İzlandaca içindeki hennar ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki hennar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte hennar'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki hennar kelimesi onun anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

hennar kelimesinin anlamı

onun

pronoun

Getur þú þekkt Jane og tvíburasystur hennar í sundur?
Jane'e onun ikiz kız kardeşinden bahseder misin?

Daha fazla örneğe bakın

Annar lykill að reglu og virðingu í fjölskyldunni er fólginn í því að skilja hlutverkaskiptinguna innan hennar.
Aile ilişkilerinde düzen ve saygı için bir diğer anahtar, herkesin kendi rolünü anlamasıdır.
Eins og leiða systirin þá fannst henni að vandamálin í lífi hennar væru einhverjum öðrum að kenna.
Üzgün kız kardeşi gibi o da hayatındaki problemlere hep başkasının sebep olduğunu hissediyordu.
19 Það er mikil gæfa að hafa orð Guðs, Biblíuna, og geta notað kröftugan boðskap hennar til að uppræta falskenningar og ná til hjartahreinna manna.
19 Ne mutlu bize ki, Tanrı’nın Sözü olan Kutsal Kitaba sahibiz ve bu güçlü mesajla sahte öğretileri çürütebiliyor, doğruluğu seven insanlara ulaşabiliyoruz.
Vaxmyndirnar hennar
Onlara mumya diyordum
Við erum þakklát fyrir þær mörgu gjafir sem gefnar hafa verið í Almennan trúboðssjóð kirkjunnar í hennar nafni.
Kilise’nin Genel Görevli Fonu’na eşimin adına yapılan sayısız katkı için minnettarız.
(Matteus 10:41) Sonur Guðs hrósaði líka þessari ekkju þegar hann benti trúlausu fólki í heimabæ sínum Nasaret á gott fordæmi hennar. — Lúkas 4:24-26.
(Matta 10:41) Ayrıca, Tanrı’nın Oğlu da kendi büyüdüğü Nasıra kentinin imansız halkına bu dul kadını örnek göstererek onu onurlandırdı.—Luka 4:24-26.
Á fyrstu árum kirkjunnar voru meðlimir hennar fáir og miðstýrðir.
Kilisenin ilk yıllarında üyeler çok azdı ve merkezde toplanmıştı.
Í gegnum þriggja ára veikindi hennar sá söfnuðurinn um hana.
Cemaat üç yıl süren hastalığı boyunca onun bakımını üstlendi.
" Það bragðast gott í dag, " sagði Mary, tilfinning a lítill á óvart sjálf hennar.
" Mary " güzel tadı, biraz onu kendine sürpriz bir duygu, dedi.
Draumur hennar er að fara til Parísar.
Onun hayali Paris'i ziyaret etmektir.
7 Rahab tók líka eftir hendi Guðs í atburðum sem gerðust á hennar dögum.
7 Rahab da kendi dönemindeki olaylarda Tanrı’nın elini gördü.
Deyr í örmum hennar.
Beraber ölüyorlar.
(Opinberunarbókin 7:9) Þess vegna heyr Satan stríð „við aðra afkomendur hennar [sæði ‚konunnar‘ sem táknar himneska hlutann af alheimssöfnuði Guðs], þá er varðveita boð Guðs og hafa vitnisburð Jesú.“
(Vahiy 7:9) Bu nedenle, Şeytan “onun soyundan [Tanrı’nın teşkilatının gökteki kısmını simgeleyen “kadın”ın soyundan] artakalan ve Tanrı’nın emirlerine uyup İsa’ya şahitlik etme işini sürdürenlerle” savaşıyor.
Yfirmađur hans og brķđir hennar?
Patronu ve kardeşiyle mi?
Hjarta Maríu byrjaði að thump og hendur hennar til að hrista svolítið í gleði hennar og spennandi.
Mary kalbi ona zevk yumruk ve ellerini biraz sallamak başladı heyecan.
Með deyfð, sem aðeins getur stafað af samfelldri og stöðugri snertingu við hið illa, samþykkti hún þá staðreynd að hver stund gæti verið hennar síðasta.
Sadece sürekli ve amansız kötülükle olan bağlantıdan gelebilecek hissizlikle, her anın onun son anı olabileceği gerçeğini kabul etti.
Jesús fann til djúprar sorgar þegar hann mætti ekkjunni frá Nain og sá látinn son hennar.
İsa, Nainli dul kadını ve ölmüş olan oğlunu görünce derin bir keder duydu.
Lýstu því sem einstæð móðir á við að glíma. Hvernig lítur þú á hennar líka?
Çocuklarını tek başına yetiştiren bir anne hangi zorluklarla karşılaşıyor; böyle kişiler hakkında ne düşünüyoruz?
Jehóva sýndi kærleika sinn og visku með því að gera ráðstafanir til að mannkynið gæti losnað undan erfðasyndinni og afleiðingum hennar — ófullkomleika og dauða.
Yehova, insanların miras aldıkları günahtan ve sonuçlarından, yani kusurlu yapılarından ve ölümden kurtulmaları için düzenleme yaparak eşsiz hikmetini ve sevgisini gösterdi.
Önnur móðir segir hverjar tilfinningar hennar hafi verið þegar henni var sagt að sex ára sonur hennar hefði dáið vegna meðfædds hjartagalla.
Bir başka anne de, altı yaşındaki oğlunun, kalbinde doğuştan beri var olan sorun yüzünden aniden öldüğü kendisine söylendiğinde neler hissettiğini ifade etti.
Borgin Iskenduren er byggđ á rústum hennar.
Harabelerin üzerinde günümüz İskenderun şehri var.
Pabbi hennar var skipstjķri.
Babası deniz kaptanıymış.
Ég ūarf bara símanúmeriđ hennar.
Telefon numarası gerek bana.
Faðir hennar, Park Chung-hee, var forseti og einræðisherra Suður-Kóreu frá 1963 til 1979.
Babası Park Chung-hee, 1961-1979 yılları arası Güney Kore Cumhurbaşkanlığı yapmıştır.
Já, skilađu kveđju til hennar.
Selamımı söylersin.

İzlandaca öğrenelim

Artık hennar'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.