Hintçe içindeki तोड़-मरोड़ करना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki तोड़-मरोड़ करना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte तोड़-मरोड़ करना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki तोड़-मरोड़ करना kelimesi biçimini bozmak, eğri büğrü etmek, biçimini bozmak, çarpıtmak, saptırmak, değiştirmek, bükülme, olduğundan başka anlam vermek, burkmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

तोड़-मरोड़ करना kelimesinin anlamı

biçimini bozmak

(distort)

eğri büğrü etmek, biçimini bozmak, çarpıtmak, saptırmak, değiştirmek

(distort)

bükülme

(distort)

olduğundan başka anlam vermek

(distort)

burkmak

(distort)

Daha fazla örneğe bakın

देखो, धर्मशास्त्र तुम्हारे सामने है; यदि तुम उसे तोड़-मरोड़ करोगे तो वह तुम्हारे विनाश का कारण बनेगा ।
İşte, kutsal yazılar önünüzdedir; eğer onları çarpıtırsanız, sizin yıkımınıza sebep olacaktır.
क्या वे अपने सिद्धांत को साबित करने के लिए सबूतों को ज़बरदस्ती तोड़-मरोड़कर पेश कर रहे हैं?
Kendi teorilerine uysun diye kanıtları zorluyor olabilirler mi?
मूल प्रसंग से उठाकर वाक्यांशों कों तोड़-मरोड़ कर ध्यान आकर्षण के लिए इस्तेमाल किया जाता है, ये तरीक़ा कठमुल्लों को भी बहुत सुहाता है और मुस्लिम विरोधी इस्लाम से चिढ़ने वाले लोगों को भी.
Kuran'ın genel anlam bütünlüğünden koparılarak, çeşitli ifade ve bölümlerin toplanmasından oluşmuş, daha özet bir uyarlamasını hem köktenci müslümanlar hem de gayrimüslim islamofobikler daha çok tercih ediyor.
उनका मकसद होता है कि परमेश्वर पर से साक्षियों का विश्वास खत्म हो जाए, इसलिए वे सच्चाई को तोड़-मरोड़कर पेश करते हैं।
Onların tüm amacı Tanrı’nın toplumunun imanını zayıflatmak ve gerçekleri çarpıtmaktır.
हम ऐसी दुनिया में रहते हैं जहाँ मासूम से मासूम सांस्कृतिक चिन्हों जैसे कि फ़लाफ़ल, का गलत अर्थ लगाया जा सकता है संकीर्ण विचारधारा के चलते, और जहाँ धर्म को तोड-मरोड कर परोसा जा सकता है और वैसा बनाया जा सकता है जैसा वो नहीं है।
En zararsız kültürel sembollerin, falafel gibi, dil yüzünden yanlış anlaşılabildiği ve dinin bilerek başkaları tarafından çarpıtıldığı bir zamanda yaşıyoruz.
वे सच्चाई को तोड़-मरोड़कर पेश करते हैं, आधा सच और आधा झूठ मिलाकर बोलते हैं, या फिर सीधे-सीधे झूठी बातों का सहारा लेते हैं।
Onlar genelde olayları çarpıtır, yarı yalan yarı doğru şeyler söyler ve düpedüz yalana başvururlar.
12 इस तरह यीशु ने दिखाया कि जो उसके पिता के वचन को तोड़-मरोड़कर पेश करेगा या उसका गलत अर्थ निकालेगा, यीशु उसका बेधड़क विरोध करेगा।
12 Böylece İsa, çarpıtma ya da kötü amaçla kullanma çabalarına karşı Babasının Sözünü cesurca savunarak, nasıl bir hizmet sunacağını göstermiş oldu.
इसके अलावा, यह इस बात का भी पर्दाफाश करती है कि विज्ञान की जानी-मानी संस्थाएँ भी पक्षपाती हो सकती हैं और सबूतों को तोड़-मरोड़कर पेश कर सकती हैं।
Buna ek olarak bu evrimciler, saygın bilimsel akademilerin bile kanıtlar hakkında bilgi vermek konusunda taraflı olabildiği gerçeğini ortaya koyuyorlar.
(गलतियों 2:4; 5:7, 8) इसके लिए वे कभी-कभी मीडिया के ज़रिए, यहोवा के लोगों के काम करने के तरीके और उनके इरादों के बारे में सच्चाई को तोड़-मरोड़कर पेश करते हैं या फिर उसके बारे में सरासर झूठ बताते हैं।
(Galatyalılar 2:4; 5:7, 8) Bazen medyayı kullanarak Yehova’nın Şahitlerinin yöntemleri ve niyetleri hakkında çarpıtılmış bilgiler, hatta apaçık yalanlar yayıyorlar.
खोजकर्ता जो तोड़-मरोड़कर जानकारी पेश करते हैं, उससे खुद उनका करियर बनते-बनते बरबाद हो जाता है और जिन मशहूर संस्थाओं के लिए वे काम करते हैं, उनका नाम भी मिट्टी में मिल जाता है।
Araştırmacıların ortaya koyduğu çarpıtılmış veriler, insanların parlak kariyerlerine ve saygın kurumların iyi isimlerine zarar verir.
स्पष्टतया, ऑगस्टीन द्वारा तोड़े-मरोड़े गए ये शब्द उदार पहुनाई को सूचित करते हैं, क्रूर ज़बरदस्ती को नहीं।
Acımasızca bir baskı değil, cömert konukseverlik belirten bu sözlerin Augustinus tarafından saptırıldığı açıktır.
मगर किसी बच्चे को एक त्रिभुज (ट्रायंगल) पकडा दीजिये, उसके साथ तोड-मरोड करना मुश्किल है।
Ama bir çocuğa üçgen verdiğinizde... onunla hiçbir şey yapamaz.
अगर आप किसी और माध्यम से हमारे प्रकाशन डाउनलोड करते हैं, तो यह खतरा रहता है कि जानकारी को तोड़-मरोड़कर पेश किया गया हो। —भज.
Oysa ruhi gıda başka kanallardan geçerse değişmediğinden veya kirletilmediğinden emin olamayız (Mezm.
सच्चे मसीही दूसरों को गुमराह करने के लिए सच्चाई को तोड़-मरोड़कर पेश नहीं करते
İsa’nın takipçileri başkalarını yanıltmak amacıyla doğruyu çarpıtarak aktarmaz.
इसलिए सच्चाई को तोड़-मरोड़कर और अपनी बात बढ़ा-चढ़ाकर पेश करके, उसने बाकी कारीगरों को कायल कर दिया कि एक दिन ऐसा आएगा जब एशिया माइनर के सभी लोग अरतिमिस की पूजा करना बंद कर देंगे।
Dimitrios, yalan yanlış ve abartılı sözlerle zanaatçı arkadaşlarını, Küçük Asya’nın dört bir yanındaki insanların Artemis’e tapmayı bırakacağı konusunda kandırdı.
शिक्षकों के रूप में हमें बाइबल को सावधानी से इस्तेमाल करना चाहिए, हमारे अपने विचारों को बिठाने के लिए जो यह कहती है उसे कभी भी तोड़ना-मरोड़ना या बढ़ा-चढ़ाना नहीं चाहिए।
Öğretmenler olarak Mukaddes Kitabı dikkatle kullanıp asla çarpıtmamalı ya da söylediklerini kendi fikirlerimize uydurmak üzere esnetmemeliyiz. (II.
(भजन 94:20) उदाहरण के लिए, जब हमें अखबार, रेडियो या टी. वी. से पता चलता है कि यहोवा के साक्षियों के बारे में जानकारी को तोड़-मरोड़कर पेश किया जा रहा है या सरासर झूठी रिपोर्ट दी जा रही है, तब हमें कैसा महसूस करना चाहिए?
(Mezmur 94:20) Örneğin, gazete, radyo ya da televizyonda Yehova’nın Şahitleriyle ilgili çarpıtılmış ya da düpedüz yalan haberler çıktığında ne düşünmeliyiz?
“छल-कपट से दूर रहिए” इस भाषण में समझाया गया कि धर्म-त्यागी लोग, बातों को जिस तरह तोड़-मरोड़कर पेश करते हैं, आधा-सच और आधा-झूठ बताते और सफेद झूठ बोलते हैं, उन्हें ज़हर के बराबर समझना बुद्धिमानी होगी।
“Hileye Karşı Önlem Alın” başlıklı konuşma, olayları çarpıtan, kısmen doğru, fakat çoğunlukla yalan söyleyen irtidat edenlerin ürettiği şeyleri zehir olarak görmekle hikmetli davranmış olacağımızı belirtti.
और उसे वहाँ से छलाँग लगाने को कहा। शैतान ने बड़ी चालाकी से शास्त्र को तोड़-मरोड़कर कहा कि अगर यीशु ऐसा करे, तो स्वर्गदूत उसे बचा लेंगे।
Tanrı’nın Sözünü kurnazca çarpıtarak İsa’yı etkileyici bir gösteri yapması için ayartmaya çalıştı; ona o yükseklikten kendisini aşağı atmasını, meleklerin onu mutlaka kurtaracağını söyledi.
जब हम पर झूठे इलज़ाम लगाए जाते हैं या हकीकत को तोड़-मरोड़कर हमारे खिलाफ बातें की जाती हैं, तो हमें क्या करना चाहिए?
Hakkımızda söylenen çarpıtılmış sözlerle ya da sahte suçlamalarla karşılaştığımızda nasıl karşılık vermeliyiz?
वक्ता ने यह भी कहा: “जोश के साथ दूसरों को परमेश्वर के वचन का प्रचार करने के द्वारा, और जब हम दूसरों को सिखाते हैं तब ध्यानपूर्वक इसका प्रयोग करने और यह जो कहती है उसे कभी-भी हमारे विचारों के साथ सहमत होने के लिए तोड़ने-मरोड़ने या खींचने की कोशिश न करने के द्वारा, हम दिखाते हैं कि हम परमेश्वर के वचन के निष्ठावान समर्थक हैं।”
Konuşmacı ayrıca şunları söyledi: “Onu başkalarına gayretle vaaz etmekle ve başkalarına öğretirken hiçbir zaman söylediklerini kendi fikirlerimize uydurmak amacıyla çarpıtmaya veya sınırlarını zorlamaya çalışmayıp onu dikkatli kullanmakla, Tanrı’nın Sözünün vefalı savunucuları olduğumuzu göstermiş oluruz.”
4 शैतान झूठी बातें फैलाकर या तोड़-मरोड़कर पेश की गयी जानकारी के ज़रिए लोगों के सोचने के तरीके पर असर करने की कोशिश करता है।
4 Şeytan yanıltıcı bilgiler ve propagandalarla insanların düşünüşünü etkilemeye çalışıyor (1.
द न्यू एंसाइक्लोपीडिया ब्रिटेनिका कहती है: “ऑगस्टिन ने मसीह के हज़ार साल के राज्य के बारे में तोड़-मरोड़कर जो शिक्षा पेश की उसी को कैथोलिक चर्च ने अपने धर्म-सिद्धांत के तौर पर कबूल कर लिया . . .
The New Encyclopædia Britannica şöyle diyor: “Augustinus’un simgesel binyıl görüşü kilisenin resmi doktrini haline geldi . . . .

Hintçe öğrenelim

Artık तोड़-मरोड़ करना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.