Endonezya içindeki cukai ne anlama geliyor?

Endonezya'deki cukai kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte cukai'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki cukai kelimesi vergi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

cukai kelimesinin anlamı

vergi

noun

Salah satu adalah seorang Farisi yang sangat dihormati, dan yang lain seorang pemungut cukai yang dibenci.
Bunlardan biri çok saygı gören bir Ferisi, diğeri ise, hor görülen bir vergi mültezimiydi.

Daha fazla örneğe bakın

Juga dalam menandaskan kerendahan hati, dan yang unik berkenaan Injil Lukas, ialah perumpamaan Yesus mengenai seorang pemungut cukai dan seorang Farisi yang berdoa di bait.
İsa’nın sadece Luka’nın İncilinde bulunan ve alçakgönüllülüğü vurgulayan başka bir meseli, mabette dua eden bir vergi tahsildarıyla Ferisi hakkındadır.
Madu terasa lebih manis daripada cuka.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Cara ini ke Bea Cukai akan menjadi trik, saya berpikir, berikutnya.
Bunları gümrükten geçirmeye kaldı iş artık.
Anda menyapu mereka bersama-sama, dan asam dalam cuka bekerja pada padatan susu di mentega sehingga mentega, bukannya mencair, menjadi ini krem, cahaya, berbusa, dengan jenis yang fantastis semacam halus...
Hepsini beraber çırparsın sirkedeki asitler, tereyağındaki süt zerreleriyle etkileşime girerler ve böylece de tereyağı, erimek yerine kremsi, hafif, köpüklü ve mahirâne bir hâl alır.
Kita tahu yang asli telah di konfirmasi Oleh Bea Cukai di LAX di 6:42 pagi ini, jadi kita tahu itu ditukar beberapa saat setelah itu.
Bu sabah 06:42'de LAX gümrüğünden geçen tablonun orijinal olduğu doğrulandı. Öyleyse 06:42'den sonrasına odaklanıyoruz.
Bea Cukai menemukan jejak di kontainer yang tiba dari Asia kemarin.
Gümrük, dün Asya'dan gelen bir konteynerın izine rastlamış.
Ketika pemungut cukai Lewi (Matius) menjadi pengikutnya, Yesus berkata kepada para ahli Taurat: ”Aku datang bukan untuk memanggil orang benar, melainkan orang berdosa.”
Vergi tahsildarı Levi (Matta) takipçisi olunca İsa yazıcılara “Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim” der (2:17).
Ya, Kau tahu, kau tambah baking soda beri sedikit cuka, hasilnya erupsi.
Evet, bilirsin, kabartma tozu eklersin biraz sirke dökersin, ve patlama elde edersin.
Oh kau tahu, Bea Cukai!
Bilirsin, giysiler!
Salah satu adalah seorang Farisi yang sangat dihormati, dan yang lain seorang pemungut cukai yang dibenci.
Bunlardan biri çok saygı gören bir Ferisi, diğeri ise, hor görülen bir vergi mültezimiydi.
4 Lukas 15:1 berbunyi, ”Para pemungut cukai dan orang-orang berdosa biasanya datang kepada Yesus untuk mendengarkan Dia.”
4 Luka 15:1, “bütün vergi mültezimleri ile günahkârlar İsa’yı dinlemek için ona yaklaşıyorlardı” der.
Pernah para pejabat bea cukai berujar, ”Lihatlah truk yang bersih dan para sopir yang necis ini, sama seperti di foto-foto dalam publikasi mereka.”
Gümrük memurları şöyle demişlerdi: “Şu temiz kamyona ve iyi giyimli sürücülerine bakın, tıpkı yayınlarındaki fotoğraflarda gördüğünüz gibiler.”
Dia melewati bea cukai beberapa jam yang lalu.
Birkaç saat önce gümrükten geçmiş.
Nah, Anda bisa menangkap lebih banyak lalat dengan madu dibandingkan dengan cuka, tetapi Anda juga menggunakan cuka.
Balla sirkeye oranla daha çok sinek çekebilirsin ama yine de sirke kullaniyorsun.
ID cukai kerajaan 95...
Vergi numaran 95...
Formalitas bea cukai di antara ke-15 negara anggota UE pernah menelan biaya sekitar 12 miliar euro setiap tahun.
15 AB üyesi arasındaki gümrük formaliteleri bu ülkelere bir zamanlar yılda yaklaşık 12 milyar euro’ya mal olmuştu.
Orang menimbun cuka apel.
İnsanlar elma sirkesi stokluyordu.
Mungkin mandi cuka.
Belki de sirke banyosu.
”Pasar gelap sedang naik daun,” demikian dinyatakan oleh seorang petugas bea cukai.
Bir gümrük memuru “karaborsacılık tırmanıyor” yorumunda bulundu.
Sewaktu memberikan izin impor bahan-bahan bangunan tersebut, seorang petugas bea cukai Haiti berkomentar, ”Saksi-Saksi Yehuwa termasuk di antara yang pertama-tama melintasi perbatasan untuk mencari bantuan bagi masyarakat.
İnşaat malzemelerinin sınırdan geçişini onaylayan Haitili bir gümrük memuru şöyle dedi: “Yehova’nın Şahitleri insanlara yardım ulaştırmak için sınırdan geçen ilk kişiler arasındaydı.
Oleh karena itu, sekarang ini, kebanyakan lembaga pemerintahan setempat di zona rawan penyengatan menempatkan botol-botol cuka di lokasi yang mudah terlihat —bersama dengan tanda peringatan yang besar terhadap penyengatan di laut.
Günümüzde denizanası tehlikesinin olduğu alanlardaki çoğu yerel yetkili, göze çarpan yerlere denizanalarına karşı uyaran büyük levhalar ile birlikte sıkmalı sirke şişeleri yerleştiriyor.
Bea Cukai memeriksa dia melalui satelit, markasnya berada di Tecali, Meksiko.
Takip sistemi, Mexico'da olduğunu gösteriyor.
”Orang ini [pemungut cukai] pulang ke rumahnya sebagai orang lebih benar dari pada orang lain itu [orang Farisi].”—Lukas 18:9-14, NW.
“Bu adam [vergi mültezimi] ötekinden [Ferisiden] adil sayılarak evine indi” dedi.—Luka 18:9-14.
Pihak Bea Cukai Nigeria mendapati bahwa dokumen pabeannya palsu sehingga saya pun ditahan selama kira-kira 40 hari.
Nijerya Gümrüğü, gümrük vergisi belgesinin sahte olduğunu fark edince yaklaşık 40 gün gözaltında tutuldum.
▪ Kepada siapa Yesus menujukan perumpamaannya tentang orang Farisi dan pemungut cukai?
▪ İsa’nın, Ferisi ile vergi tahsildarı hakkındaki örneklemesi kime yönelikti?

Endonezya öğrenelim

Artık cukai'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.