Endonezya içindeki masyarakat ne anlama geliyor?

Endonezya'deki masyarakat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte masyarakat'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki masyarakat kelimesi toplum, halk anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

masyarakat kelimesinin anlamı

toplum

noun (kelompok orang yang memiliki hubungan antarindividu melalui hubungan yang tetap, atau kelompok sosial yang besar yang berbagi wilayah dan subjek yang sama kepada otoritas dan budaya yang sama)

Ternyata tidaklah realistis untuk mengharapkan para warga bekerja demi manfaat masyarakat dan bukan demi kepentingan pribadi.
Vatandaşların kendi çıkarları yerine toplumun yararına çalışması umudu boş çıktı.

halk

noun

Siapapun si Batman ini, dia mendapat dukungan dari masyarakat.
Bu yarasa kılıklı her kimse, halk üzerinde olumlu bir etki bıraktı.

Daha fazla örneğe bakın

dia pikir mereka sampah masyarakat.
İğrenç mahluklar olduklarını düşünüyor.
Orang Hindu percaya bahwa hal ini dicapai dengan mengupayakan perilaku yang diterima masyarakat dan pengetahuan Hindu yang khusus.
Hindu inanışına göre bu, toplumda kabul gören davranışlar ve özel Hindu bilgisi için uğraş vermekle başarılabilir.
Dalam dunia baru itu, masyarakat manusia akan dipersatukan untuk menyembah Allah yang benar.
O yeni dünyada insanlar gerçek Tanrı’ya birlik ve uyum içinde tapınacaklar.
Misalnya, sebuah buku tentang agama Afrika menyatakan, ”Kepercayaan terhadap fungsi dan bahayanya ilmu hitam, ilmu tenung, dan ilmu sihir telah berurat-berakar dalam kehidupan masyarakat Afrika . . .
Örneğin, Afrika dinleriyle ilgili bir kitapta şunlar belirtilir: “Kara büyü, sihir ve afsunun etkili ve tehlikeli olduğu inancı Afrika’daki yaşama iyice yerleşmiştir . . . .
Prinsip pengorganisasian masyarakat apapun untuk perang.
Herhangi bir toplum için örgütlenmenin esası savaşmaktır.
Kesenjangan di Cina dan India saya melihatnya sungguh sebagai halangan yang besar karena untuk membawa seluruh penduduk agar tumbuh dan sejahtera adalah apa yang akan menciptakan pasar dalam negeri, yang akan menghindari ketidak-stabilan sosial, dan yang akan mendayagunakan seluruh kapasitas dari masyarakat.
Çin ve Hindistandaki eşitsizliği en büyük engeller olarak görüyorum. Çünkü ancak yerel piyasayı yaratabilirsek bütün nüfusu da büyüme ve zenginliğe doğru götürebiliriz ki bu da sosyal eşitsizliğe engel olup nüfus kapasitesinin tamamının işe yarar hale getirilmesi demektir.
6 Sebuah khotbah umum istimewa yg berjudul ”Agama Sejati Memenuhi Kebutuhan Masyarakat Manusia” akan disampaikan di kebanyakan sidang pd tanggal 10 April.
6 “Hakiki Din İnsan Toplumunun İhtiyaçlarını Karşılar” temasını taşıyan özel konuşma, çoğu cemaatte 10 Nisan tarihinde sunulacak.
Anehnya, 54 persen masyarakat mengatakan jika mereka menaruh uang mereka pada jenis saham itu, mereka pikir akan kurang menguntungkan.
Fakat burada garip bir şey vardı: insanların % 54'u hala şunu söylüyor; eğer paralarını bu çeşit sermaye içine koyarlarsa, daha az para kazanacaklarını düşünüyorlar.
Kami membawa cerita kepada masyarakat.
Halka hikâyeler getiriyoruz.
Kita punya hubungan dengan para saudagar dan tokoh masyarakat yang membuat perdagangan ayahku tetap berjalan.
Babamın işini yapan tüccarlarla ve gümrük görevlileriyle iyi ilişkilerimiz var.
Dan pembimbing lainnya setelah pelatihan ini berkata, "Saya tidak pernah tahu mengapa saya selamat dari pembantaian di desa saya namun kini saya tahu karena saya adalah bagian dari inti masyarakat baru yang damai di Afganistan."
Diğer bir danışman eğitimden sonra bana demiş ti; "Biliyosunuz, ben köyümdeki ölülerden niçin hayatta kaldığımı bilmiyordum. fakat şimdi ben biliyorum ki bunun nedeni ben Afganistan'da barış içindeki yeni bir toplumun çekirdeğiyim."
Maksudmu masyarakat pada umumnya?
Genel toplumu mu kastediyorsunuz?
dan ketika kebanyakan orang memahami situasi pada satu tingkat atau tingkat lainnya mayoritas orang tetap menjadi lugu atas percabangan luas yang memiliki mekanisme egois sebagai penuntun mentalitas pada masyarakat.
Birçok insan bu gidişi çeşitli aşamalarında fark ederken, çoğunluk, toplumun yönelimlerini belirleyen ve sadece kendi çıkarını güden bu sistemin, iyice yayıldığının ve dallanıp budaklandığının farkında değildir.
Sekelompok pemberita Kerajaan mengadakan perjalanan dengan kapal sejauh lebih dari 4.000 kilometer ke pantai barat di Qaanaaq (Thule), untuk mencapai beberapa masyarakat yang tinggal di bagian bumi yang paling utara.
Gökteki Krallığın müjdecilerinden oluşan bir grup, tekneyle batı kıyısından yukarıya doğru 4.000 kilometreden fazla yol alarak Thule’a (Qaanaaq) gittiler; böylece yerkürenin en kuzeyindeki topluluklardan bazılarına ulaşmış oldular.
Telah saya habiskan 20 tahun di penjara. dianggap berbahaya bagi masyarakat.
20 yıl boyunca bir kafese kapatıldım. Topluma tehlikeli bir insan olarak görüldüm.
Masyarakat telah terbiasa menyantap makanan yang telah diubah dengan satu atau lain cara.
İnsanlar, bir şekilde değiştirilmiş olan gıdaları yemeye alıştılar.
Saya juga menyadari fakta bahwa Hal tersebut sangat beresiko bagi masyarakat kita.
Bu gerçek toplumumuz için çok ciddi bir risk oluşturuyor.
Sebelum, selama, dan setelah Perang Dunia II, Duke dan Duchess Windsor dicurigai oleh banyak pemerintah dan masyarakat menjadi simpatisan Nazi.
II. Dünya Savaşı'nın öncesinde, savaş sırasında ve sonrasında, hükümetteki ve halktaki çoğu kişi arasında Windsor Dükü ve Düşesinin Nazilere sempati duyduğuna yönelik şüpheler mevcuttu.
Tidak ada jalan keluar yang mudah untuk mengatasi problem-problem ini, tetapi pendidikan bagi masyarakat telah banyak membantu.
Bu sorunların kolay bir çözümü yok, ancak halka yönelik bir eğitimin yararı oldu.
Jenis pekerjaan yang mereka lakukan berbeda-beda, bergantung pada masyarakatnya dan jam kerjanya.
Yaptıkları işin türü topluma ve zamana göre değişir.
Masyarakat dimana saya tinggal harus belajar bagaimana mereka melindungi diri.
Yaşadığım yerdeki siviller kendilerini korumayı öğrenmeleri gerekiyordu.
Anggota kongres, masyarakat ingin dengar, sisi lain dari kisah kalian!
Kongre üyesi, Halk hikayeyi sizin ağzınızdan dinlemeyi çok istiyor.
Dalam masyarakat yang menekankan kemudaan dan penampilan awet muda, permulaan dari gejala-gejala menopause dapat mencetuskan konsep yang salah: suatu akhir yang mendadak dari masa muda dan awal dari usia lanjut.
Gençliğe ve genç görünüme önem verilen toplumlarda, menopoz belirtilerinin ortaya çıkması, gençliğin aniden sona erdiği ve yaşlılığın başladığı şeklinde yanlış bir yoruma yol açabilir.
2 Sejarawan Yosefus menyebutkan tentang suatu jenis pemerintahan yang unik sewaktu ia menulis, ”Beberapa kelompok masyarakat mempercayakan kekuasaan politik tertingginya kepada monarki, yang lain-lain kepada oligarki, namun ada pula yang mempercayakannya kepada rakyat.
2 Tarihçi Josephus eşsiz bir yönetimden söz ederek şunları yazdı: “Bazı insanlar üstün siyasal yetkiyi monarşilere, diğerleri oligarşilere ve başkaları da halka emanet etmiştir.
Karena penjara itu menyediakan lahan pekerjaan bagi masyarakat yang sedang mengalami masalah ekonomi ini.
Çünkü bu cezaevi ekonomik sıkıntılar içindeki bu topluma iş sağlıyordu.

Endonezya öğrenelim

Artık masyarakat'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.