İzlandaca içindeki bjóða ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki bjóða kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bjóða'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki bjóða kelimesi çağırmak, davet etmek, teklif anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bjóða kelimesinin anlamı
çağırmakverb Gerðu sérstakt átak til að bjóða eins mörgum og þú getur á minningarhátíðina. Anma Yemeği’ne olabildiğince çok kişi çağırmak için özel bir çaba harcayalım. |
davet etmekverb Af ástúð bjóða þeir að þið takið næsta skrefið í átt að þeim. Sizi sevgiyle bir sonraki adımı Onlar’a doğru atmaya davet ediyorlar. |
teklifnoun Ef húsráðandinn virðist áhugasamur skaltu bjóða bæklinginn og biblíunám. Ev sahibinin ilgi gösterdiği izlenimindeyseniz küçük kitabı sunup birlikte incelemeyi teklif edin. |
Daha fazla örneğe bakın
Hvernig má bjóða hann fullorðnum búddistum? „Þú hefur ef til vill áhyggjur af því, eins og margir, hvað gott siðferði virðist skipta fólk litlu máli nú orðið og hvaða áhrif það hefur á börnin okkar. Bir Budist’e sunarken şöyle diyebilirsiniz: “Çevremizde tanık olduğumuz yozlaşmış görüşler ve bunların çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkileri herhalde sizi de kaygılandırıyordur. |
(Sálmur 148:12, 13) Í samanburði við þær stöður og þá umbun sem heimurinn hefur upp á að bjóða er það að þjóna Jehóva í fullu starfi öruggasta leiðin til að hljóta gleði og ánægju. (Mezmur 148:12, 13). Dünyanın sunduğu itibar ve ödüllerle karşılaştırınca, Yehova’ya tamgün hizmet etmeyi yaşam tarzı haline getirmek, sevinçli ve doyum veren bir yaşamın şüphesiz en emin yoludur. |
Fyrir nýjan aðila eða ungan kann það að kosta umtalsverða áreynslu að bjóða sig fram til að lesa ritningarstað eða gefa athugasemd og endurspegla að hann noti getu sína á góðan og hrósunarverðan hátt. Yeni veya genç birinin gönüllü olarak bir ayet okuması ya da paragraftan okuyarak bir cevap vermesi kendisinden çok gayret talep edebilir ve yeteneğini mükemmel ve övülecek bir tarzda kullandığını gösterir. |
Hann heldur síðan áfram undirbúningnum með því að æfa hvernig hann ætlar að bjóða bæði blöðin. Sonra her bir dergi için hazırladığı sunuşu prova eder. |
Þeir höfðu ekki minnsta samviskubit út af því að bjóða Júdasi 30 silfurpeninga úr sjóði musterisins fyrir að svíkja Jesú. Bu yozlaşmış adamlar, Yahuda’ya, İsa’yı ele vermesi için mabet hazinesinden 30 parça gümüş verirken biraz olsun suçluluk duymamışlardı. |
Vottar Jehóva bjóða öllum í samfélaginu þessa ókeypis þjónustu, en hún er hluti af trúboði þeirra.“ Yehova’nın Şahitleri bu hizmeti, ücretsiz olarak yerine getirdikleri Kutsal Kitap öğretim programının bir kısmı olarak sağlıyor.” |
Margir eru að gera eitthvað svipað með því að gerast brautryðjendur og bjóða sig fram til þjónustu þar sem þörfin er meiri. Birçokları öncülerin saffına geçerek benzer bir iş yapıyor ve ihtiyacın daha büyük olduğu yerlerde hizmet etmeye hazırdırlar. |
Hvetjið alla til að bjóða bókina með það að marki að stofna biblíunám og fylgja öllum áhuga eftir. Herkesi, kitabı bir tetkik başlatmak hedefiyle sunmaya teşvik et. |
Tölvan þín eða nettengingin virðist kannski óvenju hægvirk, ákveðin forrit virka ekki, gluggar sem bjóða þér að setja upp forrit birtast óvænt á skjánum eða tölvan hagar sér undarlega á einhvern annan hátt. Belki bilgisayarınız ya da internet bağlantınız size çok yavaşlamış gibi gelebilir, programlarınız çalışmayabilir, ekranınızda kendiliğinden açılan pencereler sizi bazı programları yüklemeye yöneltebilir ya da bilgisayarınızın çalışmasında bir tuhaflık olabilir. |
Athugið: Fyrst á að spila lagið einu sinni til enda og síðan bjóða söfnuðinum að syngja nýja sönginn. Hatırlatma: Önce yeni ilahiyi baştan sona çalın, daha sonra cemaat ilahiyi söylesin. |
Tónlistarmaður nokkur, með áralanga reynslu sem atvinnumaður, leggur áherslu á mikilvægi þess að áheyrendurnir taki þátt í skemmtuninni og segist útbýta textablöðum til áheyrenda sinna og bjóða þeim að syngja með. Yıllardır profesyonel tecrübesi olan bir müzisyen izleyicilerin katılımının önemini vurgulayarak, şarkıların sözlerini yazılı olarak onlara verip kendisiyle birlikte söylemeye davet ederdi. |
Hafði hann áhyggjur af því að Gajus yrði hikandi við að bjóða gestum til sín þar sem Díótrefes vildi reka þá úr söfnuðinum sem sýndu gestrisni? Ya da konuksever Hıristiyanları cemaatten çıkarmaya çalışan Diotrefis yüzünden Gayus’un kardeşleri evine almaktan çekineceğini mi düşündü? |
Í raun var Jesús að bjóða þeim að vera viðstaddir sérstaka samkomu. Aslında İsa onları özel bir toplantıya davet ediyordu. |
Það sem ég sá vakti hjá mér löngun til að bjóða mig fram til starfa þar. Orada gördüklerim, gönüllü olarak orada çalışmayı istememe neden oldu. |
Þið getið ef til vill byrjað strax með því að bjóða einum eða tveimur reyndum boðberum að starfa með ykkur næstu helgi. Hemen şimdi, bir veya iki tecrübeli müjdeciye bu hafta sonunda birlikte çalışmayı teklif ederek işe başlayabilirsin. |
Farið yfir baksíðuna á Varðturninum 1. apríl 2007 og hvetjið boðbera til að bjóða áhugasömu fólki á sérræðuna sem verður flutt 15. apríl. 1 Nisan 2007 tarihli Gözcü Kulesi dergisinin arka kapağındaki daveti gözden geçirin ve müjdecileri, 15 Nisan’da yapılacak olan özel konuşmaya ilgi gösterenleri davet etmeye teşvik edin. |
Ætlaðu að bjóða okkur í glas, Putty? Bize bir içki ikram eder misin Putty? |
Herra þingforseti... má ég bjóða þér glas af koníaki á skrifstofu minni uppi? Sayın sözcü...... odamda size bir kadeh viski ikram edebilir miyim? |
Við getum gefið peninga í formi gjafa eða gestrisni, til dæmis með því að bjóða vinum og ættingjum í mat. Parayı başkaları için kullanmanın diğer yolları, hediye vermek veya arkadaşlarınız ya da aileniz için yemek hazırlayarak onlara konukseverlik göstermek olabilir. |
Síðan skaltu bjóða söfnuðinum að rísa á fætur og syngja nýja sönginn. Dinleyicileri ayağa kalkıp bu yeni ilahiyi söylemeye davet edin. |
Æ fleiri spítalar bjóða beinlínis upp á meðferð án blóðgjafar og sumir telja hana jafnvel bestu læknismeðferð sem völ er á. Giderek daha çok sayıda hastane kansız tedavi sunuyor, hatta bazıları bunu tıbbi bakım için en yüksek standart olarak görüyor |
Þrátt fyrir að hafa starfað með Páli fór Demas að elska það sem heimurinn hafði upp á að bjóða. Elçi Pavlus’un Dimas hakkında yazdıklarını hatırlıyor musunuz? |
Við ættum að bjóða það velkomið í okkar hóp, koma fram við hvern og einn „sem innborinn mann“ og ‚elska hann eins og sjálf okkur.‘ Onları aramıza kabul etmeli, ‘kendi yerlilerimiz gibi’ görmeli ve ‘onları kendimiz gibi sevmeliyiz.’ |
Það ætti að minna á hana við og við svo að boðberar geti undirbúið sig og lagt sig sérstaklega fram um að bjóða námskeið hús úr húsi og þegar þeir heimsækja þá sem áður hafa sýnt áhuga. Zaman zaman bu düzenlemeyi kardeşlere hatırlatın, bu sayede herkes yeterli bir hazırlık yapabilecek ve o gün evden eve hizmetindeyken ve ilgilileri ziyaret ederken Kutsal Kitap tetkikleri başlatmak üzere özel bir çaba gösterebilecek. |
Byrjaðu á því að taka saman lista yfir alla sem þig langar til að bjóða. Önce, davet etmek istediğiniz kişilerin listesini çıkarın. |
İzlandaca öğrenelim
Artık bjóða'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.