İspanyolca içindeki mezcla ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki mezcla kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mezcla'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki mezcla kelimesi karışım, terkip, tertip, karıştırma, benzin, karışım, harman, karışım, alkolle karıştırılan (meyve suyu, soda gibi) içecek, karışım, çok karışık/karmakarışık şey, karışım, karışım, mashup, karıştırma, karışım, bileşim, terkip, karışım, karışım, karışım, oran, karışım, karışma, karıştırma, karıştırma, miks, karıştırma, harmanlama, karışım, bileşim, karışım, bileşim, terkip, potpuri, dermece, birçok parçadan oluşan şey, karışım, hamur, sulu hamur, karışım, karışma, melez, (iskambil kâğıtlarını) karıştırma, karma, her türden insan, karışım, iki sözcüğün karışımından türetilen sözcük, karıştırma, karıştırmak, birbirine karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, içine karıştırmak, karıştırmak, harmanlamak, karıştırmak, salatayı karıştırmak, karıştırmak, karışmak, karıştırmak, biririne karıştırmak, birbirine karıştırmak, ovarak sürmek, karmakarışık etmek, karman çorman etmek, parçaları bir araya getirmek, harmanlamak, birbirine uymak, uyuşmak, miks yapmak, karıştırmak, film müziği yerleştirmek, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karmak, karıştırmak, katmak, (iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmak, karıştırmak, hazırlamak, birlikte eritmek, birleştirmek, karıştırmak, birbirine karıştırmak, ile karıştırmak, katmak, unla tereyağı pişirilerek hazırlanan karışım, meyane, seyrelti, değişik stilleri karıştırma, tuğla ve harç anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mezcla kelimesinin anlamı
karışım, terkip, tertip
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El profesor tuvo una mezcla de diferentes reseñas. |
karıştırmanombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mezcla tarda más de lo que podrías pensar; tienes que darle tiempo para conseguir una distribución uniforme. |
benzinnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El motor estaba recibiendo una mezcla de mala calidad y no combustionaba limpiamente. |
karışım, harman
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mezcla de frutas y vegetales en este licuado es muy saludable. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mezcla de los ingredientes los volverá líquidos. |
alkolle karıştırılan (meyve suyu, soda gibi) içecek(bebida) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quiero una botella de vodka, sin mezclas. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çok karışık/karmakarışık şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El álbum es una mezcla: algunas canciones son muy buenas y otras no tanto. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El licuado tiene una mezcla de frutas y verduras. |
karışım(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
mashupnombre femenino (video) (müzik klibi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Juan cree que es un as del video, pero hizo una mezcla horrible de videos de Elton John y Bob Dylan. |
karıştırmanombre femenino (boya) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un disolvente como el aguarrás facilita la mezcla de los óleos. |
karışım, bileşim, terkip
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La música del grupo era una mezcla de muchos estilos diferentes. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışım(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışımnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pintura naranja es una mezcla de pintura roja y amarilla. Turuncu boya, kırmızı ve sarı boyaların bir karışımıdır. |
orannombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mezcla correcta para obtener este color son 4 partes de azul y 2 partes de rojo. |
karışımnombre femenino (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La música de la banda es una mezcla de varias influencias. |
karışma, karıştırmanombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karıştırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Toma diez minutos realizar la mezcla de los ingredientes. |
miks(müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Te hice una mezcla de mi música favorita en un disco compacto. |
karıştırma, harmanlama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Una buena manera de incorporar frutas y verduras en tu dieta es su mezcla. |
karışımnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La explicación era una mezcla de realidad y ficción. |
bileşim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hice un postre nuevo usando un compuesto de mis dos recetas de brownies favoritas. |
karışım, bileşim, terkip
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La combinación de café y leche de coco es deliciosa. |
potpuri, dermece(música) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El DJ puso un popurrí de temas de los años 80. |
birçok parçadan oluşan şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El personaje principal de la novela es una amalgama de gente que el autor conoce. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hamur, sulu hamur
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El chef preparó una masa dulce para hacer los dumplings. |
karışım, karışma(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su argumento era un híbrido de opiniones y esperanza. |
melez(orígenes mixtos) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(iskambil kâğıtlarını) karıştırma, karma(acción) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Uno de los jugadores se quejó de que la barajada no se había hecho bien. |
her türden insan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Había buena diversidad en la fiesta - muchos solteros y solteras. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su música es una combinación de reggae y hip hop. Yaptıkları müzik reggae ve hip hop karışımıdır. |
iki sözcüğün karışımından türetilen sözcük
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La palabra "cafrebería" es una combinación de las palabras "café" y "librería". |
karıştırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La combinación suave de colores de pintura crea un efecto remolino. |
karıştırmak, birbirine karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Primero, mezcla los ingredientes con un batidor. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ponga la mantequilla blanda en un bol y vaya incorporándole el azúcar mezclando suavemente. |
karıştırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mezclamos pintura roja y amarilla para obtener pintura naranja. Turuncu boya elde etmek için kırmızı ve sarı boyaları karıştırdık. |
içine karıştırmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ahora, utilizando una espátula, le mezclamos la harina previamente tamizada. |
karıştırmak, harmanlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mezcla los ingredientes para hacer una masa suave. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
salatayı karıştırmak(ensalada) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Karen puso el aderezo sobre la ensalada y lo mezcló. |
karıştırmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La historia del testigo mezclaba verdades y mentiras hasta el punto de no poder distinguir cuál era cuál. |
karışmakverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sólo agrega el agua y el jugo y se mezclarán solos. |
karıştırmak, biririne karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El pastelero mezcló la sal con el azúcar, por lo que la torta estaba incomible. |
birbirine karıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ovarak sürmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mezcla la mantequilla con la harina hasta que haya grumos y luego añade el agua. |
karmakarışık etmek, karman çorman etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Por favor no mezcles mis piezas de ajedrez. |
parçaları bir araya getirmek(müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
harmanlamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La tienda de té del centro mezcla té verde con té de hierbas para hacer su mezcla de autor. |
birbirine uymak, uyuşmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dicen que los hombres estadounidenses y las mujeres españolas mezclan muy bien. |
miks yapmakverbo transitivo (müzik) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ese DJ mezcló las dos tonadas con pericia. Deberíamos ir a la disco otra vez. |
karıştırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El trabajador mezcló la cal con el cemento. |
film müziği yerleştirmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El estudio mezcló la música en la película antes de que acabaran lo demás. |
karıştırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Revuelve todos los ingredientes con una cuchara. Kaşıkla bütün malzemeleri karıştırın. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El latón se obtiene de amalgamar cobre y cinc. Pirinç, bakır ve çinkonun karıştırılmasıyla elde edilir. |
karmak(iskambil kağıdı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Emma barajó y después repartió las cartas. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bate la mantequilla con el azúcar y luego añade los huevos. Yağı şekerle karıştırıp, yumurtayı ekleyin. |
katmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El crupier barajó las cartas. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jefe se puso a revolver los papeles sin saber qué decirle al empleado que acababa de despedir. |
hazırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voy a preparar unos licuados de frutillas. |
birlikte eritmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
birleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Esta película combina terror y humor para asustar y hacer reír. |
karıştırmak, birbirine karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los vinicultores mezclaron Merlot y Cabernet Sauvignon en su nuevo vino. |
ile karıştırmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Puedes mezclar harina con un poco de agua para hacer pegamento. |
katmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
unla tereyağı pişirilerek hazırlanan karışım, meyane(cocina, voz francesa) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Para hacer una buena salsa, primero tienes que hacer un roux. |
seyrelti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los niños solo pueden tomar la dilución y no la fórmula concentrada. |
değişik stilleri karıştırma(müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los críticos se debaten si la mezcla de estilos es exitosa o no. |
tuğla ve harç(yapı malzemeleri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Podemos levantar una barda alrededor del jardín, o construir un muro de ladrillos y mortero. |
İspanyolca öğrenelim
Artık mezcla'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
mezcla ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.