Hintçe içindeki नौका ne anlama geliyor?
Hintçe'deki नौका kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte नौका'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki नौका kelimesi gemi, kayık, sandal, tekne, Tekne anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
नौका kelimesinin anlamı
gemi(watercraft) |
kayık(watercraft) |
sandal(craft) |
tekne(craft) |
Tekne(boat) |
Daha fazla örneğe bakın
हमारे जांचकर्ता एक अफ़्रीकी मंत्री बन कर गए जो संयुक्त सज्य में घर, नौका, विमान खरीदने के लिए कुछ संदिग्ध धन लाना चाहता था। Araştırmacımız, Birleşik Devletler'de şüpheli sermayeyle ev, yat ve jet almak isteyen Afrikalı bir bakan gibi davrandılar. |
18 और ऐसा हुआ कि यह कहते हुए येरेद के भाई ने प्रभु से विनती की: हे प्रभु, मैंने वह कार्य पूरा कर दिया है जिसे तुमने मुझे करने की आज्ञा दी थी, और तुम्हारे निर्देशानुसार मैंने नौकाओं को बना दिया है । 18 Ve öyle oldu ki Yared’in kardeşi Rab’be şöyle diyerek seslendi: Ya Rab, bana yapmamı emrettiğin işi yaptım ve mavnaları bana gösterdiğin şekilde yaptım. |
अगर आप सूरज के केंद्र से सुई की नोक के आकार का टुकड़ा लें और इस धरती पर रखें, तो आप इसके आस-पास 140 किलोमीटर के दायरे में खड़े नहीं हो सकते! Güneş çekirdeğinden topluiğne başı büyüklüğünde bir parçacık alınıp Yer’e getirilebilseydi, bu minicik ısı kaynağının çevresindeki 140 kilometrelik bölge içinde ne varsa mahvolurdu! |
और अंत में, चबाने वाला मुखपत्र एक संयोजन है जबड़ों और प्रोबॉसिस का जिसमे एक जीभ जैसी नोक है अमृत का सेवन करने के लिये | Son olarak çiğneyici-alıştırıcı ağız parçası, alt çene ve nektarı içmek için ucunda dil benzeri bir yapıda olan hortumun birleşmesinden oluşur. |
4 और ऐसा हुआ कि जब उन्होंने हर प्रकार की भोजन सामग्री तैयार कर ली, जिससे कि इसके पश्चात वे जल पर निर्वाह कर सकें, और अपने जानवरों के समूहों और झुंडों के लिए भी भोजन सामग्री तैयार कर ली, और जो भी पशु या जानवर या पक्षी ले सकते थे उसे ले लिया—और ऐसा हुआ कि जब उन्होंने यह सब कर लिया तो वे अपने नावों या नौकाओं में सवार हो गए, और अपने प्रभु परमेश्वर की प्रशंसा करते हुए समुद्र में आगे बढ़ गए । 4 Ve öyle oldu ki suyun üzerindeyken aç kalmamak için her türlü yiyecek hazırladıktan sonra ve ayrıca sürüleri ve büyükbaş hayvanları ve yanlarında götürebilecekleri bütün yabani, evcil ve kümes hayvanları için de yiyecek hazırladıktan sonra—ve öyle oldu ki bütün bunları yaptıktan sonra gemilerine, yani mavnalarına bindiler ve kendilerini Tanrıları Rab’be teslim ederek denize açıldılar. |
येरेदाई नौकाएं प्रतिज्ञा की हुई भूमि की तरफ हवाओं द्वारा चलने लगीं—लोग प्रभु की भलाई के लिए उसकी बड़ाई करते हैं—ओरिहा को उनका राजा नियुक्त किया जाता है—येरेद और उसके भाई की मृत्यु हो जाती है । Yaredliler’in mavnaları rüzgarın yardımıyla vaadedilen diyara doğru sürüklenir—Halk, Rab’bi iyiliğinden dolayı över—Oriha onların başlarına kral seçilir—Yared ve kardeşi ölür. |
इस से छोटे जहाज़ों को नौका (boat) की श्रेणी दी जाती है। Bu “Oğullar” gemiye tohum halinde koyuldular. |
लेकिन जब उसकी त्वचा को दबाया जाता तो उसके प्रति वह संवेदनशील थी और सुई के ऊपरी हिस्से और सुई की नोक के स्पर्श के बीच फ़र्क बता सकती थी, यद्यपि सुई का चुभना उसे तकलीफ़ नहीं देता था। Bununla birlikte, derisindeki basınca karşı duyarlıydı ve iğnenin batması acı vermese de bir toplu iğnenin başı ile ucunun temasını ayırt edebiliyordu. |
16 और प्रभु ने कहा: काम पर जाओ और उन्ही नौकाओं की तरह नौकाएं बनाएं जैसा कि तुमने अब तक बनाई हैं । 16 Ve Rab şöyle dedi: Çalışmaya başla ve şimdiye dek yapmış olduğun türden mavnalar yap. |
मूर्तियों को महँगे कपड़े पहनाए जाते थे, और कँठी, कंगन, तथा अँगूठियों से सजाया जाता था; वे शानदार बिछौनों पर लटे हुए थे और जुलूस निकलवाकर उन्हें जल-थल पर से पैदल, गाड़ियों, तथा निजी नौकाओं में बाहर लिया जाता था।” Heykellere çok değerli giysiler giydirirler, gerdanlık, bilezik ve yüzüklerle süslerler, çok pahalı yataklarda yatırırlar ve ayinlerde ayakta, arabalarda veya özel kayıklarla gezdirirlerdi” der. |
उत्सव के दौरान, जो बड़ी-बड़ी हस्तियाँ आती थीं उनके सम्मान में नौका दौड़ भी रखी जाती थी। Bayram süresince orada bulunan mevki sahibi kimseler onuruna tekne yarışları düzenlenirmiş. |
अपनी अंगुली की नोक पर? Parmağının ucunda mı? |
येरेदाई एक प्रतिज्ञा की हुई भूमि की अपनी यात्रा की तैयारी करते हैं—यह एक उत्तम प्रदेश है जहां लोगों को मसीह की सेवकाई करनी है या फिर नाश हो जाना है—येरेद के भाई से प्रभु तीन घंटे तक बातें करता है—येरेदाई नौकाएं बनातें हैं—प्रभु येरेद के भाई को सुझाव देने के लिए कहता है कि नौकाएं किस प्रकार प्रकाशित होंगी । Yaredliler vaadedilen diyara doğru gitmek için hazırlık yaparlar—Burası insanların ya Mesih’e hizmet edecekleri ya da silinip atılacakları seçkin bir ülkedir—Rab, Yared’in kardeşi ile üç saat konuşur—Yaredliler mavnalar inşa ederler—Rab, Yared’in kardeşinden mavnaların nasıl aydınlatılacağı konusunda öneride bulunmasını ister. |
लेकिन आज भी देशी मनोरंजन नौका विहार को महत्व दिया जाता है। Bugün de tekne yapımındaki önemini korumaktadır. |
प्राचीन मिस्र के समाज के धनी सदस्य, शिकार और नौका विहार का भी आनंद लेते थे। Eski Mısır toplumunun varlıklı sınıfları, ayrıca tekne gezileri ve avcılıktan hoşlanırlardı. |
यात्रियों को सावधान करने और उन्हें रक्षा-नौकाओं की ओर निर्दिष्ट करने के लिए कप्तान आपको आदेश देता है। Kaptan sana yolcuları uyarıp cankurtaran sandallarına yöneltmeni emrediyor. |
उन पत्र के कारण और जो उन्होंने मेरे साथ साझा किया, किशोर जीवन की उनकी कहानियाँ, उन्होंने मुझे अनुमति दी, अपने आप को स्वीकार करने के लिए कि वहाँ कारण थे - बहाने नहीं - लेकिन 1999 के अक्टूबर में उस विनाशकारी दिन के लिए कारन थे; कि आघात जुड़े हुए हैं एक समुदाय में रहने के साथ जहां बंदूकें प्राप्त करना भूत आसान है; कि 14 साल की उम्र में बंदूक की नोक पर बलात्कार होने के साथ जुड़े आघात से; कि वे मेरे लिए कारण हैं क्यों वोह निर्णय लेने, वह घातक निर्णय, प्रस्ताव के विपरीत नहीं था. Bu mektuplar ve benimle paylaştıkları şeylerden ötürü, bu gençlik hikayeleri bana izin verdiler, bahanelerin değil, nedenlerin olduğunu, 1999 yılının Ekim ayındaki o kaçınılmaz gün için nedenlerin olduğunu kabul etme cesareti verdiler; silah almanın ayakkabı almaktan daha kolay olduğu bir toplumda yaşamanın neden olduğu travma, 14 yaşında silah zoruyla tecavüze uğramanın neden olduğu travma, tüm bunlar, benim o tehlikeli kararı almamın neden beklenmedik bir mesele olmadığının sebebidir. |
नॉको जिसका ज़िक्र हमने पिछले लेख में किया, वह सिगरेट की लत छोड़ने में कामयाब हो पायी। वह कहती है, “परमेश्वर का मकसद और उसके गुणों के बारे में सच्चाई जानकर मैं अपनी ज़िंदगी बदल पायी।” Önceki makalede adı geçen Naoko sigaraya karşı kazandığı zafer hakkında şöyle diyor: “Tanrı’nın nitelikleri ve amacı hakkındaki gerçekleri öğrendiğimde hayatımı değiştirebildim.” |
जीवजंतुओं और नौकाओं पर कर। "Gemiler ve tekneler". |
फूला के चारों ओर का समुद्र बहुत ही डरावना सुरंग क्षेत्र था, जिसके कारण वह द्वीप नौका विहारियों, दिन के पर्यटकों और यहाँ तक की इंग्लैंड की महारानी के जनहित कार्य दल के लिए भी अप्रीतिकर था, लेकिन—मुझे कुछ ही दिनों में पता चला—इन बाधाओं ने यहोवा के गवाहों को नहीं रोका।” Foula’nın sularının, yatçılar, günübirlik gezilere çıkanlar, hatta Kraliçe’nin kamu yararına çalışan memurları için bile adayı yaklaşılamaz hale getiren şaşırtıcı bir mayın tarlası olduğu halde, Yehova’nın Şahitlerini yıldıramadığını birkaç gün içinde öğrendim.” |
उलटा, निजी अध्ययन की उपेक्षा करके, अपने लंगर-स्थल से छूटे गए एक नौका के जैसे, वे आहिस्ता आहिस्ता ‘बहकर दूर चले जाते’ हैं और शैतान के आक्रमण का प्रमुख निशाना बनते हैं। Fakat, şahsi tetkiki ihmal edenler halatı çözülmüş bir tekne gibi, yavaş yavaş kıyıdan uzaklaşır ve Şeytan’ın saldırılarının önemli hedefi haline gelirler. |
जब भी हमारे बीच कोई नोक-झोंक हो जाती है, तो मैं उसे बढ़कर कोई समस्या बनने नहीं देता हूँ। Bir anlaşmazlığımız olduğunda, bunun sorun haline gelmesine izin vermiyorum. |
2 क्योंकि ऐसा हुआ कि जब प्रभु ने उन पत्थरों को तैयार कर दिया जिसे येरेद का भाई पर्वत पर ले गया था, तब येरेद का भाई पर्वत से नीचे आया, और उन पत्थरों को उसने तैयार की हुई नौकाओं के प्रत्येक छोर पर एक-एक कर रख दिया; और देखो, उन्होंने नौकाओं को प्रकाशित किया । 2 Çünkü öyle oldu ki Rab, Yared’in kardeşinin dağa getirmiş olduğu taşları hazırladıktan sonra, Yared’in kardeşi dağdan inip hazırlanmış olan gemilere taşları yerleştirdi, gemilerin her ucuna birer taş koydu; ve işte, taşlar gemilere ışık verdi. |
तब मैंने खुले समुद्र में देखा, और मैंने नौकाओं को प्रकाशित देखा, तो स्पष्ट है कि अँधेरा हो रहा था, हालांकि मुझे एहसास नहीं हो रहा था। Sonra açıklara doğru baktım ve tekne ışıklarının yandığını fark ettim, yani belli ki hava kararıyordu her ne kadar ben fark etmesem de. |
और ऐसा हुआ कि येरेद का भाई, और उसके बंधु भी काम पर गए, और प्रभु के निर्देशानुसार उसी प्रकार की नौकाओं को बनाया जैसा कि अब तक बनाई थी । Ve öyle oldu ki Yared’in kardeşi ve onun kardeşleri de işe koyulup Rab’bin talimatları doğrultusunda daha önce yapmış oldukları gibi mavnalar yaptılar. |
Hintçe öğrenelim
Artık नौका'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.