Endonezya içindeki sepupu ne anlama geliyor?

Endonezya'deki sepupu kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sepupu'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki sepupu kelimesi kuzen, amcaoğlu, teyzeoğlu, Kuzen anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sepupu kelimesinin anlamı

kuzen

noun

Jadi, sepupu yang tak kami kenal yang menjebak kami?
Varlığını bilmediğimiz bir kuzen mi bize suç atmış?

amcaoğlu

noun

teyzeoğlu

noun

Kuzen

Sepupu Ronnie mendapatkan 6 tahun karena kau, dasar brengsek.
Kuzen Ronnie senin yüzünden altı yıl aldı, p.. t herif.

Daha fazla örneğe bakın

Entah aku bisa sepupu Kelly di sini untuk membawa Anda keluar makan siang... atau saya bisa fling baru panas Anda.
Ya kuzenin Kelly olurum ve öğle yemeğine çıkarız ya da yeni çıtırın olurum.
Kini kau merampas hidup sepupuku.
Şimdi benimkini aldın.
Kau sepupu Raja Richard.
Sen Kral Richard'ın kuzenisin.
Barukh membantu Yeremia dan sepupunya untuk mengikuti prosedur hukum dalam urusan bisnis meskipun kedua pria ini masih berkerabat.
Baruk, Yeremya ve kuzeninin akraba olmalarına rağmen yaptıkları işle ilgili gerekli yasal işlemleri halletmelerine yardımcı oldu.
Aku sepupumu, Agenor.
Ben kuzeninim, Agenor.
Orang ini, seperti, dia ingin memberikan keluarga diskon sampai 30-nya sepupu.
Şu adam, 30 kuzeni için aile indirimi istiyor.
Ternyata pria itu adalah saudara sepupunya yang tidak pernah saling berjumpa selama 30 tahun.
Adam, 30 yıldır görüşmedikleri teyzesinin oğluydu.
Menurut pola normal perilaku, seharusnya mobil itu berada di parkiran kantor di North Philly di mana sepupu mereka bekerja.
Günlük güzergahına göre, Kuzey Philly'de kuzeninin çalıştığı, iş yerinin otoparkında olmalı.
Mereka adalah saudara sepupu dan juga sahabat karib.
Onlar hem kuzen, hem de yakın arkadaştılar.
Lalu ada sepupunya, pria bernama Favell.
Bir de, bir kuzeni vardı, Favell diye bir adam.
Saya dan sepupu saya berjalan kaki ke lereng gunung yang sepi tempat ribuan orang Timor mengungsi.
Kuzenimle birlikte zorlu bir yolculuk yaparak binlerce Timorlunun sığındığı ıssız bir dağlık bölgeye gitmiştik.
Itu sepupuku Leslie.
Bu benim kuzenim Leslie.
Sepupu pengantin pria.
Damadın kuzeni.
Aku akan dikirim ke sekolah militer seperti 3 dari 52 sepupuku.
52 kuzenimden üçü gibi ben de askeri okula gönderilirim.
Dan rasul Yohanes (kemungkinan saudara sepupu Yesus) telah membuktikan imannya, sedangkan pada waktu itu tidak ada petunjuk bahwa saudara-saudara jasmani Yesus sudah beriman.—Matius 12:46-50; Yohanes 7:5.
Ayrıca (ihtimal İsa’nın kuzeni olan) resul Yuhanna, imanını ispat etmişti, oysa İsa’nın bedeni kardeşlerinin imanlı olduğuna dair henüz bir belirti yoktu.—Matta 12:46-50; Yuhanna 7:5.
Anda punya saudara sepupu saya dibunuh.
Kuzenin kardeşimi öldürttü.
Sepupuku Yesus, ini adalah kau.
Kuzenim İsa, sensin.
Saya mengetahui apa saya mengeliru dengan sepupu saya, Eugenio.
Kuzenim Eugenio'da neyi yanlış yaptığımı biliyorum.
Makaka Jepang, sepupu mereka, juga telah menjadi objek wisata yang terkenal di mata air panas di Jepang, tempat mereka berkumpul pada musim dingin.
Berberi şebeğinin kuzeni Japon şebeği de Japonya’da kışın toplu halde bulunduğu kaplıcalarda turistlerin büyük ilgisini çekiyor.
Kau adalah sepupu kedua, yang bahkan tidak benar-benar berhubungan... karena seseorang bisa berhubungan seks dengan sepupu kedua... dan anaknya masih tetap bisa normal.
Ayrıca 2.kuşak bir kuzensin, bu da gerçek bir akraba olmadığını gösteriyor. çünkü aileden biriyle birlikte olursan çocuk normal bir şekilde doğabilir.
Darkseid telah menculik sepupu saya, Kara.
Darkseid, kuzenim Kara'yı kaçırdı.
Jadi, kecil Rick Anda saudara atau sepupu, atau...?
Ufak Rick senin kardeşin mi, yoksa kuzenin mi?
Selain itu, sepupunya sekarang adalah seorang penyiar yang belum dibaptis dan sebuah kelompok PBS diadakan di desa ini.
Ayrıca, Sona’nın kuzini de şu anda vaftiz edilmemiş bir müjdeci ve bu köyde kitap tetkiki yapılıyor.
Namun, Barnabas ingin membawa serta sepupunya, Markus.
Fakat Barnabas, kuzeni Markos’u da götürmek istedi.
Thomas, sepupuku bisa menggantikan jendelanya.
Thomas, kuzenim camı yenileyebilir, sorun değil.

Endonezya öğrenelim

Artık sepupu'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.