İspanyolca içindeki sacar ne anlama geliyor?

İspanyolca'deki sacar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sacar'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İspanyolca içindeki sacar kelimesi çekmek, dışarı çıkarmak, satın almak, almak, kaldırmak, (listeden, vb.) çıkarmak, çıkarmak, yerinden çıkarmak/oynatmak, yol açmak, yukarı itmek, kaşıkla çıkarmak, çekmek, çıkarmak, kızdırmak, öfkelendirmek, yaptırmak, dışarı çıkarmak, kurtarmak, çıkarmak, uzaklaştırmak, açmak, çıkarmak, silah çekmek, çıkarmak, kaşıkla çıkarmak, dışarı çıkarmak, çıkarmak, temizlemek, almak, ödünç almak, silmek, temizlemek, koparmak, kepçeyle almak, çekme, çekiş, basmak, çekmek, bozmak, altüst etmek, çekmek, edinmek, vites değiştirmek, gasp etmek, bahsetmek, fotoğraf çekmek, musluğu/çeşmeyi açmak, oy almak, oyundan çekmek, çalmak, yerinden etmek, -den kurtarmak, gidermek, çıkarmak, çekip çıkarmak, çekmek, çıkarmak, çekmek, serbest bırakmak, oyuk açmak, silmek, zorlukla almak, (metinden, vb.) çıkarmak, ağzından almak, bilgi edinmek, veri çekmek, kazmak, çıkarmak, tamamlamak, arayıp bulmak, soyup çıkarmak, görüşmeleri kurtarmak, birer birer çıkarmak, kaldırmak, basmak, çıkarmak, temizlemek, çıkarıp atmak, sinsice davranmak/kazanmak, çekmek, silkelemek, ovarak çıkarmak, fotoğraf çekmek, (para) çekmek, çizgi dışına, fayda, yarar, fotoğraf çekmek, alıp götürmek, sağmak, diş taşlarını temizlemek, tartarlarını temizlemek, kaldırmak, numune almak, örnek almak, çıkarmak, yemek ısmarlamak, istifade etmek, yararlanmak, faydalanmak, fiske atmak, fiske vurmak, hafifçe vurmak, sinirlendirmek, sinir etmek, gıcık etmek, kazıp çıkarmak, bulup çıkarmak, ortaya çıkarmak, fotokopi çekmek, fotokopisini çekmek, fotokopi almak, keşfetmek, delirtmek, çıldırtmak, gizli dinleme aygıtlarından temizlemek, toplamak, toplamını bulmak, ifşa etmek, açığa vurmak, cilalamak, sivriltmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sacar kelimesinin anlamı

çekmek

(diş, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tuvieron que sacarle un diente que tenía cariado.

dışarı çıkarmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¿Puedes sacar la basura?

satın almak

(coloquial) (sigorta, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le aconsejamos que saque un seguro de viaje antes de marcharse.

almak

(calificación)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Saqué un 10 en español.

kaldırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El museo local sacó la entrada, ahora es gratis ingresar.

(listeden, vb.) çıkarmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
¿Es esa la lista de invitados? Elimina a Kim, está ocupada ese fin de semana y no puede venir.

çıkarmak, yerinden çıkarmak/oynatmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tony estaba teniendo problemas para sacar un pedazo de maíz de entre sus dientes.

yol açmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Jack le hizo a Eliza docenas de preguntas, pero ninguna le sacó una respuesta.

yukarı itmek

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kaşıkla çıkarmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Sacó un poco del helado de crema.

çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El dentista sacó el diente infectado.

çıkarmak

verbo transitivo (gözünü, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ten cuidado con el bastón, terminarás sacándole un ojo a alguien.

kızdırmak, öfkelendirmek

(AR, coloquial)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¡Ese tipo realmente me saca!

yaptırmak

verbo transitivo (deporte) (işi birisine)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

dışarı çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Si sacas la lengua de nuevo, un pájaro podría pararse en ella.

kurtarmak, çıkarmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Karen no pudo sacar el chicle de su cabello.

uzaklaştırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¿Puedes sacar al perro antes de que tire todo?

açmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çıkarmak

(metinden, senaryodan, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El director sacó la escena en la versión final de la película.

silah çekmek

(un arma en general)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El vaquero sacó su pistola para demostrar que iba en serio.
Kovboy ciddi olduğunu göstermek için silahını çekti.

çıkarmak

(leke, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Después de que los limpiadores sacaran la mancha de vino, el sofá parecía como nuevo.

kaşıkla çıkarmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

dışarı çıkarmak

verbo transitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
El hombre sacó su teléfono para llamar a un taxi.

çıkarmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tenemos que sacar toda la basura del ático.

temizlemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Doug tuvo que sacar las espinas de su pantalón.

almak, ödünç almak

(kütüphaneden)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Saqué dos libros de la biblioteca la semana pasada y he perdido uno de ellos.

silmek, temizlemek

(makyaj, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Phoebe se sacó el maquillaje con aceites naturales.

koparmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El granjero sacó las flores muertas.

kepçeyle almak

(con cuchara)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Karen sacó helado y lo puso en un cuenco.

çekme, çekiş

verbo transitivo

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Al sacar el cuatro del sombrero le tocó estar en el equipo cuatro.

basmak

(informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Todos los periódicos sacaron la noticia del escándalo político esta mañana. Esta revista saca muchos anuncios de coches.

çekmek

(iskambil kağıdı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sacó una carta de la parte superior de la baraja.

bozmak, altüst etmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La crisis los sacó de la rutina.

çekmek

verbo transitivo (coloquial) (silah, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El policía le sacó la pistola al ladrón.

edinmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
¿De dónde has sacado esos lápices?

vites değiştirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Él sacó el carro en tercera.

gasp etmek

(coloquial)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le sacaron hasta el último centavo.

bahsetmek

(un tema) (gelişigüzel biçimde)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Sacó el tema del matrimonio en la conversación.

fotoğraf çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El fotógrafo sacó una foto de la celebridad.

musluğu/çeşmeyi açmak

verbo transitivo (agua)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La familia Smith saca agua de un pozo natural.

oy almak

(voto)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La candidata del partido laborista sacó más votos que la del partido conservador, así que ganó las elecciones.

oyundan çekmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

çalmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El ladrón le sacó la billetera a Ned.

yerinden etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

-den kurtarmak, gidermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Todavía no pudimos sacarles los piojos a los chicos.

çıkarmak

verbo transitivo (listeden, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çekip çıkarmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Antes de que la gente tuviera agua corriente en sus casas, tenían que ir a un pozo para sacar agua.

çekmek

verbo transitivo (para)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Él saca cincuenta dólares de mi cuenta cada viernes.

çıkarmak

verbo transitivo (sonuç, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Puedes sacar la conclusión que quieras, pero creo que él lo hizo.

çekmek

(diş)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Al dentista solo le llevó unos pocos segundo extraer el diente.

serbest bırakmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los guardabosques liberaron al oso de la trampa que estaba en una parte aislada del bosque.

oyuk açmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El choque le hizo un agujero a la puerta del auto.

silmek

(göz yaşı, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
James se quitó las lágrimas y empezó a sonreír.

zorlukla almak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los ladrones arrebataron la billetera de Bill.

(metinden, vb.) çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Siguiendo un consejo legal, el editor eliminó algunos pasajes del texto.

ağzından almak

(mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eventualmente logramos sonsacar la verdad de Brian.

bilgi edinmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Dos horas de interrogatorio no pudieron sonsacar una respuesta del sospechoso.

veri çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El hacker extrajo información confidencial del sitio web del gobierno.

kazmak

(con pala)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El jardinero está removiendo la planta.

çıkarmak

(leke, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
¿Crees que podremos limpiar la mancha de tinta?

tamamlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tengo tanto trabajo que terminar, no sé cómo voy a hacer todo. Tengo que terminar de estudiar antes del examen.

arayıp bulmak

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Desenterré uno de mis antiguos informes escolares.

soyup çıkarmak

(boya, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

görüşmeleri kurtarmak

(figurado, de algo malo) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Se interrumpieron las negociaciones y no fue fácil salvar la situación.

birer birer çıkarmak

(giysileri, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La stripper se fue quitando la ropa durante el espectáculo.

kaldırmak

(dirseklik, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Una vez en el avión, bajó los reposabrazos y se ajustó el cinturón.

basmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¿Puedes imprimirme cien copias de este folleto?

çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le dijeron que eliminase los carbohidratos de su dieta.

temizlemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Lavé el auto con la manguera para limpiar la suciedad.

çıkarıp atmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Si quieres vivir por más tiempo, debes dejar el estrés en tu vida.

sinsice davranmak/kazanmak

(información)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Peter se obstinaba en no revelar su secreto, pero al final Emily se lo sonsacó.

çekmek

(piyasadan, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tuvieron que retirar el producto del mercado.

silkelemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Quitó las migas de su camisa.

ovarak çıkarmak

(frotando)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Limpió las manchas de barro de sus zapatos.

fotoğraf çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El fotógrafo tomó 50 fotos.

(para) çekmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Me gustaría retirar cien libras de mi cuenta.
Hesabımdan yüz pound çekmek istiyorum.

çizgi dışına

(spor)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Tiró la pelota fuera del campo.

fayda, yarar

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
No hay beneficio en ser grosero con la gente.

fotoğraf çekmek

(fotografía)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¡Mejor dispara ya, antes de que oscurezca más!

alıp götürmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sí, por favor llévese la basura.

sağmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La madre lactante se extrae la leche para su infante.

diş taşlarını temizlemek, tartarlarını temizlemek

(placa dental)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El dentista le extrajo la placa dental al paciente.

kaldırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tuvimos que retirar el objeto de las tiendas cuando se detectó que estaba defectuoso.

numune almak, örnek almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La impresora imprimió una prueba de la nueva placa.

çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Si dejas de lado los gastos, la casa es perfecta. Sin embargo, ¡simplemente no nos la podemos permitir!

yemek ısmarlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Siempre llevamos a la tía Beth a cenar fuera en su cumpleaños

istifade etmek, yararlanmak, faydalanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Aproveché la situación.

fiske atmak, fiske vurmak, hafifçe vurmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kate sacudió las migas de la mesa.

sinirlendirmek, sinir etmek, gıcık etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La arrogancia de Tom me irrita.

kazıp çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Empieza a trasplantar el árbol desenterrando la raíz entera.

bulup çıkarmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ese periodista era conocido por su extraordinaria habilidad para averiguar los pormenores de una historia.

ortaya çıkarmak

(informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Un chorrito de limón exprimido va a levantar el sabor del salmón grillado.

fotokopi çekmek, fotokopisini çekmek, fotokopi almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Por favor, toma asiento mientras nuestra recepcionista fotocopia tus documentos.

keşfetmek

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ayer descubrí verdaderos tesoros en la librería de segunda mano.

delirtmek, çıldırtmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

gizli dinleme aygıtlarından temizlemek

(figurado)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

toplamak, toplamını bulmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Si totalizas todos los montos, se vuelve un montón de plata.

ifşa etmek, açığa vurmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La denunciante reveló los delitos de su empresa.

cilalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Detesto tener que pulir la plata.

sivriltmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
¿Puedes afilar este lápiz, por favor?

İspanyolca öğrenelim

Artık sacar'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.

İspanyolca hakkında bilginiz var mı

İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.