İzlandaca içindeki gæta ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki gæta kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gæta'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki gæta kelimesi bakmak, korumak, göz kulak olmak, gözetmek, gözetlemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

gæta kelimesinin anlamı

bakmak

(watch)

korumak

(take care of)

göz kulak olmak

(watch over)

gözetmek

(watch)

gözetlemek

(watch)

Daha fazla örneğe bakın

Og þeir sem fá þau sérréttindi að bera fram slíka bæn ættu að gæta þess að allir viðstaddir heyri mál þeirra, því að þeir eru ekki að biðja aðeins fyrir sína hönd heldur líka fyrir hönd alls safnaðarins.
Dua imtiyazı verilenler sadece kendileri için değil tüm cemaat için dua ettiklerinden, duanın tüm cemaat tarafından duyulmasına dikkat etmelidirler.
Engu að síður skaltu gæta þess að misnota þér ekki góðvild Guðs.
Bununla beraber, Tanrı’nın lütfunu yanlış yönde kullanmamaya dikkat et.
„Þá mun úlfurinn búa hjá lambinu og pardusdýrið liggja hjá kiðlingnum, kálfar, ung ljón og alifé ganga saman og smásveinn gæta þeirra.“ — Jesaja 11:6; Jesaja 65:25.
“Ve kurt kuzu ile beraber oturacak, ve kaplan oğlakla beraber yatacak; ve buzağı ve genç aslan ve besili sığır bir arada olacak; ve onları küçük bir çocuk güdecek.”—İşaya 11:6; 65:25.
□ Hvers vegna hefur það gleði í för með sér þegar öldungar gæta þess sem þeim er trúað fyrir?
□ İhtiyarların emaneti korumasından neden sevinç duyulacaktır?
Þó að engin nöfn séu nefnd er ræðan söfnuðinum til viðvörunar og verndar af því að þeir sem eru móttækilegir gæta þess þá vandlega að takmarka félagslegt samneyti sitt við hvern þann sem sýnir af sér slíka óreglu.
İsim vermeyeceklerdir, fakat uyarıcı konuşmaları cemaatin korunmasına yardımcı olacaktır, çünkü bu öğüde karşılık vermeye hazır kişiler açıkça düzensiz davranışlarda bulunan böyle bir kişiyle sosyal faaliyetlerini sınırlamaya çok dikkat edeceklerdir.
Við skulum líta á þrennt sem þú getur gert til að gæta barnanna – að þekkja þau, næra þau og leiðbeina þeim.
Bu makalede çocuklarınıza yol göstermek için yapmanız gereken üç şeyi ele alacağız: Onları tanımak, ruhen beslemek ve onlara rehberlik etmek.
En ég ætti ađ gæta mín.
Ama benden hata istemiyorsun.
3 Samkvæmt Biblíunni skapaði Jehóva Adam „af leiri jarðar“ og setti hann í garðinn Eden til að yrkja hann og gæta.
3 Mukaddes Kitaba göre Yehova, Âdem’i “yerin toprağından” yarattı ve baksın diye onu Aden bahçesine yerleştirdi.
(Rómverjabréfið 3:23, 24) Við skulum hafa það hugfast og gæta þess að láta ekki hugann dvelja við veikleika bræðra okkar eða eigna þeim vafasamar hvatir.
(Romalılar 3:23, 24) Bunu kabul edip kardeşlerimizin zayıflıkları üzerinde durmamaya veya onların saiklerinden kuşku duymamaya dikkat edelim.
(Galatabréfið 2: 11- 14) Á hinn bóginn vilja umsjónarmenn gæta þess vandlega að vera ekki hlutdrægir eða hegða sér óskynsamlega eða misbeita valdi sínu á einhvern annan hátt, þannig að þeir geri þeim, sem eru í umsjá þeirra, erfitt fyrir að vera hollir skipulagi Guðs. — Filippíbréfið 4:5.
(Galatyalılar 2:11-14) Öte yandan, nazırlar, hikmetsizce davranıp taraf tutarak ya da başka bir yolla otoritelerini kötüye kullanarak, kendilerine emanet edilenlerin Tanrı’nın teşkilatına vefa göstermelerini zorlaştırmamaya dikkat etmek isterler.—Filipililer 4:5.
Þeir urðu að gæta þess að þeirra eigið sjálfsálit yrði aldrei mikilvægara en það að helga nafn Jehóva.
Kendi benliklerinin hiçbir zaman Yehova’nın isminin takdis edilmesinden daha önemli hale gelmemesine dikkat etmeliydiler.
Vio veroum ao gæta ao hegoun okkar
Tavırlarımıza dikkat etmeliyiz
Er ūađ tilgangur ūinn á jörđinni ađ gæta 533 barna eins og ofurhetja?
Yani, dünyadaki amacının bir süper kahraman gibi 533 çocuğu gözetmek olduğunu söylüyorsun.
4 En sannkristnir menn gæta þess að tilbeiðsla þeirra breytist ekki í merkingarlaust samsafn laga og reglna.
4 Bununla beraber, İsa’nın hakiki takipçileri tapınmalarının kanunlardan oluşan anlamsız bir kalıba dönüşmesine izin vermezler.
Honum var ljóst að Guð tók eftir breytni hans og að hann varð að gæta þess hvernig hann hegðaði sér undir lagasáttmála Jehóva.
O, hareketlerinin Tanrı’nın gözetimi altında olduğunu biliyordu ve Yehova’nın Kanun Ahdi altında iken, davranışlarına dikkat etmesi gerektiğinin farkındaydı.
Hirđir verđur ađ gæta sauđa sinna.
Çoban, sürüsünü korumalıdır.
Davíð, yngsti sonurinn, var látinn gæta sauðanna á meðan.
En küçük oğul Davud ise tarlada sürüye bakıyordu.
Þar var ráðlagt: „Varið börnin ekki aðeins við ‚gömlum, siðlausum körlum‘ því þá halda þau . . . að þau eigi bara að gæta sín á rosknum, subbulegum körlum, en sá sem fremur svona glæp gæti hæglega verið í einkennisbúningi eða snyrtilegum jakkafötum.
Bununla birlikte programda şu salık verildi: “Çocuklarınızı yalnızca ‘sinsi yaşlı erkeklere’ karşı uyarmakla kalmayın, çünkü . . . . alışılmış kıyafette ya da şık bir takım elbise giymiş biri de bu tür bir suç işleyebildiği halde, çocuklar yalnızca yaşlı ve hırpani görünümlü adamlara dikkat etmeleri gerektiğini düşünürler.
14 Safnaðaröldungar færa margar fórnir til að gæta hjarðarinnar.
14 Cemaat ihtiyarları ‘sürüyü gütmek’ için birçok özveride bulunur (1.
(Matteus 6:5) Þegar hann læknaði holdsveikan mann sagði hann honum að ‚gæta þess að segja engum neitt.‘
(Matta 6:5) Bir cüzamlıyı sağalttığında, ona “sakın kimseye bir şey söyleme” demişti.
(Matteus 24:45) Hinn 15. september 1959, fyrir meira en 37 árum, sagði Varðturninn (ensk útgáfa) á blaðsíðu 553 og 554: „Er kjarni málsins ekki sá að við þurfum að gæta jafnvægis milli alls þess sem af okkur er krafist.
(Matta 24:45) Otuz yedi yıldan fazla bir süre önce, 15 Eylül 1959 tarihli The Watchtower’ın 553, 554 sayfalarında şu öğüt verildi: “Aslında bu, vaktimizi alan tüm istemler arasında bir denge sağlama meselesi değil midir?
Stjórnandi frá Betlehem mun gæta þeirra sem fjárhirðir í krafti Jehóva.
Beyt-lehemli bir hükümdar, Yehova’nın kuvvetiyle çobanlık edecek.
2, 3. (a) Hvernig gæta umhyggjusamir hirðar sauða Jehóva samkvæmt Jesaja 32: 1, 2?
2, 3. (a) İşaya 32:1, 2’ye göre şefkatli ihtiyarlar Yehova’nın koyunlarına nasıl özen gösterir?
Hvers vegna má segja að það hvernig kristinn karlmaður annast fjölskyldu sína hafi áhrif á það hvort hann sé hæfur til að gæta safnaðarins?
İsa’nın takipçisi olan bir erkeğin kendi ailesiyle ilgilenme tarzının, onun cemaatte çoban olmak üzere yeterli olup olmadığını belirlemekte bir rol oynadığı neden söylenebilir?
En fólk Jehóva fær andlega aðstoð því hann lofaði: „Ég vil setja hirða yfir þá, og þeir skulu gæta þeirra, og þeir skulu eigi framar hræðast né skelfast og einskis þeirra skal saknað verða.“ — Jeremía 23:4.
Oysa Yehova’nın kavmi ruhi yardım almaktadır, çünkü O şunları vaat etti: “Üzerlerine onları güdecek çobanlar dikeceğim; ve artık korkmıyacaklar, ve yılgınlığa düşmiyecekler, ve eksilmiyecekler.”—Yeremya 23:4.

İzlandaca öğrenelim

Artık gæta'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.