İzlandaca içindeki fljót ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki fljót kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fljót'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki fljót kelimesi nehir, ırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

fljót kelimesinin anlamı

nehir

noun

12 Andleg fæða streymir til okkar eins og fljót sem dýpkar og breiðir úr sér.
12 Ruhi gıdamız giderek genişleyen ve derinleşen bir nehir gibi, bize doğru akıyor.

ırmak

noun

Jehóva lofar hamingju sem er ríkuleg og friðsæl og heldur stöðugt áfram eins og fljót.
Yehova’nın verdiği barış sürekli akan bir ırmak gibidir

Daha fazla örneğe bakın

Í bardaga stukku tveir svona yfir fljót
Çatısma sırasında bunlardan ikisi nehri sıçrayıp geçer ve kablo çeker
haldi þau öll boð þín fljót.
Emrine hep uyayım.
Framförin birtist sem sagt ekki í sjálfsöryggi heldur því að vera fljót til að leita leiðsagnar Jehóva um það sem að höndum ber.
O zaman kaydettiğimiz ilerleme, yaşamda ortaya çıkan farklı durumları tam bir özgüvenle karşılamak yerine, bizi yönlendirmesi dileğiyle Yehova’ya yönelmemizden belli olacak.
Ef einhver vinna stangast greinilega á við mælikvarða Biblíunnar erum við flest fljót til að fylgja leiðbeiningum hins trúa og hyggna þjóns.
Örneğin bir işte çalışmamız söz konusuysa ve bu işin uygunluğuna dair şüphelerimiz varsa, yukarıdaki ilkenin bize nasıl rehberlik edebileceğine bakalım.
Verum ekki „fljót til að komast í uppnám“
“Zihniniz Hemen Karışmasın”
Við stuðlum aftur á móti að friði og farsæld ef við erum fljót til að fyrirgefa og gera öðrum gott.
Ancak, bağışlamaya hazır olursak ve başkalarının iyiliği için bir şeyler yaparsak huzurlu bir ortamın oluşmasına katkıda bulunuruz.
(Róm 14:13-15) Og síðast en ekki síst getum við verið fljót að fyrirgefa ef einhver syndgar gegn okkur.
İkinci olarak başkalarını üzecek şeyler söylemekten ya da yapmaktan kaçınabiliriz (Ro 14:13-15).
Nefndu dæmi. (b) Hvað erum við í rauninni að gera ef við erum fljót að dæma aðra?
(b) Birisi başkalarını yargılamakta acele ettiğinde aslında ne yapmış olur?
(Jóh 13:34, 35) Til að sýna kærleika eins og Kristur verðum við að vera vakandi fyrir þörfum annarra og ekki fljót til að reiðast. – 1Kor 13:5.
İsa’nınkine benzer bir sevgi göstermek için, kendimizi değil başkalarının iyiliğini düşünmeli ve hemen öfkelenmemeliyiz (1Ko 13:5).
Enda þótt við stríðum við alvarlega vanheilsu, hvort heldur líkamlega eða tilfinningalega, ættum við ekki að vera fljót að álykta að það hindri okkur í að taka virkan þátt boðunarstarfinu.
Ciddi fiziksel ya da duygusal sınırlarımız olsa da, aceleyle bunların hizmete tam anlamıyla katılmamıza engel olacağı sonucuna varmayalım.
Drína er fljót á Balkanskaga.
Herakleios Balkanlar için daha az şey yapacaktı.
Þú varst fljót
Çabuk geldin
12, 13. (a) Hvers vegna ættum við ekki að vera fljót til að dæma aðra?
12, 13. (a) Neden başkalarını yargılamakta acele etmemeliyiz?
12 Andleg fæða streymir til okkar eins og fljót sem dýpkar og breiðir úr sér.
12 Ruhi gıdamız giderek genişleyen ve derinleşen bir nehir gibi, bize doğru akıyor.
Við vorum fljót að taka við okkur og lítill söfnuður var myndaður í Hemsworth.
Düzenli olarak ibadetlere katılmaya başladık ve Hemsworth kasabasında küçük bir cemaat kuruldu.
Erum við fljót að taka eftir slíkum tækifærum og nýta okkur þau?
Siz de dikkatli olmaya ve böyle fırsatlardan yararlanmaya istekli misiniz?
Ef okkur hættir til að vera fljót að dæma ákvarðanir, sem aðrir taka með góðri samvisku, væri viturlegt af okkur að hugleiða spurningu Páls.
Eğer bir kardeşimizin vicdani kararını hemen eleştirme eğilimindeysek, kendimize Pavlus’un yukarıdaki sorusunu sormamız ne kadar yerinde olur!
(Galatabréfið 5: 15) Verið því fljót að útkljá deilur og leitið friðsamlegra lausna. — Matteus 5: 23- 25; Efesusbréfið 4: 26; Kólossubréfið 3: 13, 14.
(Galatyalılar 5:15) Bu nedenle, tartışmaları derhal çözüme bağlayın; barışçıl çözümler arayın.—Matta 5:23-25; Efesoslular 4:26; Koloseliler 3:13, 14.
Fljót rennur um endurreist land
Onarım Görmüş Diyara Akan Bir Irmak
Fljót, varağu şorpiğ viğ!
Acele et köyü uyar!
Eigi tilbeiðsla okkar að vera honum þóknanleg þurfum við að vera fljót að leiðrétta málin ef við brjótum gegn lögum hans.
Tapınmamızın Tanrı’ya makbul olmasını istiyorsak Tanrı’nın kanunlarıyla ilgili yapılabilen herhangi bir ihlali vakit geçirmeden düzeltmek üzere harekete geçmeliyiz.
Taumlaus tunga getur vissulega orðið eins og eldur og verið fljót að breiða út meiðandi slúður og róg.
Ne kadar çok konuşursak, sözlerimizin saçma ya da zararlı olma ihtimali o kadar artar.
Verum fljót að fyrirgefa,
Merhamet, sevgi ve şefkat
Þau eru næm á orð þín og verk og fljót til að líkja eftir fordæmi þínu.
Onlar dikkatli dinleyici ve iyi gözlemcidirler, hiç vakit geçirmeden sizin örneğinizi izlerler.
(Orðskviðirnir 15:28; 16:23) Jakob er kannski að hvetja okkur til að vera ekki fljót til að segja að prófraunir okkar séu frá Guði.
(Süleymanın Meselleri 15:28; 16:23) Yakub belki bizi, denemelerimizin Tanrı’dan kaynaklandığını söylemekte çabuk davranmamaya teşvik ediyor olabilir.

İzlandaca öğrenelim

Artık fljót'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.