İzlandaca içindeki sinn ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki sinn kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sinn'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki sinn kelimesi onların anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sinn kelimesinin anlamı

onların

pronoun

Hún ráðlagði honum að hlusta á lækninn sinn.
O ona doktorunu dinlemesini tavsiye etti.

Daha fazla örneğe bakın

Og spádómar Biblíunnar rætast á réttum tíma vegna þess að Jehóva Guð getur látið atburði eiga sér stað í samræmi við vilja sinn og tímaáætlun.
Ayrıca, olayları amacına ve belirlediği zamana uygun bir şekilde yönlendirebildiğinden Kutsal Kitaptaki peygamberlik sözleri her zaman tam vaktinde gerçekleşir.
Guð auðsýnir kærleika sinn til vor, þar sem Kristur er fyrir oss dáinn meðan vér enn vorum í syndum vorum.“
Allah bize olan kendi sevgisini bununla ispat ediyor ki, biz henüz günahkârlar iken, Mesih bizim için öldü.”
(Matteus 4: 1-4) Hann átti ósköp lítið sem er til marks um að hann notaði ekki kraft sinn til að afla sér efnislegra hluta.
(Matta 4:1-4) Pek bir şeye sahip olmaması, gücünden maddi yarar sağlamadığının kanıtıydı.
28 Eins og bent hefur verið á staðfestu vottar Jehóva ásetning sinn, á síðustu mánuðum síðari heimsstyrjaldarinnar, að upphefja stjórn Guðs með því að þjóna honum sem guðræðislegt skipulag.
28 Yehova’nın Şahitleri II. Dünya Savaşı’nın son aylarında, Tanrı’ya teokratik bir teşkilat halinde hizmet ederek O’nun hükümdarlığını yüceltmeye kararlı olduklarını yeniden belirttiler.
Nýlega stóð eiginmaður minn, Fred, upp á vitnisburðarsamkomu í fyrsta sinn og kom mér og öllum viðstöddum á óvart með því að tilkynna, að hann hefði tekið þá ákvörðun að gerast þegn kirkjunnar.
Geçenlerde, kocam Fred, ilk defa tanıklık toplantısında ayağa kalkarak beni şaşırtarak ve oradaki herkesi şok ederek Kilise’nin üyesi olma kararını verdiğini bildirdi.
(Postulasagan 17:11) Þeir rannsökuðu vandlega Ritninguna til að fá dýpri skilning á vilja Guðs. Það hjálpaði þeim að sýna honum kærleika sinn með því að hlýða fyrirmælum hans enn betur.
Onlar, Tanrı’nın isteğini yapmak için içten bir arzu duyup, Tanrı’nın mesajını “büyük istekle” kabul eden eski Veriya’daki açık fikirli kişiler gibidirler (Elçiler 17:11).
Í fyrsta sinn í sögu fyrirtækisins fer sala erlendis fram úr sölunni heima.
Bu şirketin tarihinde ilk kez, uluslararası piyasa, yerli piyasayı geçiyor.
Ísraelsmenn ‚gerðu stöðugt gys að spámönnum Jehóva uns reiði hans við lýð sinn var orðin mikil.‘ (2.
Yahudiler, “Yehova’nın kızgınlığı şifa bulmaz derecede kavmine karşı yükselinciye kadar Allahın ulakları ile eğlendiler .... ve peygamberleriyle istihza ettiler.” (II.
8 Hinir ‚vondu dagar‘ ellinnar veita ekki umbun þeim sem hugsa ekkert um skapara sinn og skilja ekki dýrlegan tilgang hans, heldur frekar þjáningar.
8 Yüce Yaratıcılarını hiç düşünmeyen ve O’nun görkemli amaçları hakkında hiçbir anlayışa sahip olmayanlara, yaşlılığın ‘kötü günleri’ hiçbir doyum getirmez, belki de çok üzüntü verir.
Hann bendir á að Guð hafi notað anda sinn og lausnarfórn Jesú til að áorka því sem Móselögin gátu ekki gert.
Musa Kanununun başaramadığı bir şeyi, kutsal ruh ve Mesih’in fidyesi aracılığıyla Tanrı’nın nasıl başardığına dikkat çekti.
Þá er einnig hægt að nota sér innri styrk sinn.
Bir de onlardan kuvvet alabileceğimiz iç kaynaklarımız var.
2 En þegar Lamanítar sáu þetta, urðu þeir óttaslegnir, og þeir hættu við áform sitt um að fara inn í landið í norðri og hörfuðu með allan her sinn inn í Múlekborg og leituðu verndar í víggirðingum sínum.
2 Ve şimdi, bunu gören Lamanlılar korkuya kapıldılar ve kuzey ülkesine yürüme fikrinden vazgeçip bütün ordularıyla Mulek şehrine geri çekildiler ve istihkâmlarında kendilerini korumaya çalıştılar.
(Jóhannes 3:35; Kólossubréfið 1:15) Oftar en einu sinni lét Jehóva í ljós að hann elskaði son sinn og hefði velþóknun á honum.
Mukaddes Kitap Tanrı’nın, ilk Oğlu İsa için hissettiklerini şöyle tanımlar: “Baba Oğlu sever” (Yuhanna 3:35; Koloseliler 1:15).
Jehóva sýndi kærleika sinn og visku með því að gera ráðstafanir til að mannkynið gæti losnað undan erfðasyndinni og afleiðingum hennar — ófullkomleika og dauða.
Yehova, insanların miras aldıkları günahtan ve sonuçlarından, yani kusurlu yapılarından ve ölümden kurtulmaları için düzenleme yaparak eşsiz hikmetini ve sevgisini gösterdi.
Lítum til dæmis á það sem gerðist þegar ættfaðirinn Abraham sendi elsta þjón sinn, sennilega Elíeser, til Mesópótamíu til að finna guðhrædda konu handa Ísak.
İbrahim oğlu İshak’a Tanrı korkusuna sahip bir eş bulması için en yaşlı hizmetkârını, muhtemelen Eliezer’i Mezopotamya’ya gönderdiğinde olanları düşünelim.
„Í hvert sinn sem ég lít í spegil finnst mér ég sjá spikfeita og forljóta manneskju“, segir unglingsstúlka að nafni Serena.
Serena isimli genç bir kız şunları söylüyor: “Ne zaman aynaya baksam şişko ve çirkin bir kız görüyorum.
Hún sættist við vin sinn.
O, arkadaşıyla barıştı.
Þegar raust ókunnugra heyrðist í fyrsta sinn
Bir Yabancının Sesi İlk Kez Duyuldu
Eitt sem ‚reisir hús hennar‘ eða byggir upp heimilið er það að hún talar alltaf vel um eiginmann sinn og eykur þar með virðingu annarra fyrir honum.
Kocası hakkında her zaman olumlu konuşarak başkalarının ona karşı saygısını artırması, ‘evini yapmasına’ katkıda bulunma yollarından biridir.
Báðum þjónunum var hrósað jafnt því að báðir unnu af allri sálu fyrir húsbónda sinn.
Her iki köle de efendileri için tüm benlikleriyle çalışmış olduklarından eşit şekilde övüldü.
Dóttir Faraós fann hann og „fóstraði sem sinn son.“
Musa’yı orada bulan Firavun’un kızı ‘onu kendisine oğul olsun diye büyüttü.’
Ég er lítið fyrir að tala við skíthæla, en ég skal tala við þig í þetta eina sinn.
Aşağιlιk insanlarla konuşmayι sevmem, ama bir kerelik konuşacağιm.
Í stað hinnar orðréttu þýðingar, „sál hennar var að fara út,“ segja aðrar þýðingar „er hún var í andlátinu“ (Biblían 1981), „líf hennar fjaraði út“ (Knox), „hún dró andann í síðasta sinn“ (Jerusalem Bible).
Bunun için başka Mukaddes Kitap çevirilerinde “can verirken” ifadesi, “hayatı kendisinden çekilirken” (Knox), “son soluğunu verirken” (JB), ve “hayatı kendisinden giderken” (Bible in Basic English) gibi şekillerde geçer.
„Drottinn er hinn sanni Guð,“ hrópaði fólkið eftir að Jehóva hafði sýnt mátt sinn.
Halk, Yehova gücünü gösterdikten sonra “Yehova Allahtır” diye bağırdı
Sumum finnst þó erfitt að hugsa um Guð sem föður sinn.
Ancak bazılarına Tanrı’yı Babaları olarak düşünmek zor geliyor.

İzlandaca öğrenelim

Artık sinn'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.