Hintçe içindeki इल्ज़ाम ne anlama geliyor?

Hintçe'deki इल्ज़ाम kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte इल्ज़ाम'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki इल्ज़ाम kelimesi suçlama, şikâyet, şikayet, itham, suçlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

इल्ज़ाम kelimesinin anlamı

suçlama

(accusation)

şikâyet

(charge)

şikayet

(charge)

itham

(charge)

suçlamak

(charge)

Daha fazla örneğe bakın

सामान्य युग 33 के निसान 14 (लगभग अप्रैल 1) को, यीशु पर सरकार के खिलाफ बगावत करने का झूठा इलज़ाम लगाकर उसे गिरफ्तार कर लिया गया, उस पर मुकद्दमा चलाया गया, उसे सज़ा सुनायी गयी और आखिर में मार डाला गया।
İsa MS 33 yılının 14 Nisanında (yaklaşık 1 Nisan), isyancı olduğu yönünde sahte bir suçlamayla tutuklandı, yargılandı, mahkûm edildi ve öldürüldü.
क्योंकि यहोवा के साक्षी उसी इलाके में प्रचार कर रहे थे इसलिए उस व्यक्ति ने उन पर चोरी का इलज़ाम लगाया।
Yehova’nın Şahitleri o bölgede vaaz ettiği için, adam onları hırsızlıkla suçladı.
उसने मुझपर ग़लती करने का इलज़ाम लगाया।
O beni hata yapmakla suçladı.
और अगर उसके इंतज़ार में बैठे दूसरे लोग अपना कीमती वक्त खोने की वजह से उकता जाते हैं और उसके साथ दोबारा मिलने का कोई कार्यक्रम नहीं बनाते तो क्या लीज़ा इसके लिए उन पर इलज़ाम लगा सकती है?
Başkaları artık değerli vakitlerini kaybetmekten bıkıp onunla randevu yapmaktan kaçınırlarsa, Lisa onları suçlayabilir mi?
(अय्यूब 15:15; 22:2, 3) यहाँ तक कि उसने अय्यूब पर ऐसे कामों का इलज़ाम लगाया जो उसने नहीं किए थे।
Elifaz’a göre Tanrı hizmetçilerine güvenmiyordu ve doğru biri olmak ya da olmamak O’nun için önemli değildi (Eyub 15:15; 22:2, 3).
थिस्सलुनीके के यहूदी नफरत से भरकर जब मसीहियों पर देशद्रोह का इलज़ाम लगाते हैं तो क्या वे इस साज़िश में कामयाब होते हैं?
Bu nefret dolu saldırı başarılı olacak mıydı?
• जब यीशु पर सब्त का नियम तोड़ने और परमेश्वर की निंदा करने का इलज़ाम लगाया गया, तब उसने अपने मसीहा होने के कौन-से सबूत दिए?
• İsa Sebt kanununu çiğnemekle ve Tanrı’ya küfretmekle suçlandığında, Mesih olduğunu göstermek üzere hangi kanıtı sundu?
मुलज़िम को अपने आरोप लगानेवालों के सामने पेश किया जाता था, और वह अपनी तरफ से सफाई पेश कर सकता था, मगर इलज़ामों को सच साबित करने के लिए सबूत पेश करने का ज़िम्मा, मुकद्दमा दायर करनेवालों पर था।
Davalı kendisini suçlayanla yüzleşmesi için çağırılırdı, böylece kendini savunabilirdi; fakat kanıtlama yükümlülüğü davacıya aitti.
जब उसने जाना कि उस पर परमेश्वर की निंदा करने का इलज़ाम लगाया जाएगा, जिससे उसके पिता का अनादर होगा तो इस बात की चिंता उसे खाने लगी।
Tanrı’ya küfretmekten mahkûm edilmesinin Babasının ismine leke getirebileceğini düşünmek Tanrı’nın Oğlu olan İsa’yı çok kaygılandırıyordu.
(ख) यहोवा के साक्षियों पर झूठे इल्ज़ाम लगानेवाले के साथ हमारे ज़िम्मेदार भाई किस तरह प्रेम से पेश आए?
(b) Yehova’nın Şahitlerine asılsız suçlamalar yönelten bir kişiye sorumlu kardeşler nasıl sevgi dolu şekilde davrandı?
झूठे इलज़ाम लगानेवालों को “वीर” के हाथों विपत्ति झेलनी पड़ेगी।
İftiracılar “cebbarın”, yani “yiğidin” [YÇ] ellerinden felaket görecekler.
(भजन 2:10, 11) जब अदालत में यहोवा के साक्षियों के माथे झूठा इलज़ाम मढ़ दिया जाता है, तो अकसर जजों ने उनके पक्ष में फैसला सुनाकर उनकी उपासना करने की आज़ादी का समर्थन किया है। इसके लिए हम उनके आभारी हैं।
(Mezmur 2:10, 11) Yehova’nın Şahitlerine sahte suçlamalar yöneltildiğinde, yargıçlar çoğu zaman inanç özgürlüğünü destekliyorlar ve biz bunu takdir ediyoruz.
यहोवा के साक्षियों पर यह इल्ज़ाम लगाया जाता है कि वे ऐसे पंथ से हैं जो यह कहकर लोगों में दहशत फैलाते हैं कि जल्द ही एक महाप्रलय आएगा और दुनिया का अंत हो जाएगा।
YEHOVA’NIN ŞAHİTLERİ, kendilerine yöneltilen suçlamaların aksine, bir “kıyamet günü tarikatı” veya “kültü” değildirler.
(प्रकाशितवाक्य 12:10) जी हाँ, हम वफादार रहकर और धीरज धरकर साबित कर सकते हैं कि शैतान के इलज़ाम बेबुनियाद हैं।
Sadakatle tahammül ederek onun suçlamalarının temelsiz olduğunu gösterebiliriz.
यीशु ने झूठे इलज़ामों को गलत साबित किया
İsa sahte suçlamaları reddetti
उसपर चोरी का इलज़ाम लगाया गया।
O hırsızlıkla suçlandı.
लेकिन जब उसने जाना कि इन सारे इलज़ामों को गलत साबित करने में अहम भूमिका निभाने के लिए उसी को चुना गया है, तो बेशक उसकी खुशी का ठिकाना न रहा होगा!
Bu yalanları temizleme işinde başrolü oynayacağını öğrendiğinde ne kadar heyecan duymuş olmalı! (II.
उन सभी भाइयों पर इलज़ाम लगाया गया कि वे “जानबूझकर गैर-कानूनी तरीके से लोगों को सरकार की आज्ञा न मानने, उससे गद्दारी करने और अमरीका की जल-सेना और थल-सेना में भरती होने से मना करने के लिए उकसा रहे हैं।”
Bu kişiler “kanuna aykırı olarak, haince ve bile bile başkalarını itaatsizliğe, ihanete ve ABD ordusunda ve deniz kuvvetlerinde görev yapmayı reddetmeye teşvikle” suçlandılar.
वॉच टावर सोसाइटी के अधिकारियों को बेवज़ह कैद किया गया और काफी समय के बाद ही उन्हें इलज़ामों से बरी किया गया।—प्रकाशितवाक्य ११:७-९; १२:१७.
Teşkilatın görevlileri haksız yere hapsedildi ve ancak daha sonra aklandılar.—Vahiy 11:7-9; 12:17.
जैसा कि इतिहासकार कैमरन ने कहा, एक तरीका जिससे वॉल्डेनसस लोगों ने ऐसे इलज़ामों को झूठा साबित करने की कोशिश की, वह यह था कि वे अपने उपासना के तरीके से समझौता करके कैथोलिक धर्म में “थोड़े-बहुत मिल गए।”
Valdocuların bu tür suçlamaları önlemek üzere başvurduğu yollardan biri, uzlaşmak ve Katolik tapınmasının bazı yönlerini uygulamaktı; tarihçi Cameron bunu “minimum uzlaşma” olarak adlandırmaktadır.
34:19) सिर्फ नाम के लिए अय्यूब का दुःख बाँटने आए उसके दोस्तों ने, अय्यूब पर यह झूठा इलज़ाम लगाया कि ज़रूर उसने कोई पाप किया होगा जिसकी वजह से उसे सज़ा भुगतनी पड़ रही है।
34:19) Eyub’un sahte tesellicileri, onun bir günah işlemiş olması gerektiği şeklinde yanlış bir fikir öne sürdüler.
गवर्नर अपने सलाहकारों के साथ एक-एक इलज़ाम लगानेवालों के बयान सुनता था।
Vali, danışmanlarının yardımıyla özel kişilerin yaptığı suçlamaları dinlerdi.
ज़रा सोचिए बेचारी हन्ना पर क्या गुज़री होगी, जब उसने देखा कि एक महायाजक उस पर गलत इलज़ाम लगा रहा है!
Böylesine haksız bir suçlamaya maruz kalmak, üstelik de bu kadar saygın konumda birinden bu sözleri duymak zaten acı içinde olan Hanna’yı çok incitmiş olmalıydı.
भाई रदरफर्ड और उनके साथियों को सन् 1918 में गिरफ्तार किया गया, मगर बाद में उन्हें रिहा किया गया और सारे इलज़ामों से बाइज़्ज़त बरी कर दिया गया
1918’de tutuklanan Rutherford birader ve arkadaşları daha sonra serbest bırakıldı ve haklarında açılan davalar geri çekildi
यहोवा ने ये सारे मसले सुलझाने के लिए कुछ वक्त देने का फैसला किया, ताकि लोग देख सकें कि जो इलज़ाम उस पर लगाए गए हैं वे सच हैं या नहीं।
Yehova Kendisine yöneltilen suçlamaların doğru olup olmadığını herkesin görmesi için olayları akışına bırakmayı seçti.

Hintçe öğrenelim

Artık इल्ज़ाम'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.