Endonezya içindeki dusta ne anlama geliyor?
Endonezya'deki dusta kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dusta'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki dusta kelimesi yalan anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
dusta kelimesinin anlamı
yalannoun Ia mendesak kami agar selalu mencamkan bahwa tidak soal apa pun yang mungkin terjadi, ’Allah tidak berdusta’. Bizi, ne olursa olsun, ‘Tanrı’nın yalan söyleyemeyeceğini’ daima aklımızda tutmaya ısrarla teşvik etti. |
Daha fazla örneğe bakın
(1 Petrus 2:22) Musuh-musuhnya melancarkan tuduhan palsu bahwa ia pelanggar hari Sabat, pemabuk, dan dirasuki hantu, tetapi Yesus tidak direndahkan karena dusta mereka itu. (I. Petrus 2:22) Düşmanları İsa’yı Sebti bozmakla, ayyaşlıkla, cinli olmakla yalan yere suçluyorlarsa da, bu yalanlar onun onurunu zedelemedi. |
Majalah ini membeberkan tiga dusta umum tentang Allah yang membuat beberapa orang sulit mendekat kepada-Nya.” Bu dergimiz, insanları Yaratıcıdan uzaklaştıran üç büyük yalanı ele alıyor.” |
Bila ia berdusta agar orang yang ia tahu tidak bersalah mendapat hukuman mati, ia sendiri akan kehilangan nyawanya. Eğer biri masum olduğunu bildiği birini öldürtmek için yalan söylediyse bunun bedelini kendi canıyla ödemeliydi. |
(Penyingkapan 4:11) Dengan demikian, nama-Nya akan disucikan, Setan terbukti sebagai pendusta, dan kehendak ilahi tercapai ”seperti di surga, demikian pula di atas bumi”. —Matius 6:10. Bu şekilde Tanrı’nın ismi kutsal kılınacak, Şeytan’ın yalancı olduğu ortaya çıkacak ve “gökte olduğu gibi yerde de” Tanrı’nın isteği gerçekleşecek (Matta 6:10). |
(Yohanes 8:44) Demi perlindungan kita sendiri di jaman ini manakala dusta dan pembunuhan merajalela, sebaiknya hal ini kita selidiki. (Yuhanna 8:44) Yalancılığın ve cinayetlerin artış gösterdiği bu zamanda, kendimizi koruyabilmemiz için bu konuyu incelemek yerinde olacak. |
Sikap yang sama harus diambil sehubungan dengan sahabat karib mana pun yang bernubuat dusta, supaya ia menjadi malu dan terluka hatinya karena perbuatannya yang salah itu. Sahte öğretiler yayan kişi yakın arkadaşlarımızdan biri olduğunda da aynı tutumu takınmalıyız; böylece yanlış davranışı yüzünden kişi utanabilir ve bir anlamda yüreği yaralanabilir. |
Dari antara perkara-perkara yang dibenci Allah adalah ”lidah dusta” dan ”saksi dusta yang menyembur-nyemburkan kebohongan”. Tanrı’nın nefret ettiği şeyler arasında, “yalancı dil” ve “yalan soluyan yalancı şahit” vardır. |
(Amsal 26:22, Klinkert) Bagaimana jika saudara menelan dusta dan mengulanginya? (Süleymanın Meselleri 26:22) Ya yalanları yutup onları tekrarlarsan ne olur? |
Kepercayaan mereka dalam persekutuan duniawi untuk mendapatkan perdamaian dan keamanan adalah ”suatu dusta” yang disapu bersih oleh banjir sekonyong-konyong berupa pasukan tentara Babel. Barış ve güvenlik için dünyevi ittifaklara dayanan güvenleri, sel gibi gelen Babil ordusu tarafından süpürülüp götürülen bir “yalan”dı. |
Penatua keliling itu lantas memberi tahu mereka bahwa ada lagi dusta Setan yang biasanya tidak disadari. oluyor. O zaman seyahat eden nazır onlara, Şeytan’dan kaynaklanan ve çoğu zaman bu kadar çabuk fark edilmeyen başka bir yalanın daha olduğunu söylüyor. |
Tetapi, mengenai penghakiman, biarlah mereka yang ada di dalam sidang juga diperingatkan bahwa Yehuwa, yang bertindak melalui ”Malaikat Perjanjian” ini, Yesus Kristus, ”akan segera menjadi saksi” menentang semua orang yang mengaku Kristen namun mempraktekkan penyembahan berhala, imoralitas, dusta, dan ketidakjujuran dan tidak memperhatikan orang-orang yang kekurangan. Ancak o, hükümle ilgili olarak cemaatin içindekileri de uyardı, çünkü eylemlerini ‘ahit habercisi’ İsa Mesih aracılığıyla gerçekleştiren Yehova, putperestlik, ahlaksızlık, yalancılık ve sahtekârlık yapan, aynı zamanda yardıma muhtaç kişileri ihmal eden tüm sözde Hıristiyanlara karşı ‘tez şahit olacaktır.’ |
(Jadi, Iblis adalah sumber dusta pertama, yang diucapkan di Eden. (Dolayısıyla Aden’de söylenen ilk yalanın kaynağı İblis’ti. |
(1 Korintus 15:45) Dengan demikian, ia membuktikan bahwa Setan adalah pendusta yang fasik. Korintoslular 15:45). Böylece Şeytan’ın kötü bir yalancı olduğunu kanıtladı. |
(Amsal 12:13) Dusta adalah pelanggaran lidah yang menjadi jerat mematikan bagi orang yang mempraktekkannya. (Süleymanın Meselleri 12:13) “Dudakların günahı” olarak ifade edilen yalan, bu günahı işleyen kişi için öldürücü bir tuzak haline gelir. |
(Mazmur 36:2) Berdusta sungguh terbukti sebagai jerat! (Mezmur 36:2, YÇ) Böyle yalanlar gerçekten de tuzağa dönüşür! |
13. (a) Bagaimana asal usul dari dusta dan mencuri sehingga kita harus menjauhinya? 13. (a) Yalan söylemenin ve çalmanın kökenini belirleyen hangi gerçek, bunlardan kaçınmamızı gerektirmelidir? |
Sebenarnya, mereka berkata seperti dinubuatkan oleh Yesaya, ”Kami telah mengikat perjanjian dengan maut, dan dengan dunia maut [Sheol] kami telah mengadakan persetujuan; biarpun cemeti berdesik-desik dengan kerasnya [”banjir besar datang sekonyong-konyong”, NW], kami tidak akan kena; sebab kami telah membuat bohong sebagai perlindungan kami, dan dalam dusta kami menyembunyikan diri.” Aslında onlar İşaya’nın önceden bildirdiği gibi konuşuyorlar: “Ölümle ahit kestik ve ölüler diyarı (Şeol) ile uyuştuk; taşkın belâ geçerken bize erişmiyecek; çünkü yalanları kendimize sığınacak yer ettik, ve hilenin altına gizlendik.” |
”Kemudian, ketika berpaling kepada saya, ia menyatakan, ’Saya tahu anda tidak akan berdusta karena tahukah anda siapa yang akan tersentak dan marah dalam kuburnya jika anda berbuat demikian?’ “Ondan sonra bana dönüp şöyle dedi: ‘Yalan söylemeyceğinizi biliyorum, zira mezarında kimin yuvarlanacağını biliyorsunuz.’ |
Anak-anak perlu diajar, misalnya bahwa “setiap orang yang mencintai dusta dan yang melakukannya” dibenci oleh Yehuwa. Örneğin, “yalanı her seven ve yapan”dan Yehova’nın iğrendiği çocuklara öğretilmelidir. |
Setan menuduh Yehuwa, Allah kebenaran, Allah kasih, sang Pencipta, berdusta kepada anak-anak manusia-Nya!—Mazmur 31:6 (ayat 5, NW); 1 Yohanes 4:16; Wahyu 4:11. Şeytan, hakikat Tanrısını, sevgi Tanrısını, Yaratıcı olan Yehova’yı, insan çocuklarına yalan söylemekle suçladı!—Mezmur 31:5; I. Yuhanna 4:16; Vahiy 4:11. |
15 Sesepuh, dia adalah kepala; dan nabi yang mengajarkan dusta, dia adalah ekor. 15 Yaşlı, baş odur ve yalan öğreten peygamber, kuyruk odur. |
Ia sangat muak terhadap dusta, apa pun bentuknya. O, yalanın her türünden nefret eder. |
(2 Korintus 4:2; 7:2; Amsal 20:23) Ingat, pemrakarsa ketidakjujuran tidak lain adalah Setan si Iblis, ”bapak dari dusta”.—Yohanes 8:44. Korintoslular 4:2; 7:2; Süleymanın Meselleri 20:23) Sahtekârlığı ilk başlatanın “yalanın babası” olan İblis Şeytan’dan başkası olmadığını unutmayın.—Yuhanna 8:44. |
Di bawah keadaan-keadaan itu ia pasti harus mengatakan ”tidak” banyak kali, karena ia dikelilingi oleh orang-orang kafir, dan istana pasti penuh dengan imoralitas, dusta, suap, tipu daya politik, dan perbuatan-perbuatan bejat lainnya. Şüphesiz ahlaksızlıkla, yalanla, rüşvetle, siyasal entrikayla ve diğer bozuk alışkanlıklarla dolu bir sarayda putperestlerle çevrili bir ortamda yaşadığından, birçok defa pek çok şeye hayır demesi gerekmişti. |
Karena Setan menggunakan sebuah dusta untuk membawa orang-tua pertama kita ke dalam dosa, Yesus menyebut dia sebagai ”........”. [uw-IN hlm. 53 par. Borç para verip almakla ilgili tüm ayrıntılar daima olarak belirtilmelidir. [8, kd 1/9/93 s. |
Endonezya öğrenelim
Artık dusta'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.