Endonezya içindeki sedia ne anlama geliyor?
Endonezya'deki sedia kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sedia'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki sedia kelimesi hazırlamak, hazır, pişirmek, yapmak, alesta anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
sedia kelimesinin anlamı
hazırlamak(fit) |
hazır(available) |
pişirmek(cook) |
yapmak(fix) |
alesta(prepared) |
Daha fazla örneğe bakın
Penyedia dan semua hiburan dan pengalihan. Her şeyi, her türlü eğlenceyi sağlayabilen kişi. |
Kita dapat membayangkan dengan jelas bahwa perjalanan semacam ini dapat menimbulkan perasaan khawatir dan ketidakpastian, namun Epafroditus (jangan dikacaukan dengan Epafras dari Kolose) bersedia melaksanakan misi yang sulit ini. Bu tür bir yolculuğun kaygı ve kararsızlık duyguları yaratabileceğini tahmin edebilirsiniz, fakat Epafroditos (Koloseli Epafras’la karıştırılmamalıdır) bu zor görevi gerçekleştirmeye istekliydi. |
Banyak di antara orang-orang yang menjadi percaya berasal dari tempat-tempat yang jauh dan tanpa cukup persediaan untuk tinggal lebih lama di Yerusalem. İman edenlerin birçoğu uzak yerlerden geliyordu ve yanlarında Yeruşalim’de daha uzun kalmalarına yetecek kadar erzak yoktu. |
Mereka jadi tersedia sebagai makanan khamir. Mayaya gıda olarak erişebilir hale geliyor. |
Saat akses internet tidak tersedia, Anda masih dapat membaca, menulis, menelusuri, menghapus, serta memberi label pesan email menggunakan Gmail offline. Çevrimdışı Gmail sayesinde, internet erişimi olmasa bile e-posta iletilerinizi okuyabilir, yazabilir, arayabilir, silebilir ve etiketleyebilirsiniz. |
Kami mengumpulkan sejumlah kayu untuk membuat api, memasak persediaan makanan kami yang terakhir, dan mulai berjalan pulang. Biz de ateş yakmak için malzeme topladık, elimizde kalan son yiyecekleri pişirdik ve geri dönüş yolculuğuna başladık. |
Bersediakah kau, Bette Tattler, menerima Dandy Mott menjadi suamimu yang sah? Bette Tattler, Dandy Mott'u kocan olarak kabul ediyor musun? |
Peran ini hanya tersedia bagi pelanggan yang mendaftar ke G Suite setelah bulan Februari 2018. Bu rol yalnızca G Suite'e Şubat 2018’den sonra kaydolan müşteriler için geçerlidir. |
Pembuluh-pembuluh limfa juga menyediakan rute-rute bagi organisme penyakit. Hastalık yapan mikroorganizmalar da lenf damarlarını kullanırlar. |
Jika mereka tidak, mereka bersedia menerima mati oleh tanah yang keras. Eğer tamamlamadıysalar sert zemine çarparak ölmeye hazırdırlar. |
(Yohanes 17:3) Dengan demikian saudara dapat mengetahui bagaimana caranya berada di antara mereka kepada siapa Yesus berkata, ”Mari, hai kamu yang diberkati oleh BapaKu, terimalah Kerajaan yang telah disediakan bagimu sejak dunia dijadikan.” (Yuhanna 17:3) Bu şekilde, İsa’nın, “ey sizler, Babamın mubarekleri, gelin dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan melekûtu (krallığı) miras alın” diyeceği kişiler arasında nasıl bulunabileceğinizi öğrenebilirsiniz. |
Namun demikian ternyata tidak sia2lah iman mereka akan kesanggupan Allah untuk menyediakan kebutuhan mereka. Buna rağmen dürüstlükleri yüzünden görünüşte zor duruma düştükleri zaman dahi Tanrı’nın kendilerine gerekli şeyleri sağlama yeteneğine olan imanları mükâfatlandırılmıştır. |
Harian itu menjelaskan, ”Di Polandia, misalnya, agama menggabungkan diri dengan negara, dan gereja menjadi lawan gigih dari partai yang sedang memerintah; di GDR [dahulunya Jerman Timur] gereja menyediakan keleluasaan bagi para pembelot dan mengizinkan mereka menggunakan gedung-gedung gereja untuk tujuan-tujuan organisasi; di Cekoslovakia, golongan Kristen dan demokrat bertemu di penjara, mulai saling menghargai, dan akhirnya bersatu menggalang kekuatan.” Gazete şu ayrıntıları verir: “Örneğin, Polonya’da, dinsel sınıf halkla birleşti ve kilise, iktidardaki partiye karşı sert bir muhalefet oluşturdu; eski Doğu Almanya’da kilise, muhalif gruplara ücretsiz yer sağlayıp, kilise binalarını kendi fikirlerini yaymak için kullanmalarına izin verdi; Çekoslovakya’da, Hıristiyanlar ve demokratlar hapiste karşılaştı ve birbirinin değerini takdir eden bu iki grup sonunda güçlerini birleştirmeye karar verdi.” |
Bagaimana kegiatan pemberitaan Kerajaan menyediakan bukti-bukti lebih jauh bahwa kita hidup pada zaman akhir? Gökteki Krallığı vaaz etme işimiz, son günlerde yaşadığımıza dair nasıl ek bir kanıt sunuyor? |
Minggu berikutnya, kami kembali ke rumah sakit, dan seorang teknisi membicarakan pilihan yang tersedia bagi kami. Ertesi hafta hastaneye tekrar gittik ve teknisyen bize seçeneklerimizi söyledi. |
Para pendengar dianjurkan untuk membaca Alkitab dengan saksama, menyediakan waktu untuk memvisualisasi kisah-kisah Alkitab, dan untuk menghubungkan buah-buah pikiran baru dengan hal-hal yang telah dipelajari. Dinleyiciler Mukaddes Kitabı dikkatlice okumaya, Kutsal kayıtları gözlerinde canlandırmaya ve yeni noktaların daha önce öğrenilenlerle bağlantısını kurmaya teşvik edildi. |
”Yang dengan mengabaikan kehinaan tekun memikul salib ganti sukacita yang disediakan bagi Dia.” “Önüne konulan sevinç uğruna utancı hiçe sayıp haça tahammül etti.” |
Perlihatkan buku-buku terbitan lama yg masih ada dlm persediaan sidang untuk penawaran lektur bulan Januari. Ocak ayında sunulan yayını gösterin. (İlanlara bakın.) |
Menyediakan makanan rohani dari Firman Allah bagi mereka jauh lebih penting lagi. Bununla birlikte, onlara Tanrı’nın Sözünden ruhi besin sağlamak çok daha önemlidir (Mat. |
Meskipun belum sampai dua tahun buku Alkitab Ajarkan itu tersedia, sudah lebih dari 50 juta eksemplar yang dicetak dalam 150 bahasa lebih. Mukaddes Kitap Ne Öğretiyor? kitabı çıkalı henüz iki yıl bile olmasa da, 150’yi aşkın dilde 50 milyondan fazla basıldı. |
Namun, persediaan oksigen tidak pernah habis, dan atmosfer tidak pernah dipenuhi dengan gas ”buang”, atau karbon dioksida. Buna rağmen oksijen kaynağı tükenmiyor ve atık gaz olan karbondioksit atmosferde aşırı oranda birikmiyor. |
Ia telah menyediakan sarana untuk menghapus dosa dan kematian, sekali untuk selama-lamanya. Günahı bir kerede, temelli ortadan kaldıracak bir düzenleme yapmıştır. |
Sediakan tempat yang tenang untuk mengerjakan pekerjaan rumah, dan sering-seringlah memberinya waktu istirahat. Ev ödevini yapabilmesi için sessiz bir ortam sağlayın ve çocuğunuzun sık sık ara vermesine izin verin. |
Apabila sdr datang ke kebaktian dlm keadaan sangat lelah, akan sulit berkonsentrasi. (b) Sediakan cukup waktu untuk memarkir kendaraan sdr dan duduk sebelum acara mulai. Eğer toplantıya çok yorgun geliyorsanız, konsantre olmak zor olacak. (b) Arabanızı park edip program başlamadan önce yerinize oturmaya yeterince vakit ayırın. |
Dengan segera Daud memerintahkan agar semua harta benda Saul diserahkan kepada Mefiboset dan tanahnya dikerjakan oleh Ziba dan hamba-hambanya supaya makanan tersedia bagi keluarga Mefiboset. Davut hemen Saul’un tüm malının Mefiboşet’e verilmesini emreder; toprağının Tsiba ve hizmetçileri tarafından ekilip biçilmesini, böylece Mefiboşet’in ev halkına yiyecek sağlanmasını ister. |
Endonezya öğrenelim
Artık sedia'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.