Hintçe içindeki अंबार ne anlama geliyor?
Hintçe'deki अंबार kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte अंबार'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki अंबार kelimesi su baskını, su baskını, rahim kanaması, sel anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
अंबार kelimesinin anlamı
su baskını(flooding) |
su baskını, rahim kanaması(flooding) |
sel(flooding) |
Daha fazla örneğe bakın
वर्तमान-दिन का अन्याय संसार के किसी क्षेत्र में सरकारों को भोजन-सामग्री का बहुतायत में “अंबार” लगाने की अनुमति देता है, जबकि दूसरी ओर ग़रीब देश ग़रीबी से संघर्ष करते हैं। Bugünün adaletsizliği dünyanın bir bölgesindeki hükümetlerin dev gıda “dağları” oluşturmasına izin verirken, fakir ülkeler yoksulluk içinde çırpınmaktadır. |
▪ धन-दौलत का अंबार इंसान की समस्या सुलझाने के बजाय और बढ़ा देता है। ▪ Zenginlik, çözdüğünden çok daha fazla sorun yaratır. |
दुख-तकलीफों और मुसीबतों का अंबार! Kötü Olaylar Birçok Can Yakıyor! |
ज़्यादा साहित्य लेने से पहले देखिए कि आपके पास फिलहाल कितने साहित्य हैं। इससे आप साहित्य का अंबार लगाने से बचेंगे। İsraf etmemek için daha fazla yayın almadan önce evinizde ne kadar yayın olduğunu hesaplayın. |
उनके सामने हस्तलिपियों और दूसरी चीज़ों का अंबार लगा था। Karşılarında elyazmalarından ve diğer önemli eserlerden oluşan çok büyük bir koleksiyon duruyordu. |
वे दिन-रात काम ही करते रहते हैं और घर में ज़रूरत की चीज़ों से ज़्यादा ऐशो-आराम की चीज़ों का अंबार लगा देते हैं। Babam artık durmadan çalışıyor ve ihtiyacımız olmayan lüks şeyler satın alıyor. |
दुनिया में एक अरब लोग दाने-दाने को मोहताज हैं, जबकि दूसरों के पास खाने का अंबार लगा हुआ है। Yaklaşık bir milyar insan yeterince beslenemezken, bazıları bolluk içinde. |
कंप्यूटर पर इंटरनेट इस्तेमाल करनेवालों के लिए बस माऊस दबाने की देर है कि उनके सामने जानकारी का अंबार लग जाता है। İnternet kullanan birinin sonsuz bilgiye ulaşması bilgisayarın faresine bir dokunuşla mümkündür. |
पाथफाइंडर ने जानकारी का अंबार लगा दिया, इतनी अपेक्षा तो मिशन के वैज्ञानिकों ने भी नहीं की थी। Pathfinder, bu uçuştan sorumlu bilim adamlarının beklentilerinin bile ötesinde bir bilgi seli oluşturdu. |
संसार के राजनैतिक शासकों के साथ झूठे धर्म की सहभागिता ऐसे रक्तदोष, एकत्रित पापों के ऐसे अंबार में परिणित हुआ है, जिसे परमेश्वर यक़ीनन नज़रअंदाज़ नहीं कर सकता है। Sahte dinin dünyanın siyasal yöneticileriyle suç ortaklığının sonucunda dökülen kanın suçu öylesine büyük, işlenen günahlar öylesine çoktur ki, Tanrı’nın bunu görmezlikten gelmesi mümkün değildir. |
हाल के सालों में दुनिया भर में बाल दुर्व्यवहार के प्रमाण बढ़े हैं और आज ऐसे प्रमाणों का अंबार लग गया है कि अब इसे झुठलाया या अनदेखा नहीं किया जा सकता। Son yıllarda, tüm dünyada çocuk istismarının kanıtlarının arttığı görülüyor; bu nedenle, günümüzde giderek biriken bu tür kanıtlar artık inkâr edilemez ve bilmezlikten gelinemez. |
(ख) भले ही दुष्ट अपने लिए धन-दौलत के अंबार लगा लें, फिर भी इससे हमेशा तक उनकी हिफाज़त क्यों नहीं हो सकती? (b) Kötüler maddi açıdan zengin olsa bile neden kalıcı bir güvenlikleri yoktur? |
उनके घर का उसूल होता है, और वे इसकी अपेक्षा भी करते हैं कि उनके बच्चे अपना होमवर्क समय पर ही पूरा कर लें, और आज का काम कल पर छोड़कर होमवर्क का अंबार न लगा दें। Genel bir kural olarak, çocuklarından, ev ödevlerini erteleyip biriktirmektense alır almaz yapmalarını bekliyorlar. |
दिन-ब-दिन लाशों का अंबार लगता जा रहा था और गर्मी की उमसदार हवा बीमारियाँ फैला रही थी। सारा शहर बीमारी, अकाल और तलवार का शिकार हो गया।” Sayıları giderek artan ölülerin gömülmeyen cesetleri sıcak ve bunaltıcı yaz havasını daha da korkunç hale getiriyordu, böylece halk hastalık, açlık ve kılıçla telef oluyordu.” |
3 आज जानकारी का अंबार लगा है। 3 Bugün insanlar bilgi bombardımanı altında. |
जहाँ कहीं भी देखिए, वहाँ बस दुःख-तकलीफों का अंबार लगा है। NEREYE baksanız acılar var. |
बाइबल की मूल-भाषा हस्तलिपियों का बड़ा अंबार किसी भी अनुवाद की वैधता को परखने का एक साधन प्रदान करता है। Mukaddes Kitabın orijinal dillerdeki elyazmalarını içeren büyük miktarda malzeme, her tercümenin geçerliliğinin kontrol edilmesine olanak tanır. |
कुछ इतिहासकारों का कहना है कि महायाजक हन्ना का घराना मंदिर के बाज़ारों का मालिक था। इस व्यापार ने हन्ना के याजकीय परिवार के पास दौलत के अंबार लगा दिए थे।—यूहन्ना 18:13. Bazı tarihçilere göre, mabetteki çarşının sahibi Başkâhin Hanna ve ailesiydi; onların muazzam servetinin büyük bir kısmı bu ticarete dayanıyordu.—Yuhanna 18:13. |
अब इस प्रारूप में कुछ बेतरतीबियां सम्मिलित कीजिए, कुछ अनिश्चितता और बेतरतीब अनियमितता, फिर आप पाएँगे कि अलग-अलग निरूपणों का अंबार लग गया है. Ve sonra biraz rastgelelik katarsınız, biraz dalgalanma ve biraz rastgelelik, ve pek çok değişik gösterimle karşılaşırsınız. |
तो जिन सीदोनी व्यापारियों ने सोर में दौलत के अंबार लगा दिए हैं, वे इसके उजड़ जाने पर क्या ही शोक मनाएँगे! Bu nedenle, onlar Sur yıkıldığında gerçekten büyük üzüntü duyacaklar! |
तब से बीते पाँच दशकों में, राष्ट्रों ने परमाणु अस्त्रों के विशाल अंबार खड़े किए हैं जिनसे मानवजाति का अनेकों बार नाश किया जा सकता है। O zamandan bu yana geçen elli yıl içinde milletler, insanlığı defalarca yok edebilecek güçte muazzam nükleer silah stokları yığdılar. |
• आज दुनियावी जानकारी के अंबार के मामले में एक मसीही कैसे समझदारी से काम लेगा? • Günümüzdeki bilgi bolluğu karşısında, İsa’nın Takipçilerine özgü denge nasıl sağlanabilir? |
इससे यही पता चलता है कि हमारे पास काम का अंबार लगा था। Bu nedenle yapılacak bol bol iş vardı. |
Hintçe öğrenelim
Artık अंबार'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.