İspanyolca içindeki muestra ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki muestra kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte muestra'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki muestra kelimesi göstermek, göstermek, göstermek, sunuş, göstermek, göstermek, işaret etmek, teşhir etmek, göstermek, açığa çıkarmak, ortaya çıkarmak, görüntülemek, göstermek, sergilemek, göstermek, göstermek, teşhir etmek, göstermek, çıkarıp göstermek, ibraz etmek, göstermek, ortaya koymak, sergilemek, göstermek, ilan etmek, göstermek, sergilemek, teşhir etmek, göstermek, giydirmek, sergi, örnek, numune, model, örnek, numune, (makyaj malzemesi, vb.) deneme ürünü, numune, numune, örnek, tipik örnek/model, örnek, numune, (boğaz, vb.) sürüntü, renk örneği, tadım, tadımlık, patron, tecrübe, deneyim, (mikroskopta incelemek için alınan) numune, gösterme, gösterim, sembol, simge, işaret, önceden tatma, gösterme, toprak örneği, toprak numunesi, simge, işaret, göstermek, hamileliği belli olmak, göstermek, kanıtlamak, saymak, saygı göstermek, hürmet etmek, merhamet göstermek, doğru yolu göstermek/işaret etmek, yol göstermek, içeri almak, gezdirmek, gururla göstermek, basamaklamak, basamaklı düzenlemek, karşılaştırma yapmak, kıyaslama yapmak, hızla göstermek, tanıştırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
muestra kelimesinin anlamı
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él siempre muestra sus dientes cuando sonríe. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Me puedes mostrar la manera correcta de hacer un nudo llano? ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Modacı, önümüzdeki ay yaz koleksiyonunu sergileyecek. |
göstermek(birisine bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostró su colección de postales a sus visitantes. |
sunuş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Montó una muestra de sus patatas y puerros premiados. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostró cómo se opera la máquina. Makinenin nasıl kullanılacağını gösterdi. |
göstermekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
işaret etmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La guía turística nos mostraba los monumentos históricos mientras los pasábamos con el bus. |
teşhir etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El vestido de Janice muestra sus hombros. |
göstermek, açığa çıkarmak, ortaya çıkarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pronto se mostrará la verdad. |
görüntülemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La computadora muestra los ítems del examen y los estudiantes usan el teclado para ingresar sus respuestas. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La encuesta muestra su gran impopularidad. |
sergilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tengo que mostrar la nueva estatua a los trabajadores del museo. |
göstermek(belirti, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él mostraba todos los síntomas de una depresión. |
göstermekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El rostro de Charlie mostró sorpresa. |
teşhir etmekverbo transitivo (cuerpo) (vücut, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Karen mostró sus senos. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La cara del guerrero mostraba profundas cicatrices. |
çıkarıp göstermek, ibraz etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostró (or: enseñó) su pasaporte para la inspección. |
göstermek, ortaya koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Siempre manifestó un desvergonzado desprecio por la autoridad. |
sergilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La muestra exhibirá el trabajo de artistas locales. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tenía un ojo morado después de su pelea con Bob. |
ilan etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El catedrático publicó los resultados del examen en la entrada. Profesör sınav sonuçlarını koridordaki panoya astı. |
göstermek, sergilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El chico demostró tener un gran coraje cuando intentó rescatar a sus amigos. |
teşhir etmek, göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El barco apareció desplegando la bandera de su país. |
giydirmek(mankene vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Usemos este maniquí para exponer este suéter. |
sergi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay una nueva exposición de Matisse en el museo. |
örnek, numune, modelnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La tienda regaló pequeñas alfombras de muestra. Hiç gidip kendine parfüm almaz, hep kozmetik standlarından topladığı eşantiyonları kullanır. |
örnek, numune(tıp) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El médico le pidió a Daphne una muestra de orina. |
(makyaj malzemesi, vb.) deneme ürünü, numunenombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
numune, örneknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La muestra de orina se usa para test de consumo de drogas. |
tipik örnek/model
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El traductor le entregó al cliente potencial una muestra de su trabajo. |
örnek, numunenombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los investigadores no pudieron aportar suficientes muestras para extraer conclusiones precisas. |
(boğaz, vb.) sürüntü(tıp) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se analizarán las muestras para detectar estreptococo y otras bacterias. |
renk örneğinombre femenino (color) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tadım, tadımlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Le gustaría una muestra de este vino? Şaraptan bir tadımlık almak ister misin? |
patronnombre femenino (kumaş, kağıt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Permítame darle unas muestras de alfombra para que las lleve a casa y vea cuáles combinan con su hogar. |
tecrübe, deneyim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Me gustaría darte una muestra de cómo se siente manejar este auto. |
(mikroskopta incelemek için alınan) numune
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El técnico de laboratorio puso la muestra en el microscopio. |
gösterme, gösterim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El encargado hizo una demostración del nuevo proceso de fabricación. |
sembol, simge, işaret
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pareja intercambió anillos como símbolo de su amor. |
önceden tatma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El incidente solo fue un anticipo de los problemas que tendríamos posteriormente durante el tiempo que estuvimos en China. |
gösterme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi madre es una mujer reservada que no suele dar manifestaciones de afecto. |
toprak örneği, toprak numunesi(geología) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los geólogos tomaron una cata de la corteza terrestre. |
simge, işaret
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Este regalo es una señal de mi respeto hacia ti. |
göstermek(öğretmek) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Enseñó a su hija cómo atarse los cordones de los zapatos. Kızına, ayakkabılarını nasıl bağlayacağını gösterdi. |
hamileliği belli olmak(coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sally está embarazada de quince semanas y ahora está empezando a mostrar barriga de embarazada. |
göstermeklocución verbal (satma amaçlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El agente mostrará la casa a los compradores potenciales. |
kanıtlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les presentó las estadísticas para probar su argumento. |
saymak, saygı göstermek, hürmet etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hay que respetar la bandera nacional. |
merhamet göstermek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
doğru yolu göstermek/işaret etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No necesitas darme un mapa, solo indícame el camino. ¿Puede indicarme el camino al baño de mujeres? |
yol göstermeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nunca antes había estado allí así que Antonio me mostró el camino. |
içeri almaklocución verbal (conducir) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un empleado de vigilancia le mostró el camino hasta el despacho del director. |
gezdirmeklocución verbal (birisine bir yeri) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El agente inmobiliario les mostró el departamento a la pareja. |
gururla göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando su madre famosa fue a la escuela, él la mostró con orgullo a todos sus amigos. |
basamaklamak, basamaklı düzenlemek(bilgisayar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Organiza en cascada las ventanas en un diseño diagonal. |
karşılaştırma yapmak, kıyaslama yapmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Permíteme que te muestre la diferencia entre la postura correcta e incorrecta para este baile. |
hızla göstermeklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El policía mostró rápidamente su placa. |
tanıştırmak(birisini bir şeyle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él me dio a conocer esta brillante página web. |
İspanyolca öğrenelim
Artık muestra'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
muestra ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.