İspanyolca içindeki agarrar ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki agarrar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte agarrar'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki agarrar kelimesi tutmak, kavramak, sıkı sıkı tutmak, kavramak, edinmek, yavaş yavaş öğrenmek, yakalanmak, kapmak, almak, tutmak, sıkı tutmak, kapmak, almak, sıkıca tutmak, kavramak, kapmak, kapkaç yapmak, köklenmek, kök salmak, tutunmak, tutmak, kapmak, tutmak, tutmak, yakalamak, kavramak, bırakmamak, anlamak, yakalamak, kapmak, kavramak, yakalamak, sıkıca tutmak, kavramak, anlamak, tutmak, anlamak, gitmek, yolculuk etmek, gasp etmek, zorla almak, anlamak, kavramak, idrak etmek, kavramak, tutmak, başına gelmek, sıkıca tutmak, yakalamak, zıpkınla avlamak, sopayla vurmak, almak, değerlendirmek, fırsatı değerlendirmek, kapılmak, anlamak, idrak etmek, sarılmak, kucaklaşmak, anlamak, tutmak, çekmek, çekmek, nezle olmak, beklenmedik şekilde gelmek, kapmaya çalışmak, düzgün adımlarla yürüme, aynı hızda/tempoda yürüme, kavramak, tutmak, sıkı tutmak, suçüstü yakalamak, ayrılık, ayrılma, eline yüzüne bulaştırmak, yakalamak, enselemek, kavramak, kıskaçla tutmak, başına gelmek, yakasına yapışmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
agarrar kelimesinin anlamı
tutmak, kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jason la agarró por la muñeca. |
sıkı sıkı tutmak, kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Anna agarró al raqueta firmemente y se metió en la cancha de tenis. |
edinmek(huy, alışkanlık, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Maria estaba preocupada de que su hijo adquiriera malos hábitos de los otros chicos de la escuela. |
yavaş yavaş öğrenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Andy aprendió sus habilidades de cocina cuando trabajaba en el restaurante de su padre. |
yakalanmakverbo transitivo (coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lo agarraron fumando y lo pusieron en penitencia por una semana. |
kapmak, almak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ella agarró el dinero y corrió a la tienda. Parayı kaptığı gibi alışveriş merkezine koştu. |
tutmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ella siempre agarra a su niño de la mano para cruzar la calle. Karşıdan karşıya geçerken çocuğunun elini tutar. |
sıkı tutmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mike agarró su bolso fuertemente en el metro. |
kapmak(rápidamente) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Karen agarró las llaves de la mesa y salió corriendo. |
almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Preparé algunos panfletos, siéntanse libres de agarrar. |
sıkıca tutmak, kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Victor agarró las manos de Mona. |
kapmak, kapkaç yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El ladrón agarró mi cartera y se fue corriendo. |
köklenmek, kök salmak, tutunmakverbo intransitivo (bitki) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Espero que la lila agarre porque me encantaría tener un seto de lilas. |
tutmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Podrías agarrar esta caja por mí un momento? |
kapmak(masa, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Rachel se las arregló para agarrar la mesa al lado de la ventana. |
tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Agarra fuerte la carga, y asegúrate de que no sea demasiado pesada antes de levantarla. |
tutmak, yakalamak, kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nancy agarró el brazo de Eduardo. |
bırakmamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El niño sujetaba la mano de su madre mientras cruzaban la calle. |
anlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le comenté que él había envenenado a su esposa con arsénico, pero ella no lo captó. |
yakalamak(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La policía capturó al sospechoso del asesinato. Polis, katil zanlısını yakaladı. |
kapmak, kavramak, yakalamak(ES) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Liz cogió el balón y corrió hacia la portería. |
sıkıca tutmak, kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La anciana aferró su bolso mientras cruzaba la calle. |
anlamak(coloquial, figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No estoy segura de haberlo pillado todo, pero entendí la mayoría. |
tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Tenle los brazos así deja de pegarme! |
anlamak(informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Al principio la película no tenía sentido para mí, pero después de un rato la fui pillando. |
gitmek, yolculuk etmek(otobüs, tren... ile) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tomo el autobús para el trabajo todos los días. İşe hergün otobüsle gidiyorum. |
gasp etmek, zorla almak(ES) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él cogió los diamantes y salió corriendo. |
anlamak, kavramak, idrak etmek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gerald no podía captar el concepto complicado que su maestro trataba de explicar. |
kavramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tomó su brazo y lo empujó hacia ella. |
tutmak(ES) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él cogió mi mano y me sacó de ahí. |
başına gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No entiendo qué me dio, pero no puedo parar de llorar. |
sıkıca tutmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Me apretaron los brazos y empezaron a tirar. |
yakalamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Kyle atrapó una mosca en el aire porque lo estaba molestando. |
zıpkınla avlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Brad pescó un pez en el estanque. |
sopayla vurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
almak(ödül, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tom se llevó el premio. |
değerlendirmek(oportunidad) (fırsatı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Kyra aprovechó la oportunidad de representar a su escuela en la conferencia. |
fırsatı değerlendirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Siendo una gran fanática de la banda, Stella aprovechó la oportunidad de verlos en concierto. |
kapılmak(coloquial) (bir hisse) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le entró (or: dio) un antojo de alcachofas. |
anlamak, idrak etmek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sarılmak, kucaklaşmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
anlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mary rápidamente entendió de lo que estaba hablando David. |
tutmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No sujetes (or: agarres) ese vaso. Podrías dejarlo caer. |
çekmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Charlie tiraba de la manga de su madre para llamar su atención. |
çekmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Charlie tiraba de la manga de su madre para llamar su atención. |
nezle olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si sales con esta lluvia y sin abrigo, te resfriarás. |
beklenmedik şekilde gelmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mejor que empieces a trabajar ahora, no dejes que la fecha de entrega te sorprenda. |
kapmaya çalışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nancy manoteó la punta de la cuerda, pero no consiguió agarrarla. |
düzgün adımlarla yürüme, aynı hızda/tempoda yürüme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kavramak(ES, coloquial) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hay que leer varias veces las obras filosóficas para pillarles el sentido. |
tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sıkı tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La mujer agarró firmemente su bolso mientras caminaba apurada por la calle oscura. |
suçüstü yakalamaklocución verbal (figurado, haciendo algo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ayrılık, ayrılmalocución verbal (coloquial) (çiftler) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su alcoholismo hizo que agarraran cada uno por su lado. |
eline yüzüne bulaştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Neil agarró con torpeza las llaves y casi se le caen. |
yakalamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Finalmente, la policía capturó al ladrón fuera de la casa de cambio. |
enselemek(jerga) (argo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La policía cazó a su sospechoso por la mañana temprano. |
kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kıskaçla tutmaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
başına gelmek(informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los agarró la mala suerte. |
yakasına yapışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Luke agarró del cuello a su hermano y lo sacó de la habitación. |
İspanyolca öğrenelim
Artık agarrar'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
agarrar ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.