Hintçe içindeki शोर मचाना ne anlama geliyor?
Hintçe'deki शोर मचाना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte शोर मचाना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki शोर मचाना kelimesi bağırmak, haykırma, yaygara koparmak, feryat, haykırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
शोर मचाना kelimesinin anlamı
bağırmak(roar) |
haykırma(clamour) |
yaygara koparmak(clamour) |
feryat(clamour) |
haykırmak(roar) |
Daha fazla örneğe bakın
गलियारे में बेवजह शोर मचाने से हम कैसे दूर रह सकते हैं? Koridorlarda gereksiz gürültü yapmaktan nasıl kaçınabiliriz? |
विरोधियों ने शोर मचाया और कुर्सियाँ तोड़ीं। Muhalifler bağırıp çağırdılar ve sandalyeleri parçaladılar. |
(नीतिवचन 20:1) इब्रानी भाषा के जिस शब्द का अनुवाद ‘हल्ला मचाना’ किया गया है उसका मतलब है “बहुत शोर मचाना।” (Süleymanın Meselleri 20:1) “Gürültücü” olarak tercüme edilen İbranice sözcük “aşırı ses çıkarmak”la bağlantılı olarak kullanılır. |
जब वह इसे खिला रहा था, तो दूसरा बच्चा अपनी बारी के लिए बेसब्र होते हुए चूँचूँ करके बहुत शोर मचाने लगा। Bir yavrunun beslenmesi, yanında ağzını mamayla doldurmak için sırasını bekleyen diğer yavrunun çıkardığı seslerden oluşan müthiş bir efekt eşliğinde gerçekleşir. |
कुछ बच्चों को सभाओं के बाद राज्यगृह के बाहर खेलते हुए, काफ़ी शोर मचाते हुए, यहाँ तक कि एक दूसरे के साथ कराटे-जैसी हरकतें करते हुए देखा गया है। Bazı çocukların ibadetten sonra Salonun dışında oynayarak aşırı patırtıya yol açtıkları, hatta birbirlerine karate hareketleri yaptıkları görüldü. |
शोर मत मचाओ। Gürültü yapmayın. |
ऐसे भीड़ बनाकर शोर मचाते हुए आने से वे दारा को यह दिखाना चाहते थे कि वे एक बहुत ही गंभीर मसले को लेकर उसके पास आए हैं, जिस पर फौरन ध्यान दिए जाने की ज़रूरत है। Anlaşılan, bu adamlar Darius’a bildirmeleri gereken çok acil bir mesele varmış gibi bir izlenim uyandırdılar. |
हर बार जब भाई वहाँ प्रचार करने को जाते, तो नगर की अनेक स्त्रियाँ, यहाँ तक कि पुरुष लड़कों को इकट्ठा करके उन्हें प्रोत्साहित करते कि वे साक्षियों के पीछे-पीछे सीटी बजाते हुए जाएँ और काफ़ी शोर मचाएँ। Kardeşler ne zaman vaaz etmeye gitse, kasabadaki kadınların birçoğu, hatta erkekler bile, gençleri toplayıp Şahitleri takip etmeye ve ıslık çalıp gürültü yapmaya teşvik ettiler. |
▪ यीशु कैसे बिना झगड़ा किए, बिना बाज़ारों में शोर मचाए इंसाफ़ को स्पष्ट करते हैं? ▪ İsa, çekişmelere girmeden ya da geniş yollarda sesini yükseltmeden adaleti nasıl açıklığa kavuşturdu? |
मैं शोर मचाते हुए बच्चों को झेल नहीं सकता। Ben gürültülü çocuklara tahammül edemem. |
जब खतरे में हों तो भाग जाइए, चिल्लाइए, शोर मचाइए, या आस-पास के किसी बड़े आदमी से मदद माँगिए। Tehlikeyle karşılaştığında, hızla kaç, bağır, çığlık at ya da yakınlardaki bir yetişkinden yardım iste. |
दूर समंदर में छोटी-छोटी नावों की ज़रा-सी झलक से शोर मच जाता है कि आदमी लोग आ रहे हैं। Ufukta görünen beyaz yelkenlerin uçları, erkeklerin dönüşünün habercisidir. |
एक राजनैतिक चुनाव के बाद, वर्दीधारी नात्ज़ी सैनिकों के एक समूह ने हमारे घर के सामने शोर मचाया, “यहाँ गद्दार रहते हैं!” Siyasi bir seçimin ardından bir grup üniformalı Nazi askeri evimizin önünde “Vatan hainleri burada oturuyor!” diye bağırdı. |
बच्चे शोर मचा रहे हैं, टी. वी की आवाज़ बहुत तेज़ है और आप काम की जगह पर हुई किसी बात को लेकर परेशान हैं। Diyelim ki, çocuklar bağırıyor, televizyonun sesi çok yüksek ve zihniniz iş yerindeki bir sorunla meşgul. |
२ कुछ-कुछ भाई शोर मचाने के द्वारा या ऐसा बर्ताव करने के द्वारा सभाओं में आदर की कमी दिखाते हैं, मानो दी जा रही जानकारी महत्त्वहीन है। 2 Kimi kardeşler ibadetlerde gürültü yaparak ya da sanki sunulan bilgiler önemsizmiş gibi davranarak yeterince saygı göstermiyorlar. |
जैसे ही वक्ता ने यहोवा का नाम लिया, वहाँ एक भीड़ ने शोर मचाना शुरू कर दिया। उन्होंने इतना हंगामा मचाया कि वक्ता अपना भाषण पूरा नहीं कर पाया और सभा रद्द करनी पड़ी। Konuşmacı Tanrı’nın ismi Yehova’dan söz ettiği anda, kışkırtılmış bir kalabalık yuh çekmeye başladı; devam etmek imkânsız hale geldiğinden ibadete son verildi. |
गर्मियों में आसमान नीला होता, सकाडा कीट शोर मचाते, हवा में जंगली फूलों की तेज़ खुशबू होती, और हम वहाँ के मौसम के हिसाब से जो फल उगाते—अंगूर और अंजीर—वे बहुत-ही रसदार होते! Çalılık arazinin çiçekleri nefis kokuyordu; yetiştirdiğimiz üzüm, incir gibi Akdeniz meyveleri çok sulu ve lezzetliydi. |
22 और द्वीपों के जगंली जानवर उनके घरों में, और उड़ने वाले नाग उनके सुख-विलास के महलों में शोर मचाएंगे; और उसके नाश होने का समय निकट आ गया है, और उसके दिन अब बहुत नहीं रहे । 22 Ve ıssız kalan evlerinde yabani ada hayvanları ve güzel saraylarında da ejderhalar uluyacak; ve vaktinin gelmesi yakındır ve günleri uzamayacaktır. |
4 क्योंकि देखो, तुम सब जो अधर्म करते हो, अपने आप में और आश्चर्य में पड़े रहते हो, क्योंकि तुम चिल्लाओगे, और शोर मचाओगे; हां, तुम नशे में रहोगे लेकिन मदिरा के नशे में नहीं, तुम लड़खड़ाओगे लेकिन दाखमधु के नशे में नहीं । 4 Çünkü işte, kötülük işleyen sizler, olduğunuz yerde durun ve şaşkınlıktan donakalın; çünkü haykıracak, bağıracaksınız; evet, sarhoş olacaksınız, ama şaraptan değil; sendeleyeceksiniz, ama içkiden değil. |
और जब हम सोशियल मीडिया पर शोर मचाएँ, वो प्रभावित लोगों की ही ज़रूरतों को ना डुबा दे, बल्कि उनकी आवाज़ों को और बढ़ाये, ताकि इन्टरनेट एक ऐसी जगह बने जहाँ आप इसलिए अपवाद न हों, अगर आप किसी ऐसी घटना की बात करते हैं जो आपके साथ सच में हुई हो। Sosyal medyada bir ses yarattığımızda, mağdurların seslerini bastırmayalım, bunun yerine onların sesine ses katalım, böylece internet, sana gerçekten olan bir şeyden bahsettiğinde azınlıkta kalmadığın bir yere dönüşür. |
Hintçe öğrenelim
Artık शोर मचाना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.