Endonezya içindeki seandainya ne anlama geliyor?

Endonezya'deki seandainya kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte seandainya'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki seandainya kelimesi şayet, eğer, -sa, -se, şart anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

seandainya kelimesinin anlamı

şayet

(if)

eğer

(if)

-sa

(if)

-se

(if)

şart

(if)

Daha fazla örneğe bakın

Percayalah, seandainya saja aku bisa membuang perasaanku...... tapi aku tak bisa
Keşke duygularımı bir çırpıda yok edebilsem...... ama yapamam
Ia mengatakan, seandainya kau berjalan di pedesaan dan Anda mengambil sesuatu seperti ini.
Demişti ki: " Farzedelim, kırda yürüyüş yapıyorsunuz ve bunun gibi bir şey buluyorsunuz.
Apa pengaruhnya atas Saudara seandainya Saudara berada di sana?
Siz olsanız nasıl etkilenirdiniz?
Seandainya Allah mengetahui di muka dan menetapkan kejatuhan Adam ke dalam dosa, maka Yehuwa menjadi pencetus dosa sewaktu Ia menciptakan manusia dan akan bertanggung jawab atas semua kefasikan dan penderitaan manusia.
Eğer Yehova, Âdem’in günaha düşeceğini önceden bilmiş ve kararlaştırmış olsaydı, insanı yaratmakla günahın kaynağı olup yapılan tüm kötülüklerin ve çekilen acıların sorumlusu haline gelirdi.
Seandainya saya ditugaskan ke departemen itu lagi, saya masih perlu belajar banyak dari mereka.
Yine de, tekrar oraya tayin edilirsem sanırım gene bir çaylak olacağım.
Selanjutnya ia mengatakan, ”Seandainya Perjanjian Baru itu adalah koleksi tulisan sekuler, pada umumnya keasliannya tidak akan diragukan sama sekali.”
Bruce sözlerine şöyle devam ediyor: “Yeni Ahit dinsel bir eser olmasaydı çoğu uzman metnin doğruluğundan en ufak bir şüphe duymazdı.”
(Mazmur 19:2; 104:24) Namun bagaimana seandainya seseorang enggan mempertimbangkan buktinya.
(Mezmur 19:1; 104:24) Fakat ya bir kişi bu gerçeği görmek istemezse?
Seandainya ia menganalisa kesimpulan-kesimpulannya, ia dapat menantangnya dengan cara berpikir, ’Ada beberapa hal yang saya lakukan dengan benar dan ada yang salah, sama seperti orang-orang lain.
Eğer vardığı sonucu çözümlemiş olsaydı, şöyle bir mantık yürüterek bunun üstesinden gelebilirdi: ‘Diğer insanlar gibi ben de bazı şeyleri doğru, bazı şeyleri yanlış yapıyorum.
Penulis Prancis, Voltaire, menulis, ”Orang yang, karena dilanda kemurungan, lalu bunuh diri pada hari ini, akan berharap untuk hidup seandainya ia menunggu seminggu.”
Fransız yazar Voltaire şunları yazdı: “Bugün, melankoli nöbeti sonucunda kendini öldüren, bir hafta bekleseydi yaşamak isteyecekti.”
”Saya tidak akan memiliki pengetahuan ini seandainya Anda tidak menaruh minat kepada kami kaum muda dan menyajikan keterangan itu dengan sederhana sehingga kami dapat lebih mudah memahaminya.”
Eğer biz gençlere ilgi göstermemiş ve bu kitabın içindeki konuları basit şekilde anlatmamış olsaydınız tüm bunları öğrenemeyecektim.”
Kau tahu, seandainya kau mengatakannya setahun yang lalu mungkin kau masih tinggal di rumah ini.
Biliyorsun, bunu bana eğer bir yıl önce söyleseydin, hala bu evde yaşıyor olurdun.
Dan, bagaimana seandainya Saudara baru berusia 12 tahun?
Ya henüz 12 yaşında olsaydınız?
Bahkan seandainya di kemudian hari beberapa area yang serupa ditemukan pada binatang, faktanya adalah para ilmuwan tidak dapat mengajar kera untuk menghasilkan lebih daripada sekadar beberapa bunyi ujaran yang sederhana.
Hayvanlarda benzer alanlar bulunsa dahi, bilim adamlarının maymunlara söz yerine geçen birkaç basit ses çıkarmaktan fazlasını öğretemedikleri bir gerçektir.
Dalam pidato kemenangannya yang disampaikan kepada penduduk Inggris pada tanggal 13 Mei 1945 pada akhir Perang Dunia II di Eropa, Perdana Menteri Winston Churchill menyatakan, ”Seandainya saya dapat mengatakan kepada Anda sekalian malam ini, bahwa seluruh kerja keras dan kesukaran kita telah berlalu. . . .
Avrupa’da II. Dünya Savaşı sona erdiği sırada 13 Mayıs 1945’te Britanyalılara hitaben yaptığı zafer konuşmasında, Başbakan Winston Churchill şunları söyledi: “Bu gece size bütün zahmet ve sıkıntılarımızın artık geçtiğini söyleyebilmeyi isterdim. . . . .
Seandainya ia meramalkan hujan, apakah Anda akan membawa payung?
Eğer bu kişi yağmur yağacağını söyleseydi yanınıza şemsiye almaz mıydınız?
Bagaimana seandainya Daniel, anak muda korban kanker yang diceritakan di awal artikel sebelumnya, tetap memiliki harapan yang kuat?
ÖNCEKİ makalenin başında anlatılan olayda, kansere yenik düşen küçük Daniel güçlü ümidini korusaydı ne olacaktı?
Seandainya aku bisa membebaskanmu.
Keşke seni özgür bırakabilseydim.
Seandainya ada perbedaan pendapat di antara rekan-rekan seiman, hal itu sebaiknya ditangani secara pribadi dalam semangat kasih.
İman kardeşlerimizle uyuşmazlıklar en iyi şekilde, özel olarak ve sevgi ruhuyla ele alınır.
23 Maka, seandainya ada pengamat di bumi pada waktu itu, ia kini dapat melihat matahari, bulan, dan bintang-bintang, yang akan ”berfungsi sebagai tanda dan untuk menandai musim-musim dan hari-hari dan tahun-tahun”.
23 Bu aşamada eğer yeryüzünde bu olanları gözleyen biri olsaydı, “alâmetler için, ve vakitler (mevsimler) için, ve günler ve seneler için” hizmet verecek olan Güneş, Ay ve yıldızları görebilirdi.
’Bagaimana seandainya jantung saya berhenti?’
‘Ya kalbim durursa?’
Seandainya suami atau istri Kristen terbukti berzina, teman hidup yang tidak bersalah harus memutuskan apakah ia akan mengampuni atau tidak.—Matius 19:9.
İsa’nın bir takipçisi zina yaptığında onu bağışlayıp bağışlamamak masum eşe kalmıştır (Matta 19:9).
Seandainya saya bisa kembali ke masa kecil.”
Keşke tekrar çocuk olabilseydim.”
Tiap malam di tempat tidur aku menangis terisak-isak, berharap seandainya aku bertindak menurut jalan Yehuwa.”
‘Keşke her şeyi Yehova’nın istediği gibi yapsaydım’ diyerek, yatağımda gecelerce hıçkıra hıçkıra ağladım.”
Seandainya tidak Anda lakukan, maka kutembak kepala anak Anda!
Herhangi bir kontrol olursa oğlunu ve sonrasında kendimi öldürürüm.
Seandainya waktu bisa diputar kembali, berilah aku 1 kesempatan lagi...
Geçmişe dönmem mümkünse eğer bir kerecik olsun yeter...

Endonezya öğrenelim

Artık seandainya'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.