Korece içindeki 하기 ne anlama geliyor?

Korece'deki 하기 kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte 하기'ün Korece'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Korece içindeki 하기 kelimesi tazeleme, erişilmesi/ulaşılması zor, erişilmez, ulaşılmaz, isteksiz, gönülsüz, aşağıda belirtilen, güç beğenen, zor beğenen, müşkülpesent, amacıyla, -si için, senkronizasyon, eşzamanlama, zenginleştirme, doğaçlama, otostop, eğilim, meyil, eşiğinde olmak, için, muhakkak, -e tenezzül etmek, birlikte planlamak, girişimde bulunmak, kılını kıpırdatmak, yatkın hale getirmek, yatkınlaştırmak, başlamak, eşik, yer ayırma, rezervasyon yapma, (yemek) çırpma, yapmacıklık, sahte tavır, eşuyumluluk, incelme, püf noktası, hazır hale getirmek, istemek, arzu etmek, acele etmek, girmek, -den önce, evvel, adanmış, kısaltma, (yerlilerin ailelerinden ayrılarak yaptığı) dolaşma/gezinme, paylaşma, istememek, kendini hazırlamak, başlamak, geri dönmek, güç toplamak, başlamak, eğiliminde olmak, yol, -e başlamak, can sıkıcı şey, koşturmak, geri dönmek, maruz olmak, maruz kalmak, çalışmayı artırmak, atılmak, komplo kurmak, bir araya gelmek, ayarlamak, kullanışlı, diye, büyük ihtimalle, büyük olasılıkla, için, kolay, zahmetsiz, kararlı, azimli, için, diye, amacıyla, koşuşma, koşuşturma, başlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

하기 kelimesinin anlamı

tazeleme

(bilgi, vb.)

erişilmesi/ulaşılması zor, erişilmez, ulaşılmaz

isteksiz, gönülsüz

aşağıda belirtilen

(공식적, 문어적)

güç beğenen, zor beğenen, müşkülpesent

amacıyla

-si için

senkronizasyon, eşzamanlama

(비형식적으로)

zenginleştirme

(가치, 질 등)

doğaçlama

otostop

eğilim, meyil

eşiğinde olmak

(비유)

için

muhakkak

-e tenezzül etmek

birlikte planlamak

girişimde bulunmak

kılını kıpırdatmak

(영, 부정문에서 사용) (argo)

yatkın hale getirmek, yatkınlaştırmak

나는 유전적 요인 때문에 당뇨병에 취약한데 아직 걸리지는 않았다.

başlamak

(bir şeyi yapmaya)

eşik

남자아이들의 잔인한 조롱에 마크는 눈물 터뜨리기 직전까지 갔다. 레이첼은 몇 달 동안 공을 들여 마침내 사장님이 자신의 프로젝트에 동의하게 하기 직전까지 갔다.

yer ayırma, rezervasyon yapma

(행동)

전화로 예약을 했다.

(yemek) çırpma

(요리)

yapmacıklık, sahte tavır

eşuyumluluk

(동작)

incelme

püf noktası

(bir işin)

hazır hale getirmek

istemek, arzu etmek

(bir şey yapmayı)

acele etmek

girmek

나는 그 할머니가 갑자기 노래하기 시작해서 깜짝 놀랐다.

-den önce, evvel

우리는 약국에 가기 전에 농산물 시장에 갔다.

adanmış

kısaltma

(yerlilerin ailelerinden ayrılarak yaptığı) dolaşma/gezinme

(호주) (Avustralya)

paylaşma

(돌아가며)

istememek

kendini hazırlamak

(mecazlı)

başlamak

(bir şeyi yapmaya)

geri dönmek

(bir şeyi yapmak için)

güç toplamak

başlamak

(bir şeyi yapmaya)

eğiliminde olmak

yol

-e başlamak

can sıkıcı şey

너무 따분한 연극(or: 지루한 연극)이군, 중간 휴식 때 나가자.

koşturmak

geri dönmek

maruz olmak, maruz kalmak

çalışmayı artırmak

atılmak

komplo kurmak

그는 상사가 해고당하도록 음모를 꾸몄다.
Patronunu işten kovdurmak için bir komplo kurdu.

bir araya gelmek

(bir şey yapmak için)

ayarlamak

kullanışlı

diye

büyük ihtimalle, büyük olasılıkla

(mecazlı)

için

(başarmak, kazanmak)

kolay, zahmetsiz

(mecazlı)

kararlı, azimli

için, diye

amacıyla

koşuşma, koşuşturma

başlamak

(비격식)

지금 출발하는 것이 좋겠어요.

Korece öğrenelim

Artık 하기'ün Korece içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Korece içinde arayabilirsiniz.

Korece hakkında bilginiz var mı

Korece, Kore Cumhuriyeti ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nde en çok konuşulan dildir ve Kore yarımadasında hem Kuzey hem de Güney'in resmi dilidir. Bu dili konuşan sakinlerin çoğu Kuzey Kore ve Güney Kore'de yaşıyor. Ancak bugün Çin, Avustralya, Rusya, Japonya, Brezilya, Kanada, Avrupa ve ABD'de çalışan ve yaşayan Korelilerin bir bölümü var.