myndbönd og tölvur. 5 Televizyon, video ve bilgisayarların egemen olduğu modern çağımızda, okumayı seven insanların sayısı büyük ölçüde azaldı. |
Hversu oft notarðu tíma í afþreyingu eins og íþróttir, tónlist, kvikmyndir, sjónvarp eða tölvuleiki? Spor, müzik, sinema, televizyon ya da bilgisayar oyunları gibi eğlencelere yaşamında ne sıklıkta yer veriyorsun? |
6 Sjónvarp 6Televizyon |
Hægt er að eyða ótal klukkustunum í að horfa á sjónvarp og kvikmyndir, lesa sér til skemmtunar eða stunda áhugamál og íþróttir, og þá höfum við lítinn tíma og krafta fyrir andleg málefni. Ruhi uğraşlar için az bir zaman ve enerji ayırarak, zamanımızın çoğunu televizyon izlemek, sinemaya gitmek, hobilerle ilgilenmek, dünyevi yayınlar okumak ve spor yapmak için harcayabiliriz. |
Sjónvarp Televizyon |
Fjöldi þeirra sem ná sér í fréttirnar á Internetinu... sem er ekki hægt að segja um sjónvarp og dagblöð... eykst um milljón manns á ári Haberleri Internet' ten izleyenlerin sayisi... televizyon ya da gazeteden takip edenlerin sayisinin aksine... dünya genelinde her yil # milyon artis gösteriyor |
Þ ú reykir bara maríjúana og horfir á sjónvarp allan daginn. Tek yaptığın bütün gün ot içip, TV izlemek. |
SJÓNVARP VOTTA JEHÓVA: Netsjónvarpsstöð þar sem nálgast má nýjustu upplýsingar um starfsemi Votta Jehóva um allan heim. JW İNTERNET TELEVİZYONU: Bu sitede Yehova’nın Şahitlerinin dünya çapındaki faaliyetleri konusunda güncel videolar bulunur. |
Þrátt fyrir að fólk í Austur-Evrópu hrópi „loksins frelsi“ lýsti fyrrverandi forseti á því svæði ástandinu í hnotskurn er hann sagði: „Offjölgun mannkyns og gróðurhúsaáhrifin, götin í ósonlaginu og alnæmið, hættan á að hryðjuverkamenn beiti kjarnavopnum og ört breikkandi bil milli hinna ríku í norðri og hinna fátæku í suðri, hættan á hungursneyð, eyðing lífhvolfsins og auðlinda jarðar, vaxandi áhrif viðskiptaheimsins gegnum sjónvarp á hugmyndir og viðhorf þjóðfélagsins og aukin hætta á svæðisbundnum styrjöldum — mannkyninu stafar veruleg ógn af öllu þessu og þúsundum annarra atriða.“ Doğu Avrupa’daki “nihayet özgürlük” haykırışlarına karşın, o bölgede bir zamanlar devlet başkanı olan biri durumu şöyle özetledi: “Nüfus patlaması, sera etkisi, ozon tabakasındaki delikler, AIDS, nükleer terörizm tehlikesi, zengin kuzey yarıküre ile fakir güney yarıküre arasındaki uçurumun dramatik biçimde giderek derinleşmesi, açlık tehlikesi, gezegenimizin biyosferinin ve mineral yataklarının tükenmesi, insanların düşünüş ve tutumlarının ticari amaçlı televizyon vasıtasıyla geniş çapta şekillendirilmesi ve bölgesel savaşların artan tehdidi —başka binlerce etkenin yanı sıra, bütün bunlar— insanlık için genel bir tehdit teşkil ediyor.” |
Núna kjósa flestir hins vegar að eyða tímanum í að horfa á sjónvarp eða gera eitthvað annað. Oysa şimdi, çoğu kişi boş vaktini televizyon izleyerek veya başka bir şey yaparak geçirmeyi tercih ediyor. |
‚Sjónvarp og auglýsingar geta skapað langanir sem ekki er hægt að fullnægja miðað við efnahag þjóðarinnar.‘“ ‘Televizyon ve reklamlar halkta, ekonomik durumlarını çoğunlukla aşan şeyleri alma isteği uyandırıyor’” (The Peninsula). |
İzlandaca öğrenelim
Artık sjónvarp'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.