İspanyolca içindeki fijarse ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki fijarse kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fijarse'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki fijarse kelimesi bağlamak, sabitlemek, saptamak, belirlemek, iğneyle tutturmak, belirlemek, dikkati yöneltmek, sabitleştirmek, biçimlendirmek, karara bağlamak, kalıcı yapmak, kalıcı hale getirmek, fiksaj yapmak, fiksajını yapmak, belirlemek, kararlaştırmak, anlaşmak, hesap etmek, ölçüp biçmek, hesaplamak, sallanmasını/titremesini önlemek, raptiyelemek, çivilemek, tahsis etmek, belirlemek, saptamak, kararlaştırmak, yerleştirmek, sabitleştirmek, ödemek, yere sıkıca bağlamak/tutturmak, yerleşmek, dikkatlice bakmak, dikkatini vermek, tarih belirlemek, iğneyle tutturmak, iğnelemek, yapıştırmak, düğün tarihini belirlemek, raptiyeyle/çiviyle tutturmak, önceliklendirmek, dikkatini bir noktaya vermek, konsantre olmak, iliştirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fijarse kelimesinin anlamı
bağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La costurera sujetó los botones como el último paso para arreglar el vestido. |
sabitlemekverbo transitivo (fiyat, faiz, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La tasa de interés fue fijada al 0,5%. |
saptamak, belirlemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fijamos el precio en diecinueve dólares cada uno. Fiyatı her bir ürün için ondokuz dolar olarak belirledik. |
iğneyle tutturmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La costurera fijó el dobladillo del vestido. |
belirlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jenny fijó una hora y fecha para la gran reunión. |
dikkati yöneltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ahora fijen su atención en el jugador más alto. Şimdi dikkatinizi en uzun boylu oyuncuya yöneltin. |
sabitleştirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El oftalmólogo le dijo que fijara la vista en el punto rojo en la pared. |
biçimlendirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hablar las cosas con otros puede ayudar a fijar tus ideas. |
karara bağlamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fijamos la fecha de la boda para el 27 de marzo. |
kalıcı yapmak, kalıcı hale getirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Utilizamos este compuesto para fijar los colores en la camiseta. |
fiksaj yapmak, fiksajını yapmakverbo transitivo (fotoğrafçılık) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El fotógrafo fijó las copias en la solución adecuada. |
belirlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jefe fija las horas que trabajamos. |
kararlaştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Ya han elegido iglesia para la boda? |
anlaşmak(precio) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Acordamos un precio después de varios días de negociación. Birkaç gün süren pazarlıktan sonra bir fiyatta anlaştık. |
hesap etmek, ölçüp biçmek, hesaplamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Cómo determinas el valor de una obra de arte? |
sallanmasını/titremesini önlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mark sujetaba la escalera mientras Laura se subía. |
raptiyelemek, çivilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El profesor pegó los dibujos de los estudiantes por las paredes. |
tahsis etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Teodoro puso números a los puntos en la lista según el orden de importancia. |
belirlemek, saptamak(fiyat, değer, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vamos a marcar el precio de la camisa en veinte dólares. Gömleğin fiyatını yirmi dolar olarak belirleyelim. |
kararlaştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pongamos la fecha de la boda para junio. |
yerleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El luchador plantó los pies en el suelo. |
sabitleştirmek(precios) (fiyat, değer, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compañía congeló el precio a $60. |
ödemek(reclamación de seguros) (sigorta tazminat talebi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nuestros registros indican que ya hemos liquidado su reclamación. |
yere sıkıca bağlamak/tutturmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los acampantes anclaron rápidamente los rincones de la carpa mientras se acercaba la tormenta. |
yerleşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Finalmente, se instaló en Nueva York. Sonunda New York'a yerleşti. |
dikkatlice bakmak, dikkatini vermeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tarih belirlemeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hemos fijado fecha para la próxima reunión: 23 de marzo. |
iğneyle tutturmak, iğnelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La maestra fijó las fotos a la cartelera con tachuelas para que todos las vieran. |
yapıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Recuerda pegar suficientes estampillas a tu sobre. |
düğün tarihini belirlemeklocución verbal (matrimonio) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu novia y tú ¿ya habéis fijado fecha? ¿o es que no pensáis casaros nunca? |
raptiyeyle/çiviyle tutturmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hugo clavó la carta secreta con unas chinchetas en la parte de abajo del cajón. |
önceliklendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cuando eres madre tienes que aprender a fijar prioridades. |
dikkatini bir noktaya vermek, konsantre olmak(atención) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El mago captó la atención de los niños. |
iliştirmeklocución verbal (coloquial) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El gobierno fijó una provisión impositiva sobre el proyecto de ley sobre vivienda. |
İspanyolca öğrenelim
Artık fijarse'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
fijarse ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.