Hintçe içindeki भिग ne anlama geliyor?

Hintçe'deki भिग kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte भिग'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki भिग kelimesi sarhoş olmak, sağanak, iyice ıslatmak, sırılsıklam etmek, suda ıslatmak, ıslanmak,, ıslanmak, emmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

भिग kelimesinin anlamı

sarhoş olmak

(soak)

sağanak

(soak)

iyice ıslatmak, sırılsıklam etmek, suda ıslatmak, ıslanmak,

(soak)

ıslanmak

(soak)

emmek

(soak)

Daha fazla örneğe bakın

हिलने-डुलने में असमर्थ, मैंने अपना तकिया आँसुओं से भिगो दिया जब मैं हमारे स्वर्गीय पिता से धीरज धरने के लिए मुझे हौसला और हिम्मत प्रदान करने के लिए बिनती करती थी।
Bir yere kıpırdayamaz durumda, semavi Babamıza, dayanmak üzere bana sabır ve cesaret vermesi için yakararak yastığımı gözyaşlarıyla ıslatırdım.
यहोवा ने कहा कि उसकी वेदी रोनेवाली और आहें भरनेवाली त्यागी हुई पत्नियों के आँसुओं से भीगी है, और उसने उन आदमियों को दोषी ठहराया जिन्होंने अपनी-अपनी स्त्रियों से “विश्वासघात” किया था।—मलाकी २:१३-१६.
Yehova, mezbahının bu terk edilmiş kadınların gözyaşlarıyla kaplandığını söyledi ve böyle ‘hain’ erkekleri mahkûm etti.—Malaki 2:13-16.
लेकिन आँसुओं से भीगा इतिहास इस बात का गवाह है कि न तो इंसान अच्छा शासक हो सकता है और न ही शैतान।
İnsanlığın acı deneyimi, insanların ve Şeytan’ın bu konudaki ihtiyacımızı karşılayamayacağını gösteriyor.
भजनहार दाऊद ने, जिसे कदम-कदम पर मुश्किलें झेलनी पड़ी थीं, अपनी एक प्रार्थना में कहा: “मैं कराहते कराहते थक गया [हूँ]; मैं अपनी खाट आंसुओं से भिगोता हूं; प्रति रात मेरा बिछौना भीगता है।”
Birçok sıkıntı çekmiş biri olan mezmur yazarı Davud şöyle dua etti: “Kendi iniltimden yoruldum; her gece ağlamaktan döşeğim ıslaktır; gözyaşlarımla yatağımı ıslatmaktayım” (Mezmur 6:6).
घर लौटने के बाद माँ ने हम बच्चों के लिए सब्ज़ी पकायी और खुद भूखे पेट दूसरे कमरे में चली गयी। उसके गाल दुःख के आँसुओं से भीग गए थे।
Annem biz çocuklara bir sebze yemeği pişirdikten sonra başka bir odaya çekilmişti; karnı açtı ve umutsuzluk içinde ağlıyordu.
इसके अलावा, जब पक्षियों के पंख गाढ़े तेल में भीगने की वजह से भारी हो जाते हैं तो वे उड़ नहीं पाते और डूब जाते हैं, ठीक वैसे ही जैसे अगर तैराक के कपड़े गीले होकर भारी हो जाएँ तो वह डूब सकता है। . . .
Ayrıca ıslak giysilerin, bir yüzücüyü suyun altına çektiği gibi, yoğun petrol de kuşları suyun altına çekiyor. . . . .
2:13—किसके आँसुओं से यहोवा की वेदी भीग गयी थी?
2:13—Yehova’nın sunağını kimin ‘gözyaşları kaplıyordu’?
इसके बाद उसने वेदी पर बलि का जानवर रखा और सबकुछ पानी से पूरी तरह भिगो दिया। यह पानी ज़रूर पास के भूमध्य सागर से लाया गया होगा।
İlya daha sonra kurbanı sunağın üzerine koydu ve üzerine bol bol su dökülmesini söyledi; su büyük ihtimalle Akdeniz’den getirilmişti.
और जब हम उस दुकान पर पहुँचे तो बारिश में पूरी तरह भीग चुके थे।
Yağmurda sırılsıklam olmuş şekilde dükkâna geri geldik.
“एक बाल्टी पानी में एक प्याला ब्लीच मिलाकर उसमें झाड़न को १० मिनट के लिए भिगा दीजिए और उसके बाद धो डालिए,” उसका कहना है।
“Eviye dolusu suya bir bardak çamaşır suyu ekleyin, bulaşık bezini 10 dakika bu suda bırakın, sonra da sıkıp kurutun.”
तिरतियुस जैसे सचिव के पास संभवतः दूसरे साधनों के साथ सरकंडे की कलम की धार बढ़ाने के लिए एक चाकू और अपनी ग़लतियों को मिटाने के लिए एक भीगा हुआ स्पंज रहा होगा।
Tertius gibi bir kâtibin kullandığı araçların arasında herhalde, kamışkalemi sivriltmek için bir bıçak ve yanlışları silmek için nemli bir sünger de vardı.
उसने अपने आँसुओं से यीशु के पैर भिगो दिए और अपने बालों से उसके पैर पोंछे।
Onun ayaklarını gözyaşlarıyla yıkayıp saçlarıyla kuruladı.
१९ भीगे और थके हुए, पोतभंग पीड़ितों ने अपने आप को मिलिते में पाया, जहाँ के टापूनिवासियों ने उन्हें “अनोखी कृपा” दिखायी।
19 Kazazedeler sırılsıklam ve yorgun bir halde, kendilerini Malta adasında buldular. Oranın sakinleri onlara “görülmemiş insanlık gösterdiler.”
जब बरसात होती थी वे अकसर भीग जाते थे; फिर भी वे नियमित रूप से सभाओं में उपस्थित होते थे।
Yağmur yağdığında çoğu kez ıslandılar, yine de sadık şekilde toplantılara katıldılar.
जब यहोवा की वध करनेवाली “तलवार” उन्हें दंड देने आएगी, तब इस रक्तदोषी देश की ज़मीन उसके ही लोगों के लहू से भीग जाएगी।
Yehova’nın infaz ‘kılıcının’ inmesiyle kan dökme suçu taşıyan bu milletin diyarı kendi kavminin kanına bulanacak.
सदियों से सौदागरों ने पत्थर की सतह पर दिखनेवाली इन अशुद्धियों को ढाँपा है। वे साफ और पॉलिश किये हुए रत्न को देवदार या ताड़ के गरम तेल में भिगा देते हैं।
Zümrüt işiyle uğraşanların bu yüzey kusurlarını gizlemek için yüzyıllardır uyguladıkları bir yöntem, temizlenip cilalanmış taşları sıcak yağ banyosuna batırmaktır; bunun için, örneğin sedir ya da hurma ağacından elde edilen yağlar kullanılır.
इसके बजाय वह एदोम के बारे में भविष्यवाणी करता है: “उनके संग जंगली सांढ़ और बछड़े और बैल बध होंगे, और उनकी भूमि लोहू से भीग जाएगी और वहां की मिट्टी चर्बी से अघा जाएगी।”
Tersine, Edom hakkında şunları önceden bildiriyor: “Onlarla beraber yaban öküzleri, ve boğalarla beraber buzağılar inecekler; ve onların diyarı kana doyacak, ve yağdan onların toprağı semizlenecek.”
मैं पूरी तरह भीग गया।
İliklerime kadar ıslanmıştım.
उसने ज़मीन पर ऊन रखा और यहोवा से कहा, ‘अगर सुबह तक ऊन ओस से भीग जाए मगर आस-पास की ज़मीन सूखी रहे, तो मैं जान जाऊँगा कि तूने मुझे इसराएल को बचाने के लिए चुना है।’
Yere bir parça yün koydu ve Yehova’ya şöyle dedi: “Yarın sabah yün çiyden ıslanmışsa, fakat yer kuruysa İsrail’i kurtarmak için beni seçtiğini anlayacağım.”
ज़रा सोचिए कि उस पर क्या गुज़री होगी जब दानिय्येल ने उसे यह बताया: “तू मनुष्यों के बीच से निकाला जाएगा, और मैदान के पशुओं के संग रहेगा; तू बैलों की नाईं घास चरेगा और आकाश की ओस से भीगा करेगा; और सात युग तुझ पर बीतेंगे, जब तक कि तू न जान ले कि मनुष्यों के राज्य में परमप्रधान ही प्रभुता करता है, और जिसे चाहे वह उसे दे देता है।”
Onun Daniel’in devamen söyledikleri karşısındaki tepkisini düşünün: “İnsanlar arasından kovulacaksın, kır hayvanları ile beraber oturacaksın, ve sana öküzler gibi ot yedirecekler, ve göklerin çiği ile ıslanacaksın, ve insanların kırallığı üzerinde Yüce Olanın saltanat sürdüğünü, ve onu dilediği adama verdiğini bilinciye kadar, senin üzerinden yedi vakit geçecek.”
उसके भारी-भारी जूते ओस से भीगे थे।
Ayakkabıları da merkeb derisinden idi."
उसने प्रार्थना की कि बाहर ज़मीन पर सारी रात पड़ी ऊन ओस से भीग जाए मगर पूरा मैदान सूखा रहे।
Gece dışarıda bırakacağı yün yapağının çiy ile ıslanıp, çevresindeki toprağın kuru kalması için dua etti.
6 हो सकता है हमारा एक बाइबल विद्यार्थी पहले किसी ऐसे धर्म को मानता था जिसके सदस्य ‘भीगने से डरते हैं।’ ऐसे विद्यार्थी के लिए अपने दिल से पानी का डर निकालना एक चुनौती होगी। यानी प्रचार करने के डर पर काबू पाना और मसीह की आज्ञा मानकर चेला बनाना उसे बहुत मुश्किल लगेगा।
6 Mukaddes Kitabı birlikte incelediğimiz kişi, geçmişte “ıslanmaktan,” yani iyi haberi duyurmaktan korkan üyelerden oluşan bir dinin mensubu olabilir. Bu durumda, deyim yerindeyse su korkusunun üstesinden gelmek ve Mesih’in öğrenci yetiştirme emrine itaat etmek ona zor gelebilir.
छठवीं बार, उस युवती के घर जाते वक्त यह बहन तेज बारिश की वज़ह से पूरी तरह भीग गई और वहाँ पहुँचने पर पता चला कि घर पर कोई नहीं है।
Altıncı girişimde hemşire fırtınada sırılsıklam olmasına rağmen evde hiç kimseyi bulamadı.
नाव के सामने के हिस्से पर लहरें टकरा रही थीं जिससे पतरस ठंडे पानी से पूरी तरह भीग गया था।
Teknenin ön tarafında ardı ardına patlayan dalgaların fışkırttığı buz gibi sularla sırılsıklam olmuştu.

Hintçe öğrenelim

Artık भिग'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.