İzlandaca içindeki sitja ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki sitja kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sitja'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki sitja kelimesi oturmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sitja kelimesinin anlamı

oturmak

verb

Elliot Fink, ūú munt sitja hér og hugsa um hvađ ūú hefur gert.
Elliot Fink, burada oturacak ve ne yaptığını düşüneceksin.

Daha fazla örneğe bakın

Jesús hét postulum sínum sem voru fyrstir valdir til að mynda nýja himininn: „Sannlega segi ég yður: Þegar allt er orðið endurfætt og Mannssonurinn situr í dýrðarhásæti sínu, munuð þér, sem fylgið mér, einnig sitja í tólf hásætum.“
Yeni yeri yönetmek üzere yeni gökleri oluşturacakların ilkleri olan resullerine, İsa şu vaatte bulundu: “Doğrusu size derim: İnsanoğlu her şeyin yenilenmesinde (yeniden yaratılmasında), izzetinin tahtına oturacağı zaman, siz ki benim ardımca gelenlersiniz, siz de . . . . on iki taht üzerinde oturacaksınız.”
Ég vil ekki sitja hjá honum, pabbi.
Onun yanına oturmak istemiyorum.
Svo þóknast þér, láttu mig nú vera í friði, og láta hjúkrunarfræðing í nótt sitja upp með þér;
Yani bana şimdi yalnız bırakılmamalıdır izin, lütfen bu gece sizinle birlikte oturup izin hemşire;
An ́hún gerði rósir vaxa yfir það að " hún notað til að sitja þar.
Bir ́o yaptı gül üzerinde büyüyecek ́ diye orada oturmak için kullanılır.
Leyfir hvaða forritum sem er að sitja á spjaldinu
Sistem tepsisini içeride tutmak için uygulamaya izin verir
Ég ætla ekki ađ sitja hérna og útskũra sjálfan mig fyrir hķpi af svörtu og hvítu úthverfarusli sem veit ekkert um hafiđ.
Oturmuş burada okyanustan zerre anlamayan bir avuç siyah ve beyaz şehirli cahile kendimi açıklamaya çalışamam.
Taktu eftir því að Biblían talar um þá sem „sitja við vín fram á nætur,“ ávanadrykkjumenn!
Yukarıda iktibas edilen Mukaddes Kitap ayetlerinin, “şarabın başında gecikenler”den söz ettiğini, yani sarhoş olmaya alışmış olanları kastettiğine dikkat edin!
Ekki sitja eins og ūvörur!
Öylece durmayın.
Ég elska að sitja á ströndinni.
Ben sahilde oturmayı severim.
• Í hvaða nefndum sitja bræðurnir sem skipa hið stjórnandi ráð?
• Yönetim Kurulunun üyeleri hangi heyetlerde hizmet eder?
21 Orðið „venja,“ eins og það er notað hér, merkir ekki að sitja fastur í sama farinu og geta ekki rifið sig upp úr því.
21 Buradaki “aynı sabit düzen” sözleri, kendimizi ondan kurtaramayacağımız alışılmış bir yola tutulmak anlamına gelmez.
Þar var hún vön að sitja undir pálmatré og þjóna fólkinu undir leiðsögn Jehóva.
Orada bir hurma ağacının altında oturur ve Yehova’nın sözünü insanlara bildirirdi.
Sumir þjóna einum söfnuði, aðrir þjóna mörgum söfnuðum sem farandumsjónarmenn, sumir sitja í deildarnefndum og þjóna heilum löndum og aðrir aðstoða ýmsar nefndir hins stjórnandi ráðs.
Bazıları tek bir cemaatte hizmet eder; başkaları seyahat eden nazırlar olarak birçok cemaate hizmet eder; başkaları Temsil Heyeti üyeleri olarak ülke çapında hizmet verir; başkaları Yönetim Kurulunun çeşitli heyetlerine doğrudan yardım ederler.
MERCUTIO The pox slíkra antic, lisping, áhrif fantasticoes; þessum nýja útvarpsviðtæki í kommur - ́By Jesu, mjög gott blað - mjög mikill maður - mjög góð hóra! " - Af hverju er þetta ekki lamentable hlutur, grandsire, að við ættum að vera svona bæklaður með þessum undarlega flugur, þessir tísku- mongers, þessir pardonnez- Moi er, sem standa svo mikið á nýju formi sem þeir geta ekki sitja á vellíðan á gamla bekknum?
Fantasticoes etkileyen lisping gibi antik Mercutio çiçeği, bu aksan yeni tuner -! ́Jesu, çok iyi bir bıçak! çok uzun boylu bir adam, çok iyi bir fahişe!'Neden bu ağlanacak bir şey değil, böylece bu garip sinekler ile tutulmuş olmalıdır dede, bu moda tacirleri, bu pardonnez- moi bulunuyor, bu yüzden kim standı çok eski bankta rahat oturamaz yeni bir form?
Ef viđ sigrum gerist ūađ eitt ađ viđ ūurfum ađ sitja í hásætunum, veifa veldissprotanum um á međan ūau spila skķlalagiđ og dansa svo einn dans svo allir sjái hvađ viđ erum bjánaleg.
Kazanirsak sadece oraya çikip tahtlara oturacagiz etrafa asa sallayacagiz, onlar da okul sarkisini çalacaklar ve herkes ne kadar aptal göründügümüzü görsün diye ufak bir dans edecegiz.
Þú gætir jafnvel boðið honum að sitja hjá þér og sjá með þér á söngbókina og Biblíuna.
Hatta sizinle beraber oturması için davet edebilir, Kutsal Kitabınızı ve ilahi kitabınızı onunla paylaşabilirsiniz.
Giftar konur eru ekki vanar því að sitja á spjalli við ókunnuga menn á hótelum um miðjar nætur
Pardon?Evli kadınlar genelde gece yarısı...... otellerde yabancı adamlarla oturmazlar
Þeir hafa látið trúna sitja á hakanum.
Dini arka plana attılar.
* (Opinberunarbókin 17:10-13) Falstrúarbrögðin sitja á baki þessu pólitíska dýri og reyna að stjórna því og hafa áhrif á ákvarðanir þess.
Fahişenin bindiği canavar ise dünyanın siyasal güçlerini simgeliyor* (Vahiy 17:10-13). Sahte din bu siyasal canavarın sırtına biniyor, yani onun kararlarını etkilemeye ve yönlendirmeye çalışıyor.
Jesús sagði um þennan sáttmála milli sín og fylgjenda sinna: „Þér eruð þeir sem hafið verið stöðugir með mér í freistingum mínum. Og yður fæ ég ríki í hendur, eins og faðir minn hefur fengið mér [„ég geri við ykkur sáttmála um ríki eins og faðir minn hefur gert sáttmála við mig,“ NW], að þér megið eta og drekka við borð mitt í ríki mínu, sitja í hásætum og dæma tólf ættkvíslir Ísraels.“
İsa, kendisi ile izinden gidenler arasındaki bu ahit hakkında şunları söyledi: “Geçirdiğim imtihanlarda benimle beraber dayanmış olanlar sizsiniz; ve Babam bana melekût tahsis ettiği gibi, (bir krallık için Babam benimle bir ahit yaptığı gibi) ben de melekûtumda soframda yiyesiniz ve içesiniz, ve İsrailin on iki sıptına hükmederek tahtlar üzerinde oturasınız diye size bir melekût [krallık] tahsis ediyorum (sizinle bir ahit yapıyorum).”
(1. Pétursbréf 5:2, 3) Auk þess að annast eigin fjölskyldu geta þeir þurft að nota tíma á kvöldin eða um helgar til að sinna safnaðarmálum, þar á meðal að undirbúa verkefni fyrir samkomur, fara í hirðisheimsóknir og sitja í dómnefndum.
Petrus 5:2, 3). Ailelerine bakmanın yanı sıra, akşamları veya hafta sonları cemaat meselelerine zaman ayırmaları gerekebilir. Bunlar arasında ibadetlerdeki görevlerine hazırlanmak, çobanlık ziyaretleri yapmak ve adli meseleleri ele almak vardır.
Flýðu algerlega tilgangslausar samræður, sjoppuhangs, óeðlilegan áhuga á kynferðismálum, að sitja bara og láta þér leiðast og að kvarta yfir því að foreldrarnir skilji þig ekki.
Anlamsız sohbetlerden, vakit öldürmekten, seksle anormal derecede ilgilenmekten, boş oturup sıkılmaktan ve ana-babanızın sizi anlamadığından yakınmaktan kesinlikle kaçının.
Í þeirri fyrstu sér hann hesta sem englar sitja.
Birincisinde, binicileri melek olan atlar görür.
Elliot Fink, ūú munt sitja hér og hugsa um hvađ ūú hefur gert.
Elliot Fink, burada oturacak ve ne yaptığını düşüneceksin.
Varđstu veikur viđ ađ sitja afturí?
Arkada olduğun için mi miden bulandı?

İzlandaca öğrenelim

Artık sitja'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.