Was bedeutet bis in Türkisch?
Was ist die Bedeutung des Wortes bis in Türkisch? Der Artikel erklärt die vollständige Bedeutung, Aussprache zusammen mit zweisprachigen Beispielen und Anweisungen zur Verwendung von bis in Türkisch.
Das Wort bis in Türkisch bedeutet -e kadar, -e değin, -e dek, -e kadar, -e dek, -den önce, gelinceye kadar, varıncaya dek, ila, arasında, -e kadar, derine, -e kadar, dek, değin, -e kadar, kadar, dek, -e kadar, dek, değin, sonuna kadar, -e kadar, beklerken, -e kadar gitmek, -e kadar, -den -e kadar, ileride, kadar, iç kısımlara doğru, içe doğru, yüksekliğine kadar, -meden önce, görmek, dışında, hariç, haricinde, -den başka, dolup taşan, sonsuza dek, daima, her zaman, ebediyen, tam olarak, tam, o zamana kadar, dışında, haricinde, görüşürüz, hoşçakal, çocuklukla ergenlik arasındaki kişi, dışında, haricinde, hariç, yatmayıp beklemek, daima, hep, sonsuza kadar, sonsuza dek, gündüz, gün, yere kadar, vuku bulmak, -den başka, hariç, omuz hizasında, dışında, haricinde, herkese açık olmayan, uzun bacaklı, ağzına kadar dolu, kübik, küp, sonsuza kadar, sonsuza dek, ebediyen, ilelebet, süresiz olarak, şimdiye kadar, şimdiye dek, daha, henüz, şimdi ve sonsuza dek, her zaman, bir dereceye kadar, bir derece, bir dereceye kadar, sonsuza kadar, şimdiye kadar, tepeden tırnağa, şimdiye kadar, şimdiye kadar, şimdiye kadar, şimdi bile, şu ana kadar, o zamana kadar, şimdiye kadar, sonsuza dek mutlu yaşadılar, gece geç saatte, görüşmek üzere, kısa zaman öncesine kadar, bir dereceye kadar, sonuna kadar, sonuna dek, -den başka, dünyanın öbür ucuna kadar, sapına kadar, görüşürüz, görüşmek üzere, şimdilik hoşça kal, görüşmek üzere, yarın görüşürüz, görüşürüz, görüşmek üzere, şimdilik hoşça kal, görüşmek üzere, son derece, yılın başından bu güne kadar, (biri, vb.) dışında hepsi, -den başka hepsi, yanıp kül olmak, yanıp yok olmak, aşırıya kaçmak, gece geç saatlere kadar uyumamak, erişmek, -den beri var olmak, bitmesini beklemek, parçalı (bulutlu, vb.), şu an, şu anda, kadar çok, o tarihe kadar, mutlu sonu yaşamak, yol boyunca, ölene kadar, tekrar görüşünceye kadar, -e kadar çıkmak, sırasını beklemek, düşürmek, tam olarak doldurmak. Um mehr zu erfahren, lesen Sie bitte die Details unten.
Bedeutung des Wortes bis
-e kadar, -e değin, -e dek
Sie kam nicht, bis die Feier schon fast vorbei war. Stephen kapanışa kadar bardaydı. Büyük haberi duyurmak için partiye kadar beklediler. |
-e kadar, -e dek
Bis er achtzehn war, ging er niemals zum Strand. |
-den önce
Lauren wartete mit dem Sprechen, bis Dan fertig war. Lauren konuşmaya başlamadan önce Daniel'in sözünü bitirmesini bekledi. Amerika'da onaltı yaşından önce araba kullanamazsın. |
gelinceye kadar, varıncaya dek(yere, vb.) Du musst in der U-Bahn bis Kings Cross bleiben, dann steig in eine andere Linie um. |
ila, arasında
Im Sommer reichen die Temperaturen von 30 bis 40 Grad Celsius. Yazın sıcaklık otuz ila kırk derece arasında olmaktadır. |
-e kadar
|
derine
|
-e kadar, dek, değin
Harry war so müde, dass er bis Mittag schlief. |
-e kadar
|
kadar, dek(bu güne, bu zamana, vb.) |
-e kadar, dek, değin
Ich habe in Nigeria gelebt bis ich neun Jahre alt war. Karen lachte bis sie weinte. |
sonuna kadar
|
-e kadar
|
beklerken
Die Mitarbeiter wurden suspendiert, bis die Überprüfung des Vorfalls abgeschlossen wird. |
-e kadar gitmek(zaman) |
-e kadar(yer) Wir fuhren bis Monterey mit dem Auto, dann sind wir den Rest des Weges mit dem Rad gefahren. |
-den -e kadar
Der Laden hat Dienstag bis Freitag geöffnet. |
ileride(ugs) Es sind nur noch zwei Wochen bis zur Hochzeit und sie hat sich noch nicht für ein Kleid entschieden. |
kadar(süre) Du musst den Bericht bis Montag abgeschlossen haben. Raporu Pazartesi'ye kadar bitirmiş olman gerekiyor. |
iç kısımlara doğru, içe doğru
|
yüksekliğine kadar
Das Wasser reichte mir bis zur Hüfte und ich konnte nicht schwimmen. Ich hatte panische Angst. |
-meden önce
Du hast deine Aufgaben im Haushalt besser erledigt bevor ich nach Hause komme, oder bekommst großen Ärger. |
görmek(Abk, Anglizismus) C U 2nite! [See you tonight!] |
dışında, hariç, haricinde, -den başka
Bis auf dich, kommen alle mit zu dem Ausflug. Jeder hier ist Blond, außer Jane, sie ist braunhaarig. |
dolup taşan
|
sonsuza dek, daima, her zaman, ebediyen
Ich werde dich immer lieben. Seni sonsuza dek seveceğim. |
tam olarak, tam
|
o zamana kadar
Dann wird es zu spät sein. |
dışında, haricinde
Außer mit hat keiner meiner Klassenkameraden den Aufsatz pünktlich abgegeben. |
görüşürüz
|
hoşçakal
Tschüss! Bis morgen! |
çocuklukla ergenlik arasındaki kişi
|
dışında, haricinde, hariç
|
yatmayıp beklemek
|
daima, hep, sonsuza kadar, sonsuza dek
Ich werde dich immer lieben. Seni sonsuza dek seveceğim. |
gündüz, gün
Sie verbrachten den ganzen Tag damit, das Haus anzustreichen. Bütün günü evi boyamakla geçirdiler. |
yere kadar(giysi) Dieses bodenlange Kleid ist zu altmodisch für mich. |
vuku bulmak
Niemand weiß, wie dieses kleine Drama ausgehen wird. |
-den başka, hariç
Niemand reagierte, außer ich. Benden başka hiç kimse bu konuda birşey yapmadı. |
omuz hizasında
|
dışında, haricinde
|
herkese açık olmayan
|
uzun bacaklı(kadın) |
ağzına kadar dolu(ugs) |
kübik, küp
|
sonsuza kadar, sonsuza dek, ebediyen, ilelebet
|
süresiz olarak
|
şimdiye kadar, şimdiye dek
|
daha, henüz
|
şimdi ve sonsuza dek, her zaman
|
bir dereceye kadar, bir derece
|
bir dereceye kadar
|
sonsuza kadar
|
şimdiye kadar(ugs) Harry lernt Backen; bis jetzt hat er einen Sandkuchen und ein paar Bananenmuffins gemacht. |
tepeden tırnağa
|
şimdiye kadar
Bis jetzt haben wir nur Kapitel vier fertig. |
şimdiye kadar
|
şimdiye kadar
Bis jetzt habe ich noch nichts neues über diese Situation gehört. |
şimdi bile
|
şu ana kadar
|
o zamana kadar
Er hat mit 40 geheiratet. Bis dahin lebte er alleine. |
şimdiye kadar
Bis jetzt war ich beruflich erfolgreich. |
sonsuza dek mutlu yaşadılar(masal sonu) Cinderella heiratete ihren Märchenprinzen und beide lebten glücklich bis an ihr Lebensende. |
gece geç saatte
|
görüşmek üzere
|
kısa zaman öncesine kadar
|
bir dereceye kadar
|
sonuna kadar, sonuna dek
|
-den başka
Bis auf eine Attacke auf die Keksdose haben wir nichts zum Snacken. |
dünyanın öbür ucuna kadar
|
sapına kadar(gayri resmi) |
görüşürüz, görüşmek üzere
Bis bald, Edna! |
şimdilik hoşça kal
|
görüşmek üzere
|
yarın görüşürüz
Geoff rief seinen Kollegen laut "Bis morgen!" zu und verließ das Büro. |
görüşürüz, görüşmek üzere
|
şimdilik hoşça kal
|
görüşmek üzere
|
son derece
|
yılın başından bu güne kadar
|
(biri, vb.) dışında hepsi, -den başka hepsi
Alle bis auf einer ihrer Schüler bestanden die Prüfung. |
yanıp kül olmak, yanıp yok olmak
|
aşırıya kaçmak
|
gece geç saatlere kadar uyumamak
|
erişmek
Mach dir keine Sorgen wenn du nicht schwimmen kannst; das Wasser wird dir nur bis zu den Knien gehen. |
-den beri var olmak
|
bitmesini beklemek
|
parçalı (bulutlu, vb.)(hava) |
şu an, şu anda
Jetzt gerade haben wir fast 80% der Gelder gesammelt, die wir brauchen, um das Projekt abzuschließen. |
kadar çok
An einem guten Tag habe ich bis zu 80 Vogelarten gesehen. |
o tarihe kadar
Er kommt im Herbst in die Schule. Bis dahin bleibt er zu Hause. |
mutlu sonu yaşamak
Die verlorene Katze wurde auf dem Boden gefunden und die Familie lebte glücklich bis an ihr Lebensende. |
yol boyunca
|
ölene kadar
|
tekrar görüşünceye kadar
|
-e kadar çıkmak
|
sırasını beklemek
|
düşürmek
|
tam olarak doldurmak
|
Lass uns Türkisch lernen
Da Sie jetzt also mehr über die Bedeutung von bis in Türkisch wissen, können Sie anhand ausgewählter Beispiele lernen, wie man sie verwendet und wie man sie verwendet lesen Sie sie. Und denken Sie daran, die von uns vorgeschlagenen verwandten Wörter zu lernen. Unsere Website wird ständig mit neuen Wörtern und neuen Beispielen aktualisiert, sodass Sie die Bedeutung anderer Wörter, die Sie in Türkisch nicht kennen, nachschlagen können.
Aktualisierte Wörter von Türkisch
Kennst du Türkisch
Türkisch wird von 65-73 Millionen Menschen auf der ganzen Welt gesprochen und ist damit die am häufigsten gesprochene Sprache in der Turkfamilie. Diese Sprecher leben hauptsächlich in der Türkei, mit einer kleineren Anzahl in Zypern, Bulgarien, Griechenland und anderswo in Osteuropa. Türkisch wird auch von vielen Einwanderern nach Westeuropa, insbesondere in Deutschland, gesprochen.