Endonezya içindeki mertua ne anlama geliyor?
Endonezya'deki mertua kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mertua'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki mertua kelimesi kaynana, kayınvalide, hanımanne anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mertua kelimesinin anlamı
kaynananoun Baiklah, tak ada kerumitan, tak ada ibu mertua, tak ada daftar tamu. Huzursuzluk yok, kaynana yok, konuk listesi yok. |
kayınvalidenoun Jelaslah, masalah dengan mertua bisa menimbulkan ketegangan dalam perkawinan. Kayınvalide ve kayınpederle sorunlar evlilikte gerginliğe yol açabilir. |
hanımannenoun |
Daha fazla örneğe bakın
Dan rupanya, ayah mertuaku. Ve anlaşılan, aynı zamanda kayınbabam. |
Sebuah reporter surat kabar yang bertugas di Afrika bagian timur menulis, ”Kaum muda memilih untuk kawin-lari agar terhindar dari maskawin yang sangat besar yang dituntut oleh mertua yang berkukuh.” Doğu Afrika’da bulunan bir gazete muhabiri şöyle yazdı: “Gençler ısrarcı akrabaların talep ettikleri aşırı miktardaki başlıklardan kurtulmak için birlikte kaçmayı tercih ediyorlar.” |
Aku akan menemui mertuaku minggu depan. Önümüzdeki hafta gideceğim. |
mertua. Dünürüm. |
Kau membuat kesan buruk pada bibi mertuamu juga. Kayın halanda bile kötü izlenim bırakmışsın. |
Mengapa nasihat ayah mertua Musa patut diperhatikan para penatua sidang dewasa ini? Musa’nın kayınpederinin öğüdü, bugün cemaatlerdeki ihtiyarlar için neden dikkate değer? |
5 Menjaga Hubungan Damai dengan Mertua 5 Anne Babalarınızla Aranızdaki Barışı Nasıl Koruyabilirsiniz? |
Ini adalah Ayah mertuaku nanti, Gerald, dan istri tersayangnya, Helen. Bu benim müstakbel kayınpederim, Gerald ve sevimli eşi, Helen. |
Kalau begitu, Hyungnim, waktu aku menyatakan kalau mertuamu itu orang rendahan dan bertanya padamu kenapa kau masih melanjutkan posisimu sebagai Putra Mahkota pasti kau merasa tersinggung ya? O vakit dünürlerinizin hanesinin çok zayıf olduğunu dile getirdiğimde ve hangi cesaretle Veliaht Prens olarak kalmaya devam ettiğinizi sorduğumda da gücenmiş olmalısınız. |
Ibu mertua itu seperti Ibu. Kaynana anne gibidir. |
Nyonya Jung akan datang bersama dengan anak mertua. Büyük hanım geldi. Oğlunuzun nişanlısının ailesi geliyormuş. |
Segera setelah terbentuknya bangsa Israel, ayah mertua Musa, Yitro, dengan tepat menjelaskan mereka seharusnya menjadi pria-pria macam apa, yaitu, ”orang-orang yang cakap dan takut akan Allah, orang-orang yang dapat dipercaya, dan yang benci kepada pengejaran suap”.—Keluaran 18:21. İsrail’in kuruluşundan kısa bir süre sonra, Musa’nın kaynatası Yetro, onların ‘Tanrı’dan korkar kabiliyetli adamlar, kötü kazançtan nefret eder hakikat adamları’ olmaları gerektiğini söylemekle bu erkeklerin niteliklerini çok iyi tanımladı.—Çıkış 18:21. |
Mertuamu sampai. Esinin anne babasi geldi. |
Dan ibu mertuanya melakukan pekerjaan yang baik. Ve çok iyi iş çıkardı. |
Seperti bagaimana Ibu mertua saya yang memanggilnya siput Noah sepanjang waktu. Annemin, kızımı " Nuh'un Yılanı " diye çağırdığı gibi ( * Nuhun gemisine yılanı almamışlar önce, ama yılan ne yapıp ne edip gemiye tırmanmış ve girmiş içine geminin en sonunda ) |
Kami melakukan pemujaan dan ibu mertua saya wafat. Biz saygıyı gösterdik ve kaynanam vefat etti. |
Dua janda yang disebutkan dalam Alkitab, wanita muda Rut dan ibu mertuanya Naomi, mendapat manfaat dari dukungan yang mereka berikan kepada satu sama lain. Kutsal Kitapta adı geçen iki dul kadın, genç Rut ve kayınvalidesi Naomi birbirlerine destek oldu. |
Namun, akhirnya, kami tidak mau lagi menggunakan ketidaksempurnaan mertua kami sebagai alat untuk saling menyakiti tetapi berupaya mengatasi masalah yang ada. Ancak sonunda onların zayıflıklarını birbirimize karşı koz olarak kullanmak yerine, sorunun üstesinden gelmeyi öğrendik. |
Holly membuatku menunggu seharian, dan aku sendirian di Washington... dengan mertuaku. Holly beni esir etti gün boyunca ve ben burada DC'de kaynanalarla başbaşayım. |
Sekarang, ibu mertua. Ya kaynanalar? |
Lebih dari sekedar suap akan diperlukan untuk menyenangkan hati mertuaku. Kayınpederimi etkilemek için sıradan rüşvetlerden fazlası lazım. |
Maka, sewaktu istri Yehuda meninggal, Tamar menyusun rencana untuk mendapatkan ahli waris dari Yehuda, orang Israel yang selama ini adalah bapak mertuanya. Yahuda karısını kaybettiğinde, Tamar, İsrailli kayınbabası Yahuda’dan mirasçıya sahip olmak için bir plan yaptı. |
Ini berarti... asal roh ini, terhubung dengan mertua Shivangi. Bu demek oluyor ki... Bu ruh Shivangi'nin akrabalariı ile alakalı. |
Mary, yang tinggal di Kenya, telah merawat ibu mertuanya yang lanjut usia selama tiga tahun. Kenya’da yaşayan Mary kayınvalidesine üç yıl baktı. |
Menjaga Hubungan Damai dengan Mertua Anne Babalarınızla Aranızdaki Barışı Nasıl Koruyabilirsiniz? |
Endonezya öğrenelim
Artık mertua'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.