İzlandaca içindeki eiga ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki eiga kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte eiga'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki eiga kelimesi sahip olmak, olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
eiga kelimesinin anlamı
sahip olmakverb Verður maður að fara til himna til að eiga farsæla framtíð? Bir kişi ancak göğe gittiği zaman mı gerçekten mutlu bir geleceğe sahip olur? |
olmakverb Menn á mínum aldri ættu ekki ađ eiga í risvandræđum. Benim yaşımdaki bir erkek için artık sağlam ereksiyon olmak normal değil. |
Daha fazla örneğe bakın
Versin hljóða svo: „Því að þeir sem lifa, vita að þeir eiga að deyja, en hinir dauðu vita ekki neitt og hljóta engin laun framar, því að minning þeirra gleymist. Mukaddes Kitabın Türkçe tercümesinde, orada bununla ilgili şöyle okuyoruz: “Çünkü yaşıyanlar biliyorlar ki, öleceklerdir; fakat ölüler bir şey bilmezler, ve artık onlar için ücret yoktur; çünkü onların anılması unutulmuştur. |
Íslenskir galdrastafir eiga sér mismunandi rætur. Kar baykuşunun değişik ötüşleri vardır. |
Það eiga ekki eftir að spretta fram fleiri höfuð á dýrinu áður en því er tortímt. Bu canavar yok edilmeden önce başka bir baş ortaya çıkmayacak. |
Við getum auðvitað ekki lengt daginn um klukkustund svo að Páll hlýtur að eiga við eitthvað annað. Güne fazladan bir saat katamayacağımız apaçık ortada olduğuna göre, Pavlus bu öğüdüyle farklı bir şey kastetmiş olmalı. |
(Jesaja 9:6, 7) Á dánarbeði sínu bar ættfaðirinn Jakob fram spádóm um þennan framtíðarstjórnanda og sagði: „Ekki mun veldissprotinn víkja frá Júda, né ríkisvöndurinn frá fótum hans, uns sá kemur, er valdið hefur, og þjóðirnar ganga honum á hönd [„honum eiga þjóðirnar að hlýða,“ NW].“ — 1. Mósebók 49:10. (İşaya 9:6, 7) Ata Yakub, gelecekte ortaya çıkacak bu hükümdar hakkında ölüm döşeğindeyken şunları bildirdi: “Şilo gelinciye kadar, saltanat asası Yahudadan, hükümdarlık asası da ayaklarının arasından gitmiyecektir; ve milletlerin itaati ona olacaktır.”—Tekvin 49:10. |
9. (a) Hvað verður hrópað og hvers vegna eiga sannkristnir menn ekki þátt í því? 9. (a) Hangi çağrı yapılacak? |
Þar eð hreyfing er erfið og oft kvalafull fyrir Parkinsonssjúklinga og þeir eiga erfitt með að halda jafnvægi hafa þeir tilhneigingu til að takmarka verulega hreyfingu sína. Hareket etmek güç ve sık sık da acı verici olduğundan ve denge de problem olabileceğinden, Parkinson hastalarının eğilimi, hareketlerini ciddi ölçüde kısıtlamaktadır. |
Stundum verđ ég pirrađur á ađ eiga ekki marga valkosti en ég held ég yrđi dauđskelfdur ef ég hefđi jafnmarga og ūú. Bazen fazla seçeneğim olmadığı için çaresiz kalıyorum, ama senin kadar çok seçeneğim olsa dehşete düşerdim herhalde. |
Ekkert ađ ūví ađ eiga viđskipti á klķsettinu. İşini tuvalette yapmakta yanlış bir şey yok. |
Það eru ómetanleg sérréttindi að eiga þátt í prédikun fagnaðarerindisins um ríki Guðs ásamt ‚hinum heilögu.‘ — Matteus 24:14. Tanrı’nın Gökteki Krallığının bu iyi haberini ‘mukaddeslerle’ birlikte vaaz etmek gerçekten büyük bir ayrıcalıktır!—Matta 24:14. |
Innan tíu mínútna eiga allirmenn í #. deild aö vera utan viö klefana On dakika içinde, bütün adamlarl hücre binaslnln dlslnda bekliyoruz |
Sumir eiga í baráttu við að ná tökum á lífinu, jafnvel mörgum árum eftir skilnað, vegna þess að þeir hafa stöðugar áhyggjur af framtíð sinni. Boşandıktan sonra gelecekle ilgili kaygılara boğulan bazıları, aradan yıllar geçtikten sonra bile dengelerini sağlamakta zorlanıyor. |
Þið munuð eiga saman dásamlega helgi İkiniz harika bir hafta sonu geçireceksiniz |
Ekki er óalgengt að þau séu öguð fyrir að vera annaðhvort „bekkjarplága“ eða „bekkjarhirðfífl,“ því að þau eiga erfitt með að hafa stjórn á hegðun sinni og meta afleiðingar gerða sinna. Davranışlarını denetlemekte ve hareketlerinin sonuçlarını değerlendirmekte zorluk çektiklerinden dolayı ya sınıf kabadayısı ya da sınıf soytarısı oldukları için onlara disiplin verilmesi nadir bir olay değildir. |
Hvenær gaf ég mér síðast tíma til að eiga einlægt samtal við maka minn án þess að það snerist einungis um barnauppeldið? Eşimle, çocuk hakkında olmayan içten bir sohbet yapmaya en son ne zaman vakit ayırdım? |
Nemendur eiga að lesa upp úr Biblíunni frá sviðinu eða sviðsetja hvernig kenna megi annarri manneskju biblíusannindi. Bu programda yer alan kişilere ya kürsüde Kutsal Kitaptan bir kısım okuma ya da Kutsal Yazılardan bir konuyu başkasına nasıl öğreteceklerini gösterme görevi verilir. |
Í öllum tilvikum er rétt að brjóta málið til mergjar og gera það að bænarefni sínu, og taka tillit til þeirra sérstöku aðstæðna sem eiga við hverju sinni. Her seferinde, özel ve belki de duruma özgü koşullar ele alınarak duayla bir inceleme yapılmalıdır. |
Ūú skalt láta umbúđirnar eiga sig, nema ūú viljir opna sáriđ aftur. O bandaja dokunmasan iyi olur, tekrar kanasın istemiyorsan tabii. |
Hugleiðið merkingu þessara þriggja orða og hvernig þau eiga við það að halda sáttmála. Bu üç kelimenin anlamını ve antlaşmaları tutmakla ne ilgisi olduğunu düşünün. |
Ég kom ekki hingađ til ađ eiga viđ ūig. Buraya seninle uğraşmaya gelmedim. |
Ég veit hvernig er ađ eiga erfiđa viku. Zor bir hafta geçirmenin ne demek olduğunu bilirim. |
13 Áður en unglingur vígist Guði ætti hann að hafa næga þekkingu til að skilja hvað í því felst og leitast við að eiga persónulegt samband við Guð. 13 Bir genç kendini vakfetmeden önce vakfının neleri kapsadığını anlayacak kadar bilgili ve Tanrı ile kişisel ilişki kurmak üzere istekli olmalıdır. |
EIN af þverstæðum mannkynssögunnar er sú að sumir af verstu glæpum gegn mannkyninu — sem eiga sér samjöfnuð aðeins í fangabúðum 20. aldarinnar — voru framdir af Dóminíkusar- eða Fransiskumunkum sem tilheyrðu tveim trúarreglum prédikara, í orði kveðnu helgaðar því að prédika kærleiksboðskap Krists. TARİHİN çelişkilerinden biri de, insanlığa karşı işlenen en kötü suçların, sadece 20. yüzyılın temerküz kamplarındakilerle eşit düzeyde olarak Dominiken ve Fransisken rahipleri tarafından işlenmiş olmasıdır. Bu rahipler, Mesih’in sevgi mesajını vaaz etme işine adandığı söylenen iki vaiz grubuna aittirler. |
Margir eru sér hins vegar ekki fyllilega meðvitandi um andlega þörf sína eða vita ekki hvert þeir eiga að snúa sér til að fullnægja henni. Bununla beraber birçok insan ruhi ihtiyaçlarının bilincinde değil veya bu ihtiyacını nerede doyurabileceğini bilmiyor. |
Hvað eiga þjónar Jehóva sameiginlegt og hvernig gagnast það okkur? Yehova’nın toplumundaki kişilerin hangi ortak noktaları var? Bu bize nasıl yarar sağlar? |
İzlandaca öğrenelim
Artık eiga'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.